Siyahlar, Afrika'dan Amerika'ya gelirken beraberlerinde hikaye anlatma, eğlence ve iş merkezli, güçlü bir sözlü müzikal gelenek getirmişlerdi. Yeni Dünya'da, olağanüstü zor koşullar altında var olmaya çalışırlarken karşılaştıkları güçlüklerin de etkisiyle blues ve caz müziğini yarattılar... Şehirde müzik, daha kalabalık ve coşkulu mekanlarda icra ediliyordu. Bu kalabalık içerisinde müziklerin insanlarca duyulmasının da tek yok yolu vardı: Elektrikli enstrümanlar ve amplifikatörler kullanmak.
Rock'n Roll dansı, 'sallan ve yuvarlan' anlamına uygun olarak yapılan bir dans türüdür.
Bu dans, Rock and Roll denen müziğiyle birlikte 1950'li yıllarda geçler arasında en çok sevilen dans türüydü. Dansın en bilindik hareketi, erkeğin kadını havaya doğru atıp sonra tekrar yakalamasıdır. Dansta akrobatik hareketler kullanılır. Günümüzde daha çok gösteri amacıyla sergilenen bir yarışma dansı haline gelmiştir. ABD'de ortaya çıkan dans 1945 sonrası Avrupa'da da kendine yer bulmuştur. Dansın 1954-1960 yılları arasında çok popüler olan Rock müziğin tarzından esinlenerek verilmiştir.
Bu dansı Elvis Presley zirveye çıkarmış ve Michael Jackson, Lenny Kravitz ile şimdilerde ayakta kalmaya çalışan Amerika'nın en büyük dans türüdür.
salsa ve rumba gorselleri ters olmus.