İSTANBUL (AA) - ELİF FERHAN YEŞİLYURT - GittiGidiyor Genel Müdürü ve eBay MENA Bölge Direktörü Öget Kantarcı, “Sağladığı istihdam, dijitalleşmeye katkısı, teknolojik altyapı yatırımları ve e-ihracatın yarattığı fırsatla dünyaya açılan bir kapı olarak konumlanan e-ticaretin, 2021 yılında da ülke ekonomisinin lokomotifi olmaya devam edeceğini düşünüyoruz.” dedi.
Koronavirüs salgını bazı sektörleri olumsuz etkilerken, bazılarının ise öne çıkmasına neden oldu. Özellikle dijitalleşmenin artmasıyla kurulan e-ticaret platformları, salgın sürecinde hem büyüdü hem de yeni ürün ve hizmetler geliştirdi.
GittiGidiyor Genel Müdürü ve eBay MENA Bölge Direktörü Kantarcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşanan salgın sürecinin, gündelik yaşamdaki birçok alışkanlığı değiştirdiğini, ihtiyaçlarını karşılamak için tüketicilerin evde kalınan dönemde e-ticarete yöneldiğini, salgının alışveriş alışkanlıklarında yarattığı bu etkiyle e-ticaret sektöründeki büyümenin 2020 yılı içinde daha da arttığını kaydetti.
Sektörün hacminin salgının da etkisiyle Ticaret Bakanlığının açıkladığı verilere göre, 2020'nin ilk 6 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 64 artarak 91,7 milyar liraya ulaştığını aktaran Kantarcı, “2020 sonu itibarıyla ise e-ticaret hacminin 200 milyar TL’yi aşmasını öngörüyoruz. GittiGidiyor olarak 2020 yılını, salgının da etkisiyle yüzde 50 büyümeyle geride bıraktık.” dedi.
Kantarcı, salgının getirdiği zorlukların ortasında kilidi açacak unsurun yine dijitalleşme olacağını belirterek, şunları kaydetti:
“Dijitalleşme çalışmalarını daha ağırdan almış birçok işletme, bu dönemde biz ve bizim gibi online pazar yerleri aracılığıyla hızlı bir şekilde e-ticarete adım attı. İşlerini e-ticarete taşıyan ve e-ticarete yatırım yapan firma sayısının önümüzdeki yıllarda da artmaya devam edeceğini öngörüyoruz. Salgın döneminde birkaç yıllık gelişim sürecini hızlı çekimle ileri sardık diyebiliriz. Dijitalleşme alanında başarabileceklerimizi fark edip hızla yol aldık.
Bununla birlikte Türkiye ekonomisini canlandıracak son derece önemli bir atılım alanı olan e-ihracat, salgın sürecinde sıkışan ekonomiler için kritik bir öneme sahip oldu. Türkiye’de e-ihracatın toplam ihracat içindeki payı şu an için yüzde 1 bile değil. 2023 yılına kadar bu oranın yüzde 5’e çıkabileceği öngörülüyor. Sağladığı istihdam, dijitalleşmeye katkısı, teknolojik altyapı yatırımları ve e-ihracatın yarattığı fırsatla dünyaya açılan bir kapı olarak konumlanan e-ticaretin, 2021 yılında da ülke ekonomisinin lokomotifi olmaya devam edeceğini düşünüyoruz.”
Teknolojik gereksinimleri yerine getirerek, hatta teknoloji üreterek ve değişen koşullara uygun çözümler yaratarak potansiyelin en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Kantarcı, “Bundan sonrası için kaldığımız yerden devam etmek gibi bir durum söz konusu olmayacak. Bu yeni bakış açısıyla hedeflerimizi daha da üst noktalara taşıdıkça yeni fırsatların doğacağına inancımız tam.” dedi.
- “Milyonlarca yeni kullanıcı e-ticaretle tanıştı”
Öget Kantarcı, salgın sürecinde birçok kullanıcının e-ticaretle tanıştığını gördüklerini, bu konuda Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) açıkladığı kasım ayı verilerinin de genel durumla ilgili önemli bilgiler içerdiğini, Kasım 2020'de internetten kartlı ödeme tutarının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 54 gibi yüksek bir artışla 29 milyar TL’yi geçtiğini bildirdi.
Kasım 2020'de her 4 TL kartlı ödemenin 1 TL’sinin internetten gerçekleştiğini aktaran Kantarcı, “Bu ödemelerin yalnızca faturaları ve diğer ödemeleri değil, önemli oranda alışverişi de kapsadığını göz önünde bulundurunca milyonlarca yeni kullanıcının e-ticaretle tanıştığını görüyoruz. Sadece Kasım 2020'de bir önceki yılın aynı dönemine göre internetten yapılan gıda-market harcaması 3 kat artmış durumda.” diye konuştu.
Kantarcı, bu süreçte daha önce ulaşamadıkları kitlelere ulaştıklarını, kullanıcıların e-ticaretin kolaylığını deneyimlemelerini sağlamış olduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“e-ticaretle tanışan tüketicilerin önümüzdeki dönemde de online alışverişi sürdüreceğini ve ilk defa online alışveriş yapanların en az yüzde 50’sinin kalıcı kullanıcılar haline geleceğini öngörüyoruz. Bu büyümeye paralel olarak Ocak-Eylül 2020'de GittiGidiyor’da kayıtlı kullanıcı sayımız ise 28 milyondan 31,5 milyona ulaştı. Dijitalleşmenin olağan etkisiyle önümüzdeki dönemde de e-ticaretin ülkemizde daha gelişeceğini ve KOBİ’lerin bu ekosisteme katılımının artacağını öngörüyoruz.”
GittiGidiyor olarak salgın sürecinde yaptıkları bütün çalışmaların merkezine her zamanki gibi müşterileri koyduklarını aktaran Kantarcı, “Değişen tüketici ihtiyacına ve talebine yönelik çok hızlı aksiyonlar aldık. Kullanıcıların dönemsel ihtiyaçlarını kapsayan kategorilere yönelik ürün envanterimizi genişlettik ve kampanyalarımızı bu ihtiyaçlara göre belirledik. Kişiselleştirilmiş çözümleri ön plana çıkardık. Kişiselleştirmeden yalnızca hedefli içerik ya da ürün gösterimi düzeyinde değil, kişiye özel ürün ve hizmetlerin oluşturulmasında da kullanılan bir teknik olarak yararlanıyoruz.” dedi.
Kantarcı, evde geçirilen zamanda kullanıcıların mobil deneyimlerinin artmasının, bu alanda yapılan geliştirmeleri de hızlandırdığını ifade ederek, “GittiGidiyor’da mobil trafiğin toplam trafik içindeki payı yüzde 80’i geçmiş durumda. Benzer şekilde, mobil satışın da toplam satış içindeki payının yüzde 70’e ulaştığını görüyoruz. Bu artış trendini de göz önünde bulundurarak yaptığımız geliştirmelerde mobile öncelik veriyor, kullanıcıların ihtiyaçlarını mobil cihazlarından çok daha kısa sürede ve sorunsuz bir şekilde gerçekleştirmelerine olanak tanıyoruz.” şeklinde konuştu.
- “Çalışan sayımızı yüzde 40 artırdık”
GittiGidiyor Genel Müdürü ve eBay MENA Bölge Direktörü Kantarcı, DNA'sında dijital olan bir teknoloji şirketi olarak GittiGidiyor’da altyapısal sürekliliği yıllar önce üst düzeye taşıyacak yatırımı gerçekleştirdiklerini, evden çalışma sistemine de alışkın bir şirket olarak uzaktan çalışmaya uyumla ilgili bir sorun yaşamadıklarını, Türkiye’de ilk vakanın görülmesinin ardından 1 gün içerisinde karar alarak evden çalışma uygulamasını başlattıklarını ve 13 Mart’tan bu yana evden çalışmaya devam ettiklerini anlattı.
Evden çalışma sistemine geçilmesi ile birlikte içinde bulunulan olağanüstü durumu yönetebilmek, halihazırda var olan çalışma rutinlerini sürdürebilmek ve toplanabilmek için online görüşme uygulamalarını devreye aldıklarını aktaran Kantarcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Evde geçirilen zamanın artmasıyla oluşan ihtiyaçları karşılayabilmek için verdiğimiz destekleri sürdürüyor ve yeni doğan ihtiyaçları da karşılamaya devam ediyoruz. Özellikle sürecin ilk başlarında maske temini konusunda yaşanan güçlükler sırasında her bir çalışanımıza maske ve dezenfektan gönderdik. Fiziksel aktivitelerine devam etmek isteyen çalışanlarımız için spor aletleri yardımında bulunduk. Ayrıca, evden çalışma sürecinde rahat bir çalışma ortamı oluşturulabilmesi için çalışanlarımızın ofis ekipmanlarını ödünç almalarını sağladık.
Fiziksel sağlığın yanı sıra ruh sağlığı için ücretsiz psikolojik danışmanlık hizmeti sağladığımız Çalışan Destek Programımızı devam ettirdik. Ücretsiz online mindfulness ve egzersiz dersleri ile de ekibimizin motivasyonunu en üst seviyede tutmaya çalışıyoruz. Bunun yanı sıra evde meditasyon yapılmasına olanak tanıyan 'Meditopia' uygulamasını çalışanlarımızın ücretsiz olarak kullanmasını sağladık. Uygulamanın kaygı ve uyku bozukluklarıyla başa çıkma konusunda çok yararlı olduğu konusunda aldığımız geri dönüşler bizi ayrıca mutlu etti.”
Gelen talepleri de karşılamak için özen gösterdiklerini ifade eden Kantarcı, “Ebeveyn çalışanlarımız, yaptığımız anketlerde, salgın döneminde evde kalmanın çocukları üzerinde fiziksel aktivitelerinin azaldığı görüşünde bulundu. Biz de haftada 1 gün 4 ders, online evde jimnastik aktiviteleri organize ettik. Uzaktan eğitimin tekrar başlamasıyla salgın döneminde veli olmanın güçlüklerinin de yaşandığını gördük ve bu konuyla ilgili uzman bir eğitimciyle 2 saatlik bir seminer düzenledik.” dedi.
Seyahat kısıtlaması kaldırıldıktan sonra bazı çalışanların şehir dışında yaşayan ailelerinin yanına veya yazlıklarına gidip işlerine oradan devam etmelerine de olanak tanıdıklarını belirten Kantarcı, şunları kaydetti:
“Tüm bu faktörler, böyle zor bir dönemde şirket içi motivasyonu olumlu yönde etkiledi. Öte yandan, bu dönemde oluşabilecek insani hassasiyetlere de özen gösteriyoruz. Herkes için evdeki koşullar aynı olmayabiliyor. Bu süreçte küçük çocuğu olan ve evde bakımını üstlendiği aile bireyleri bulunan ekip arkadaşlarımız zorluklarla karşılaşabiliyor. Bu açıdan onların işini de kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Toplantı saatlerinin planlanmasında ya da gerçekleşebilen bazı aksaklıklarda evdeki bireysel sorumluluklarımızı da hatırlayarak daha toleranslı davranılmasını öneriyoruz.”
İstihdama olan katkılarını sürdürdükleri 2020'de, çalışan sayılarını önceki yıla kıyasla yüzde 40 artırarak 280’e çıkardıklarını aktaran Kantarcı, “13 Mart 2020’den sonra tüm iş görüşmelerimizi de online olarak gerçekleştirdik. Bu süreçte evden çalıştığımız için aramıza yeni katılan ancak ofisimizi henüz görmeyen onlarca arkadaşımız var. Bununla birlikte dış kaynak kullanımı aldığımız müşteri hizmetleri operasyonumuzda ise yüzde 50’lik istihdam artışı yarattık. Diğer yandan iş ortaklarımızın da istihdamını artırması konusunda onlara vesile oluyoruz.” diye konuştu.
- “Evde kalsa da hareketsiz kalmak istemeyen bir kitle olduğunu gördük”
Öget Kantarcı, salgınla birlikte ilk etapta özellikle sağlık ve medikal gibi belirli kategorilerde talep artışı yaşandığını, dezenfektan ve kişisel hijyen ürünlerinin yanı sıra süpermarket ürünlerinin satışının yükseldiğini bildirdi.
Sonrasında hem online eğitimin başlaması hem de çoğu işletmenin evden çalışma sistemine geçmesi ile dizüstü, masaüstü bilgisayar kategorilerinde ve tablet aksesuarlarının satışlarında artış olduğunu kaydeden Kantarcı, insanların, evde kaldığı sürede yaşam alanlarını değiştirme isteği ile evleriyle ilgili daha önce vakit ayıramadıkları düzenlemeleri yapmak için de alışverişe yönelmeye başladığını anlattı.
Bu talebin ev tekstili, tamir ve tadilat gereçleri, yapı malzemeleri gibi kategorilerde hem listelenen ürünleri hem de satışları artırdığını ifade ede Kantarcı, evdeki ihtiyaçlarını daha fazla fark eden tüketicilerin, küçük ev aletleri ve ev dekorasyon ürünlerine yöneldiğini söyledi.
Evde geçirilen vaktin artmasının insanlarda, yenileme ve tazeleme ihtiyacı doğmasına sebep olduğunu belirten Kantarcı, “Bu durum, kişisel bakım ve kozmetik ürünlerindeki satışları artırdı. Diğer yandan, spor kategorimizdeki satışların artmasıyla birlikte evde kalsa da hareketsiz kalmak istemeyen ve sporu hayatında tutan bir kitle olduğunu gördük.” dedi.