Son dönemde sanatçıların iş bulamama kaygısıyla kendilerini rahatça ifade edemediğini, çekinmeden konuşamadığını savunan oyuncu Tamer Karadağlı, “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan korkuyoruz. Ben de dahil hepimiz bu korkuları yaşıyoruz” dedi.
Millet gazetesinden Başak Çolak’a konuşan ünlü oyuncu özetle şunları söyledi:
*Sanatçılar kendilerini rahatça ifade edebiliyorlar mı, korkmadan çekinmeden konuşabiliyorlar mı? Elbette hayır. Her dönem hükümete yakın ünlü sanatçılar vardı. Ama son zamanlarda o daha da yoğun olarak gözlemlenmeye başladı.
*Genel bir korku var herkesin üzerinde ‘Aman şimdi ters gitmeyelim iş bulamayız, kanallara baskı olur, rol bulamam, aç kalırım’ diye korkuyor insanlar. Maalesef bu böyle bir dönem. Bu sadece sanatçılar için değil, iş adamları için de böyle. Herkes kıyma yemiş kedi gibi.
Ben de dahil hepimiz bu korkuları yaşıyoruz
*Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan korkuyoruz. Ben de dahil hepimiz bu korkuları yaşıyoruz. Herkes ‘aman ters gitmeyelim, yanlış algılanmayalım’ derdinde. Kaç kişi tanıyorum yıllar önce farklı, şimdi farklı olan.
*Gezi olaylarına gittikten kısa bir süre sonra yarışma programım bitti. Ve nedense ikisi aynı döneme denk geldi. Sizce ben daha farklı ne düşünebilirim? Ben de açıkçası bu olayların hepsini onlara yordum ve buna inandım. İşte bunlar bizi korkutuyor. Ayrıca korkuyoruz diye farklı da algılanıyoruz. “Niye korkuyorsunuz acaba, demek ki korkacak bir şeyiniz var” gibi etiketler yapıştırılıyor. Ama ne yazık ki öyle değil, Türkiye’de bir korku silsilesi var.
Her şey sayın cumhurbaşkanımızın iki dudağı arasında
*Allah’tan başka kimseden korkmam. Ama çocuğun için endişe duyuyorsun. Sanatçı özgürce kendini anlatamıyor. Bırak sanatı, yaşarken hiçbir şeyde özgürlük yok. Her şey sayın cumhurbaşkanımızın iki dudağı arasında. ‘Dövme kötü’ dedi; eyvah herkes dövmeleri sakladı. ‘O kötü’ dedi hop herkes o tarafı sakladı. Tek adam, tek söz sahibi insan. Diğerleri; bütün kabine bakanlar, bakan yardımcıları hepsi fasarya. sayın Cumhurbaşkanımız ne derse odur. Onun söylemesi yeterli, o bir şeye karar verecek de karşısındakiler itiraz edecek öyle mi?
Karı koca bile artık birbirine korkuyla bakıyor
*Hepimizi rahatsız eden o kadar çok şey var ki, 1950 ve 1960’lardaki Rusya gibi olduk. Kimse kimseye güvenmiyor. Herkes paranoyak bir şekilde “Acaba dinleniyor muyum?” diye soruyor. Karı koca bile artık birbirine korkuyla bakıyor. Durumumuz bu!
Gezi sürecinde Erdoğan karşısında akıllı bir muhatap bulamadı
*Vallahi ben AK Saray’ı da, Hülya Avşar’ın evini de görmedim. Bu yüzden hangisi hangisinden daha lüks bunu bilemeyeceğim. Ama eminim Hülya’nın ki daha lükstür…
*Hep mi karşı tarafı eleştireceğiz? Bu korkuyu biraz da biz kendi kendimize salıyoruz. en basit örneğiyle Gezi olaylarında Sayın Erdoğan başbakanken birkaç sanatçıyı kabul ederek karşılıklı istişare yapmak istedi. Orada yaşanılan sorunları anlatacak birini bulabildi mi? Tabii ki hayır. Sayın cumhurbaşkanı karşısında akıllı bir muhatap bulamadı ki! Kimsenin böyle bir altyapısı yok ki! Yazık değil mi şimdi Sayın cumhurbaşkanına da?
‘Gezi gençliği başka’ dediler de ne oldu; tırt!
*’Gezi olayları bir milattır’ dediler. ‘Gezi gençliği başka’ dediler de ne oldu; tırt! evet ben de gittim ama propaganda için gitmedim. PKK için bayrak açılırken onların içinde yer almadım. Doğayı korumak için orada olan gençlere destek verdiğim şeyler olduğu kadar, desteklemediklerim de var.
Diken