Tarih boyunca sanatçılar, sanat için çok sayıda eser ortaya koydu. Bunun için gecelerini gündüzlerine katıp, günümüze miras olarak bırakılan bu eserlerden büyük çoğunluğunu manzara resimleri oluşturuyor. Peki, en ünlü ve güzel manzara tablolarını biliyor musunuz?
İki metre uzunluğunda bir parşömen üzerinde resmedilen Dağlar ve Akarsular Arasındaki Gezginler, erken dönem Çin manzara resimlerinin en ünlü örneği. Yakın, orta ve uzak olmak üzere üç farklı perspektiften oluşan resim, Fan Kuan'ın en bilinen eseri.
Fan Kuan'ın ardından en meşhur manzara ressamı olan Çinli sanatçı Guo Xi'nin fırçasından çıkan Erken Bahar, bir kompozisyonda birden fazla perspektifi birleştirme yeteneğinin sergilendiği en ünlü eserlerden biri.
Manzara resimlerinin gelişiminde son derece önemli bir yere sahip olan Fırtına, bunun yanı sıra en ünlü Rönesans tablolarından biridir. Tablo sadece yemyeşil bir manzaradan ibaret değil. Sağ ön planda bebeğini emziren isimsiz bir kadın ve solda ayakta duran uzun bir asa taşıyan bir askeri de barındıran resim, manzara resimlerinin geleceğini belirleyen bir eser.
Kardaki Avcılar adlı tablo, aslında yılın farklı zamanlarını tasvir etmeye adanmış bir serinin parçası. Bu çalışma, kışın bir çift avcının köpeklerini karlı arazide yönlendirdiği bir sahneyi betimliyor.
Çok yönlü bir İtalyan ressam olan Annibale Carracci, sık sık Caravaggio ile karşılaştırılırdı. Dönemin Fransa Kralına hediye olarak hazırlanan Balıkçılık, bir manzaradan çok sanatçının anılarını anlattığı bir eser olarak kabul ediliyor.
Geç Rönesans döneminde ortaya çıkan Toledo'nun Manzarası, El Greco'nun sen beğenilen eseridir. Sanatçının günümüze kadar gelebilen iki manzara resminden biri olan bu eser, gökyüzünün en iyi tasvirlerinden biri...
Barok ressam Claude Lorrain'in eserleri, çoğunlukla İncil'e veya klasik mitolojiye dayanan alegorik sahneleriyle bilinir. Pastoral Peyzaj, ufukta çiftlik hayvanları, bir çoban ve klasik mimari ile kırsalın yumuşak odaklı bir tasvirini içeriyor.
Barok tarzda enfes eserlere sahip olan Nicolas Poussin'in eseri Bahar, sanatçının dört mevsimi ifade eden koleksiyonunun bir parçasıdır. Resmin en önemli özelliği, Adem ve Havva'nın çimenlerin üzerinde yer alan tasviridir.
18. yüzyıl İtalyan sanatçısı Canaletto'nun eseri olan La Sallute Kilisesi'ndeki Büyük Kanal, Venedik'in ayrıntılı bir panoramasını içeriyor.
Romantik dönem sanatçısı Caspar David Frienrich'in en bilinen eserlerinden Sis Denizinin Üstündeki Gezgin, doğanın hayranlık uyandıran ve yüce özelliklerini en iyi şekilde aktaran bir tablo.
Dünyanın gerçekçi tasvirlerini tercih ederek hayal ürünü eserlerden kaçınan John Constable, bu eserinde babası Golding Constable'a ait bir arazi alanı olan Flatford Mill'i tasvir ediyor.
Amerikan manzaralarının en güzel hallerini eserlerine taşıyan Cole, 19. yüzyılın ortalarında bir sanat hareketi kurmasıyla tanınır. Cole, bu tablosunda Connecticut Nehri Vadisi'nin geniş manzarasını betimliyor.
Bulutlu gökyüzünün ufuktaki şehrin mimarisiyle harmanlandığı bulanık bir manzaradan geçen bir treni betimleyen bu eser, hem manzara hem de modern araştırmaların bir harmanı.
büyük Amerikan sanatçılarının ikinci kuşağı arasında yer alan Albert Bierstadt, özellikle Batı Amerika'nın bilinmeyen yerlerini ziyaret edip, resmini yapmakla ünlüydü.
Gün doğumunu tasvir etmek için etkileyici fırça darbelerini radikal bir şekilde kullanan Monet, bu eserinde her tablosunda olduğu gibi izlenimci sanat hareketi ile usta bir iş çıkarıyor.
Fransa'nın güneyinde bir dağ olan Sainte-Victoire'yi konu alan ressam Paul Cezanne, dağa ve çevresindeki manzaraya kapsamlı bir görünüm kazandırmak için farklı görünümler, renk paletleri ve perspektiflerle deneyler yapmasıyla ünlüydü.
Renk kullanımıyla resim sanatçıları arasında bambaşka bir yere sahip olan Vincent Van Gogh, açıkçası bu konuda en meşhur ressam olabilir.
Hollandalı ressamın kısa kariyerinin sonlarına doğru yaratılan bu eser, Saint-Rémy-de-Provence'taki akıl hastanesinin penceresinden dışarının görünümü.
20. yüzyılın en ünlü Amerikalı sanatçılarından biri olan Andrew Wyeth, Christina'nın Dünyası adlı en sevilen eserinde vücuduna yayılmış dejeneratif kas bozukluğu olan bir kadını anlatıyor.