Salvador Dali'nin Belleğin Azmi adlı eseri belki de dünyadaki en ünlü tablolardan birisi olabilir. Peki, bu tabloyla ilgili bilmediğiniz 14 gerçek var desek? Gelin beraber inceleyelim.
Salvador Dali'nin Belleğin Azmi adlı eseri belki de dünyadaki en ünlü tablolardan birisi olabilir. Peki, bu tabloyla ilgili bilmediğiniz 14 gerçek var desek? Gelin beraber inceleyelim.
Bu inanılmaz ve yenilikçi sanatçının belki de en önemli eseri Belleğin Azmi olabilir. Peki, sanatçıyı üne kavuşturan bu eserin hakkında ne biliyorsunuz? Bugün Belleğin Azmi ile ilgili az bilinen 14 gerçeğe değineceği.
Sanatçı, kendiliğinden tetiklenen psikotik halüsinasyonlara girmeye çalışırdı ve böylece dediği gibi 'el yapımı rüya fotoğrafları' yapabilirdi.
'Tuvalim üzerinde göründüğünü gördüğüm resimler karşısında ben bile şaşırır ve çoğu kez dehşete düşerim.'
'Bilinçaltımın emirlerini, rüyalarımı seçme şansım olmadan ve mümkün olan tüm ayrıntıları ile kaydediyorum.'
Dalí'nin doğduğu Katalonya, eserlerinde büyük bir etkiye sahiptir . Ailesinin yazlık evi olan Panı Dağı'nın gölgesi, onun bu benzerlikleri defalarca resimlerine entegre etmesine ilham verdi.
Belleğin Azmi tablosundaki gölgenin Panı Dağı'na ait olduğu düşünülürken, Cape Creus ve sarp sahilinin arka planda olduğu kabul edilir.
Belleğin Azmi, bilim insanlarının da akademik tartışmalarını ateşledi. Bazı eleştirmenler, tablodaki eriyen saatlerin Albert Einstein'ın görelilik teorisine bir tepki olduğuna inanıyordu.
Örneğin eleştirmen Dawn Ades'in Dalí ve Sürrealizm adlı kitabında, 'yumuşak saatler, uzayın ve zamanın göreceliğinin bilinçdışı bir sembolüdür,' yazıyor.
Dalí, saatlerin deforme edilmiş olmasının gerçek ilham kaynağının bir peynir tekerleği olduğunu söylemişti. 'Salvador Dalí'nin ünlü erimiş saatlerinin, zaman ve mekanın hassas, şaşırtıcı ve yalnız paranoyak-kritik peyniri olduğuna ikna olun,' dedi.
Tim McNeese'in Salvador Dalí adlı kitabında yazdığı gibi, sanatçı Belleğin Azmi'nin arka planını zaten tamamlamıştı ve 'güzelce erimiş bir Camembert peyniri yediğinde, aklına fikirler gelmişti.'
Peynir, fırçalarını kapattığı sırada bile aklına gelmeye devam etti ve McNeese'e göre, 'Dali yatmaya hazırlanırken aynı şekilde erimiş peyniri hayal etmeye devam etti ve zamanla eriyen saatlerin görüntülerini gördü. Bu görüntü ona ilham verdi ve saate bakılmaksızın boyalarını aldı.' Uzun sürmeden eriyen saatleri tamamlamıştı.
Dalí, böceklerden inanılmaz derecede korkardı ve sık sık eserlerinde onları kullanırdı. Belleğin Azmi eserinde de, sanatçı saatlerden birinin etrafında karıncaları sürü halinde resmetti. Bu korkusu, görünüşe göre kuzeni tarafından kanadından vurulan bir yarasayı beslemek istediği çocukluk olayına kadar uzanıyordu.
Genç Dalí yarasayı ailesinin çamaşırhanesinde bir kovaya koydu ama ertesi sabah geri döndüğünde, yaratığı 'hala yarı hayatta, deli gibi karıncalarla dolu, işkence görmüş,' bir şekilde gördü ve The Secret Life of Salvador Dalí adlı kitabında yazdı.
Tablonun merkezindeki o garip profil, muhtemelen Dalí'nin kendisi olabilir, çünkü sanatçı öz-portreleri severdi.
Belleğin Azmi, Dalí'nin felsefi zaferlerinden biri olmasına rağmen, gerçek yağlı-boya tuval resmi oldukça küçüktür.
Dalí, 6 yaşındayken resim yapmaya başladı. Genç bir adamken, İspanyol film yapımcısı Luis Buñuel ile Un Chien Andalou ve L'Age d'Or adlı çığır açan kısa filmleri üzerinde çalışarak üne kavuştu. Ancak Dalí'nin büyük çıkışı, imzası olan sürrealist eserini yarattığında geldi. Belleğin Azmi, 1932 yılında New York'taki Julien Levy Galerisi'nde sergilendiğinde, basın ve halk ona bayıldı.
Galerideki sergisinden sonra, bir hayırsever parçayı 250 dolara satın aldı ve 1934 yılında Modern Sanat Müzesi'ne bağışladı. Bu eser, 80 yıldan fazla bir süredir MoMA koleksiyonunun bir parçası oldu.
1954 yılında, Dalí Belleğin Azmi'nin kompozisyonunu yeni bir eser için tekrar kullandı ve Belleğin Azminin Dağılışı'nı resmetti. Bu yağlı-boya tuval eseri, Dalí'nin önceki çalışmasının atomik elementlerine ayrılması olarak kabul edilmektedir.
Belleğin Azmi ve Belleğin Azminin Dağılışı'nın konuları aynı olsa da, onların farklılıkları Dalí'nin kariyer dönemleri arasında meydana gelen değişiklikleri gösterdi. İlk tablo, Freud'un etkisi altındayken yaratıldı, Dalí Sigmund Freud tarafından başlatılan rüya analizinden etkilenmişti.
1950'lerde, Belleğin Azminin Dağılışı resmedildiği zaman, Dalí'nin karanlık ilhamı atom çağının bilimi haline gelmişti.
Freud daha sonra, 'Sürrealistleri aptalca bir şekilde görmeye eğilimliydim, ama o genç İspanyol, açık, fanatik gözleri ve inkar edilemez teknik ustalığıyla benim düşüncelerimi değiştirdi,' dedi.
1970'lerde Dalí, eriyen saatlerini Dance of Time, I, II ve III gibi eserlerinde tekrar değerlendirdi. Ayrıca bunları litografilere dahil etti.
Başyapıt, Akan Saatler, Sarkan Saatler, Zamanın Kalıcılığı ve Eriyen Saatler olarak da bilinir.
Belleğin Azmi, televizyonda Simpsonlar, Futurama, Hey Arnold, Doctor Who ve Susam Sokağı gibi şovlarda göründü. Benzer şekilde, EarthBound ve Crash Bandicoot 2: N-Tranced gibi video oyunlarında da bulundu.
Siz ne düşünüyorsunuz?