Ait olduğumuz doğadan yıllardır kaçtığımız yetmez mi?
Ait olduğumuz doğadan yıllardır kaçtığımız yetmez mi?
Havalar bir soğuyup bir ısınıyor, yağmurlar gelirken ara sıra ayaz suratımızı yakıyor, bir de koronavirüs gerçeği var... Bu kış evden kısa bir yürüyüş için bile çıkamayabiliriz.
Zaten çıkmasak daha iyi sanki ancak evde de bir yerde sıkılmamak elde değil.
Hiç merak etmeyin, bahsedeceğimiz artık her yerde duyduğunuz hygge değil. . O da uzun gecelere eşlik eden soğuk havaya arkadaşları dahil ederek sıcak bir ortam sağlama aracıydı, onu da pek severiz.
Arkadaşlarla sosyalleşmeye odaklı değil bu yaşam felsefesi, asıl maksadı doğayla arkadaş olmak, olabildiğince doğaya karışmak üzerine. Tabii doğanın içindeyken bir yandan ilişkiyi iki yönlü düşünmeye çalışmak ve 'doğayı önemsemek, kollamak' da bu felsefenin diğer yönü.
İçeriğin başında söylediğimiz evde sıkılma halinin çözümü olacak, zira bu felsefe hava şartları ne olursa olsun dışarıda olmayı, ancak sokaklarda kalabalığın içinde değil, doğanın tam içindeliği sunuyor. Tabii bu yaptıklarınıza olan bağlılık aslında felsefenin kökleşmesinin de kaynağı.
İlkokulda çocuklar okula başladığında oyun alanları yaz kış fark etmeksizin açık havaya konumlanıyor, aktiviteler hep doğanın kıyısında gerçekleşiyor. Olur da bir gün ziyaretiniz esnasında Norveç'te kar altında oyun parkında oynayan çocuklar görürseniz hiç şaşırmayın.
'Norveçliler soğuktan etkilenmiyor, onlarla bizi bir tutma.' demekte aceleci olmayın, küçük çocuklar da soğukta olmaya bayılmıyordu, sıkı sıkı giyindikten ve sizi oraya kilitleyen bir arkadaş grubuyla aktivite içinde olduktan sonra soğuk ikinci planda kalıyor. Norveç'te on binlerce kişinin deneyimi bu, yani denendi ve onaylandı.
Hava soğuduğunda eve kapanmak yerine dostlarınızı eve davet etmeyin, zaten yasak. Bir yürüyüşe çıkın, arabanız varsa en yakın ormanın kıyısında durun, orada yürüyün. Bunu da bir bahaneyle yapmayın, friluftsliv felsefesi için kendinizi biraz zorlayın.
Nasıl ki diyet yaparken istemediğiniz şeyleri yemek de gerekiyor, bu felsefeyle hayattan aldığınız keyfi arttırmak için de efor sarf etmekten zarar gelmiyor.
Koronavirüs salgını hayatımızda bir süre daha olacağı için bu yaşam tarzıyla kendimize açtığımız alanı arttırarak daha mutlu ve huzurlu bir kış geçirmenin kapısını da aralayabiliriz. Denemekten ne zarar gelir?
Şu sizin avrupada gördüğünüz her boku türkiyeye uyarlama eğilminiz yok mu ya deli ediyor oğlum yavrum doğa mı kalmış türkiyede neyden bahsediyosun sen amk
Evet kardeşim benim. Ormana gidelim, kar yağsın kar topu oynayalım. Burası çöl çöl, ortadoğu çölü
Hangi doğa kardeş?İstanbulda beton tarlasında çimento kemiriyoruz biz.