Sanatçılar ve sanatçı ruhuna sahip insanlar, çevrenizde bunlardan biri varsa ve hatta böyle biri sevgilinizse ne demek istediğimizi anlamışsınızdır. Peki neden böyle insanları anlamak, onlarla anlaşmak zordur?
Sanatçılar ve sanatçı ruhuna sahip insanlar, çevrenizde bunlardan biri varsa ve hatta böyle biri sevgilinizse ne demek istediğimizi anlamışsınızdır. Peki neden böyle insanları anlamak, onlarla anlaşmak zordur?
Bazen içine kapanık, bazen aşırı sosyal, bazen depresif bazen hiperaktif. Sanatçı ruhlu insanların bir günü diğer gününü tutmaz. Uçlarda yaşamak deyimi sanki bu insanları tarif etmek için bulunmuştur. Bu uçlar onlara çelişkili bir kişilik kazandırır.
Saatlerce oturup düşündüğü sandalyede kaç saattir oradasın diye sorsanız size birkaç dakika oldu diyecektir. Çünkü düşünce hızlarıyla gerçek zaman akışı asla birbirini tutmaz.
Bu kişilerden sizin gördüğünüz şeyi görmesini veya onun gördüğü bir şeyi sizin görmenizi bekleyemezsiniz. Bembeyaz bir fonda bile çok farklı dünyalar yaratabilirler. Bunu anlamaya çalışmak, ona ayak uydurmayı denemek ikiniz için de zaman kaybı olacaktır.
Zaten farklı çalışan bir beyne, farklı bir zaman algısına sahip bu kişiler aşık olduklarında vücut kimyaları çok daha derinden değişecektir. İrrasyonel davranışlar sergilemesi sizi hiç şaşırtmasın.
Farklı bir kod sistemine sahip olabilir böyle kişiler. Siz onun sizi eleştirdiğini düşünürken aslında size sevgisini gösteriyor olabilir. Siz kavga ettiğinizi sanırken o aslında size sizi sevdiğini söylemek istiyor olabilir.
Bu ne demek derseniz şöyle özetleyelim; eğer sanatçı ruhlu birini kendi alışık olduğu ortamdan koparırsanız ve başka bir ortama sokmaya çalışırsanız buna tepki gösterecek ve uyum sağlamayı yüksek olasılıkla beceremeyecektir.
Eğer sanatçı ruhlu biriyle yakınlaşmak istiyorsanız onun işlerini, çalışmalarını, düşüncelerini övmenin bir yolunu bulsanız iyi edersiniz.
Nasıl ki bir sanatçı yarattığı eserlerle ölümsüz olmak, unutulmamak arzusundaysa, sanatçı ruhlu kişiler için de bu geçerlidir. Unutulmaktan, ilgi görememekten ve hatta terk edilmekten çok korkarlar. Onu bu korkularından arındırmalısınız.
Hayatın her türlü hazzının peşinden koşan biriyle karşı karşıya olduğunuzu asla unutmayın. Yemek, içmek, gezmek, bir şeyler yaratmak ve bütün bunların hazzına varmak en büyük tutkularından biri.
Başta da dedik uçlarda yaşamayı seven, hayatında gri alana pek yer vermeyen kimselerdir. Bu durum, konu eleştiri veya övgü olunca da ortaya çıkar. Kendini yerden yere vurmak ile göklere çıkarmak arasında salınır.
Sanatçı ruhlu kişilikler ilgi çekmeyi, gözlerin onların üzerinde olmasını severler. Karizmanın, havalı tavırların, auranın hastasıdırlar. Bunu belli etmenin en kestirme yolu da kıyafetleridir. Size çok farklı gelen kıyafetlere hazırlıklı olun.
Hayat felsefelerini bu kadar kısa özetlemek mümkündür aslında. Kurallara bağlı kalmalarını, düzenli bir hayat yaşamalarını beklemeyin. Karmaşa içinde bir düzenleri vardır; zaman içinde anlayacaksınız.
Sanatçı ruhlu kişilerin barındırdığı gizem, karizma, çelişkiler onları birçok kişinin gözünde çekici hale getirecektir. Bu ilginin yarattığı karmaşa onların anlaşılmasını daha da zorlaştıracaktır.
Bu kişilerin anlaşılmak gibi bir kaygıları yoktur, sanki anlaşılmak istiyorlarmış da bunu başaramıyorlarmış gibi düşünmeyin. Aksine yarattıkları bu gizemden çok hoşnutturlar.
Sakın bu uzak, donuk, belki soğuk kişiliği sizde yanlış duygular uyandırmasın. Biraz sabrederseniz göreceksiniz ki bu kişiler sevilmeye, bunu hissetmeye ihtiyaç duyarlar.