Aliye Berger'in gravürleri, kendi deyimiyle yaşamda her şeyi 'renkli gören, yaşamayı en büyük coşku ve aşk olarak kabul eden bir anlayışın ürünleridir. Gravürün 1960 yıllarında sevilip yayılmasında etkili olan yapıtlarında Aliye Berger, kasap kağıdı, zımpara kağıdı gibi alışılmamış gereçler kullandı.
Konularını, kendi çevresindeki oluşumlardan ve yaşamın bütünü içinden seçmiştir. Görüp yaşadığı konular çevresinde zengin bir imgeler dünyası oluşturan Aliye Berger'in gravürlerinde, özellikle seçilmiş ve üstünde ısrarla durulmuş konulardan çok, günübirliğine değişen, sanatçıyı ilgilendirdiği ölçüde görsel anlam kazanan görüntüler egemen oldu.
Gravürde, renkli ve siyah-beyaz özgün baskıda coşkulu, verimli bir dönemin başlıca temsilcilerinden olan Aliye Berger Türkiye'de gravür sanatının zenginleşmesine büyük ölçüde katkıda bulundu.