Fotoğraf: Istanbul Museum Of Modern Art
Hatta 'sanattan sayılmaz, sanat değildir” gibi zavallı ifadeler bile söylenmiştir. Yukarıda da belirttim, bu şekildeki yorumlar sanatın ne olduğunu hiç bilmemektir. Böyle düşünenlere sormak lazım; natüralist, realist (klasik) resmin dönemi bittiyse artık sanattan sayılmayacaksa, o zaman Leonardo’nun Mona Lisa’sını ne olarak tanımlayacaklar? Sanatsal fosil mi diyecekler? Rembrandt'ın resimlerine ne diyecekler? Yüksek teknikle yapılmış ayrıntılı mağara resmi mi? Michelangelo'nun heykellerini arkeolojik kalıntı mı sayacağız? Ayrıca yüz binlerce klasik eserlerin bulunduğu sanat müzelerine ne diyecekler? Arkeoloji müzesi olarak mı tanımlayacaklar?
Tabii iş bunula bitmiyor, madalyonun bir de öbür yüzü var. Güzel sanatlar yalnızca plastik sanatlar değildir. Müzik, edebiyat da güzel sanatlara dahildir. Ancak hiç bir pop müzik sanatçısı “artık klasik Türk sanat müziği dönemi bitmiştir, müzik değildir vs. ” hadsizliği yapmaz, yapamaz. Ha keza yine hiç bir yazar, “klasik romanların dönemi geçmiştir, artık değerini kaybetmiştir vs.” deme gafletinde bulunmaz.
Görüldüğü gibi eğer söylemler eylemler sorgulanmazsa böyle komik sonuçlar ortaya çıkar. Oysa klasik ya da modern, iki boyutlu düzlem üzerine veya üç boyutlu olarak yapılan bütün ekoller sanatın kapsamındadır. Dolayısıyla hiçbir ekol, tarz, görüş, sanatı kendi kategorisine indirgeyemez veya diğerlerini sanat dışı sayamaz. Sanat moda değildir ki trend olsun veya dönemi bitsin! Elbette sanatseverler zaman zaman çeşitli akımlara tıpkı moda muamelesi yapıp daha çok ilgi gösterebilir. Ancak sanat izleyicinin eğilimiyle ilgilenmez. Sanatın gelişimi moda şeklinde değil, bilimsel gelişime benzer. İşte bu nedenlerle içeriksiz ve sanat dışı yorumlara sanatsal züppelik dedim.
Sanatı değerlendirme ölçütünde bir başka aymazlık daha var, o da; sanat eserini üzerindeki işçilik ve emekle değerlendirmek gibi “zanaat” ile sanatı karıştırma cehaletidir.
Bir eserden bahsederken ince ince işlemiş, üzerinde çok emek var ifadelerini sıklıkla duyarsınız. Eserin üzerinde şu kadar sayıda şekil var, bu kadar çizgi var, renk var. Ya da eğer figüratif ise şu kadar sayıda bina var, insanlar var, binlerce balık var, binlerce kuş yapmış gibi ifadelerle, görsel nicelik üzerinden sanatsal değerini izah etme cehaleti gösterirler. Oysa sanatın gerçekliği çok farklıdır. Soyut resmin babası Kandinsky ile Mondrian, Malevich hatta picasso’yu da dahil edebiliriz, yapıtları emek açısından çok zayıftır. Modrian’ın neoplastisizm adını verdiği renkler ve geometrik şekiller arasındaki ilişkilere dayalı, üslupta dikey yatay çizgiler arasında rastgele ortaya çıkan geometrik şekillere, hele Malevich’in suprematizm ekolünde temel geometrik formlara indirgeyerek yaptığı tuvali kaplayan ve sadece tek bir siyah kare olan yapıta ne diyeceksiniz? Üzerindeki görsel emek neredeyse sıfır sayılır.
O zaman bu zihniyete göre bunlarda emek yok öyleyse iyi bir sanat sayılmaz demektir. Uzatmayayım müzelerde böyle üzerinde emek olmayan binlerce soyut esere rastlarsınız. Çünkü sanatta emek kaygısı yoktur. Sanatın emek gereken kısmı sanatçının zihnidir. Tüm emek orada başlar orada biter. Dolayısıyla ne kadar zahmetli olursa olsun ortaya konulan obje üzerindeki sayısal niteliklerin tümü kompozisyon gereğidir. Sanatsal değerlendirilmesinde bir kriter değildir, olamaz.
Tabii, ülkemizdeki özellikle soyut sanat konusundaki bilgisizlik ve aymazlıklar bunlarla bitmiyor. Bir de ülkemizde evlere şenlik, ciddiyetsiz olan sanat eserinin fiyatlandırma sorunu var. Gelişmiş ülkelerin büyük ölçüde çözdüğü ama biz de eseri fiyatlandırma hiç güven vermeyen, son derece şüpheli, zemini kaygan bir durumda yürütülüyor. Ve bir hayli sorunlar ortaya çıkıyor. Oysa sanatla fiyatı, ederi asla bir araya gelmez ve gelmemelidir.
Bir başka zemini kaygan konu da “dekoratif soyut sanat” saçmalığıdır. Sanat eserine dekorasyon objesi zihniyetiyle bakmak, sanat bilincinin ne kadar aşağı seviyelerde olduğunun göstergesidir. Maalesef bizdeki modern soyut sanatta hala çok yaygın bir üretim şeklidir. Gelecek bölümde şaşırtıcı örneklerle bunlara devam edeceğim.
Instagram
X
Facebook
Linkedln
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir.