Kadının baskılanması, psikolojik veya fiziksel şiddet ve cinsiyet ayrımcılığı toplumumuzda ne yazık ki sıkça karşımıza çıkıyor. Bu durumlar her ne kadar eğitim düzeyi ile ilişkilendirilse de, toplumsal düzenin hemen her katmanında görülüyor. Sanatçı (!) olarak değer verilen kimselerin, böylesine önemli bir konuda daha dikkatli açıklamalar yapmasını temenni ediyoruz. 🙏🏻
Uzun yıllardır müzik piyasasında olan Tatlıses, dünya görüşünü anlattığı bir röportajda kadının hanım hanımcık (?) olması gerektiğini belirtti. Yaptığı açıklamada kadına şiddetin ona göre ne kadar olağan olduğundan söz etti.
Ne yazık ki bu düşüncesini uygulamaya geçirdi. Değişen eş ya da sevgilileriyle de adı sıklıkla şiddet olaylarına karıştı.
İbrahim Tatlıses'in Perihan Savaş'a şiddet göstermesini destekleyen açıklamalar yapan İnanır, kadınların erkekleri bazen 'çileden çıkardığını' belirtti. Bu durumda dayağın kaçınılmaz olduğunu söyledi ve ne mi oldu? Rol aldığı filmlerdeki maço ve şiddet yanlısı karakterini el birliğiyle Türk sinemasının zirvesine taşıdık. Bu da ülkemizde cinsiyetçiliğe ve kadına şiddete verilen tepkinin (!) göstergesi oldu.
Bu iddiaların son derece rahatsız edici olması bir yana, Petekkaya Sözcü gazetesi yazarı Rahşan Gülşan'a yaptığı açıklamada kadın bedenini aşağılayıcı açıklamalar yaptı. 'Ben Nurgül’ün nesini taciz edeceğim? Beyonce mi o?' diyerek yaptığı cinsiyetçi açıklamadan sonra, duyarlı insanların tepkisiyle karşı karşıya kaldı.
İzzet Yıldızhan, bir gazeteye verdiği röportajda 22 yıl evli kaldığı eşine 'yeri geldiğinde' tokat attığını ve bunun şiddet olmadığını dile getirdi. Şiddet övücü Yıldızhan, şiddetin sevgiyi pekiştirdiğini bu talihsiz röportajda dile getirdi.
Neresinden baksanız son derece uygunsuz bulacağınız açıklamalar, ataerkil toplum düzeninin bir yansıması gibi adeta. Kadını eşyası gibi gören ve 'Kadınlar benim malımdır!' diyen Ağaoğlu, elbette kadın erkek büyük bir kesimin tepkisini çekti. Ancak bununla kalmadı, bu açıklamasından dolayı kendisini dava eden CHP milletvekili Tur Yıldız Biçer için, 'Dava eden hanımefendiyi eve bekliyorum.' diyerek haddini aştı.
Şov dünyasında ilgi çekici tek tip kadın algısı oluşturmayı amaçlayan İvana Sert, açıklamalarında cinsiyetçiliğin yalnızca karşı cinsler arasında olmadığını bizlere gösterdi. Tarz yaratmanın sonu olmadığını, kadınların karakterlerini de kıyafetlerinde yansıtması gerektiğini ve agresif değil 'hanım' olması gerektiğini söyleyen Sert, tepki topladı.
Yarışma içerisinde yer alan konseyde bir tartışma sırasında, karşısındaki kadından söz hakkını almak için oldukça talihsiz bir cümle kurdu. Cinsiyetçiliğin sınırlarını aşan Çılgın Sedat, erkeğin olduğu yerde kadının söz hakkı olmadığını belirtti. Oldukça tepki toplayan bu cümleden sonra özür de dilese, laf ağızdan çıkmıştı bir kere!
Kadının çalışma hayatındaki yerini yadırgayan Cem Davran, ilk attığı tweete gelen tepkiler sebebiyle açıklama yapmak amacıyla bir tweet daha attı. Ancak ne yazık ki bu cinsiyetçi tutum, bir oyuncu tarafından yaşatılmış oldu.
Kendisinin hayatında 3 ayrı kadın olduğunu bildiğimiz Ferdi Tayfur, cinsiyetçi açıklamalar arasında yeni bir çığır açmış durumda. Çok karısı olan 'adam'ın iyi olduğunu, yoksa o kadar kadının hayatında durmayacağını belirten Ferdi Tayfur bir yana, hayatında bulunan kadınların bu fırsatı nasıl verdikleri merak konusu!
'Kadın dediğin çekici olmalı' notuyla fotoğraf paylaşan Avşar'ın kadın tanımı yapması ve kadını belli bir kalıba sokma çabası takipçileri tarafından eleştirilmesine yol açtı. Avşar, bu eleştirilerin üzerine fotoğrafı sildi.
Kadınların zeki, çevik ve ahlaksız erkekleri sevdiğini ve bu sebeple ahlaklı olmak için çabalanmaması gerektiğini belirtti. Kendisi ise ahlaklı ve düzgün bir erkek olduğu için yalnız(mış)!
Felsefi düşüncelerine ülkece ihtiyacımız olan Nihat Doğan, kendince son derece mantıklı açıklamalarıyla şiddeti, tacizi ve cinsiyetçiliği meşrulaştırmaya çalıştı. Elbette çokça tepki gördü, ancak daima özrü kabahatinden büyük oldu.
Aldatılan kadının mantıklı davranması gerektiğini belirtip, oldukça mantıksız bir şekilde erkeklerin aldatma saçmalıklarını görmezden gelmeleri gerektiğini söyledi. İki eşit cinsiyetten karşı cinsini bu denli yüceltmek hangi mantığa sığıyor biz ne yazık ki anlayamadık.
Eşine uyguladığı şiddet sebebiyle evden uzaklaştırma cezası alan Davut Güloğlu, ifade özgürlüğünü hiçe sayarak canlı yayında Sıla'ya düşüncelerinden dolayı küfretti. Karşılıksız kalmadı elbette, Sıla 'basın yoluyla alenen hakaret' davası açtı ve dava sonucunda Güloğlu 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ceza, günlüğü 20 TL'den olmak üzere 8 bin 400 TL adli para cezasına çevrildi.
Kendine eş değil, bir şekilde hizmet edecek insan istediğini geçtiğimiz günlerdeki talihsiz açıklamalarında gördük. Egosunu tatmin etmek için olsa gerek, nişanlısını yeterince güzel ve seksi bulmadığını belirtti. Sosyal medyada büyük tepkiler alan Alişan özür dilemedi bunun yerine Eda Erol nişanlısına Instagram hesabından destek oldu.
Offf O Alişan... 'Çok seksi olsa evlenmezdim' dedi, o Eda Erol'da 'Çok seksi bi kadın olsam senin yanında ne işim olur' diye ağzının payını vermedi ya benim içimde kaldı. Ne güzelde gollük pas vermişti halbuki Alişan yapıştır cevabı işte kalsın orda. En azından bi röportaj sırasında falan şakayla karışık söyleyip bozsaydı o şoparı ne iyi olurdu.
#12 tam bir şerefsizlik örneğidir hala da medya maymunluğa devam ettiriyorlar bu adamı ya resmen halkla dalga geçiyorlar hatırlar mısınız bilmem ama nihat doğan şerefsizi bu tweeti özge can vahşice katledildiğinde atmıştı artık cinsiyetçilikden tamamen uzak bir sapkınlık bu ya :(
Bu zeka ile bu yaşlara iyi gelmişler vallahi. Tebrikler.