Koronavirüs ve Salgın Hastalık Döneminde Oruç Tutulur mu? Diyanet ve İslam Kaynaklarına Göre Paylaşıyoruz

Bugün Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yapmış olduğu oruç açıklamasının ardından Diyanet İşleri Bakanlığı kaynaklarına ve İslami kaynaklara göre oruç tutulabilir mi? Hangi durumlarda ne yapılması gerekiyor sizler için inceledik.

Diyanet İşleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada Ramazan'ın yaklaşması ile birlikte Koronavirüs salgını döneminde oruç tutulacak mı sorularına ilişkin yanıtlar verdi.

Yapılan açıklamada 'ibadetlerin' toplu bir şekilde ertelenemeyeceğinin üzerinde durdu. 'Sağlıklı her müminin oruç tutması Allah'ın emriyle farzdır' ifadesini kullandı.

Diyanet'ten Koronavirüs ve Ramazan Açıklaması: 'İbadetin Topyekün Ertelenmesi Mümkün Değil'

Diyanet İşleri Bakanlığı'nın soru-cevap sitesinde salgın hastalık ve hastalık durumunda yapılması gerekenlerle ilgili kısımları sizlerle paylaşıyoruz.

İslam dininde hangi durumlarda oruç tutulup tutulmayacağına ilişkin kaynaklar bulunuyor. Konuyla ilgili Diyanet İşleri Bakanlığı'nın tek başına alabileceği bir karar bulunmuyor. Muhtemel olarak Bilim Kurulu'nun da önerileri olursa yayınlanacak yeni bilgilerle önümüzdeki günlerde karşılaşabiliriz.

Diyanet İşleri Bakanlığı'nın soru-cevap sitesinde ilgili bir başlık bulunuyor. "Hastalığa Yakalanma Açısından Risk Grubunda Bulunan Kişiler ve Ramazan Orucu"

Ramazan orucunu tutmak, mükellef olan her Müslümanın yerine getirmesi gereken bir farzdır. Mazeretsiz olarak bu orucu terk etmek büyük günahlardandır.

Kur’an-ı Kerim’de Ramazan orucunu tutmamayı mubah kılan mazeretlerden biri de hastalıktır. Bakara sûresinin 184. ayeti, hastalık halinde orucun ertelenip sağlığa kavuşulan diğer günlerde kaza edilebileceğine izin vermiş, artık hiç güç yetiremez hale gelinir ise tutulamayan oruçların fidyelerinin verilmesi gerektiğini belirtmiştir. İslam âlimleri, tutulması halinde hasta olunması veya hastalığın artması yahut uzaması ihtimali varsa onun da bu kapsama dâhil olduğunu ve bu durumda orucun ertelenebileceğini söylemişlerdir.

(bk. Sahnûn, el-Müdevvene, I, 278-279; Şîrâzî, el-Mühezzeb, I, 328; İbn Kudâme, el-Kâfî, I, 433-434; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 404).

Dolayısıyla oruç tutması hâlinde hasta olacağı doktor tarafından bildirilen kimse de hasta hükmündedir.

Nitekim fakih sahabîlerden Abdullah b. Ömer (r.a.) gerek kendi sağlık gerek bebeğinin sağlığı hususunda endişesi olan hamile kadınların oruç tutmayabileceklerini ifade etmiştir (Muvatta, Sıyam, 52).

Buna göre oruç tuttuğu takdirde salgın hastalıklara maruz kalma ihtimalinin yüksek olduğu doktoru tarafından belirtilen kişi, Ramazan orucunu daha sonra tutmak üzere kazaya bırakabilir.  Zira Yüce Allah (c.c.)  oruç ayetlerinin devamında “Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. ” (Bakara 2/185)  buyurmuş, bir başka ayette de kişilerin güçleri nispetinde sorumlu tutulacağını beyan etmiştir (Bakara 2/286).

İLGİLİ RESMİ KAYNAK İÇİN TIKLAYIN.

Bağışıklığı düşürebilir endişesi ile hareket ediyorsanız bu konuyu yukarıda verdiğimiz resmi bilgilere göre uzman bir doktora danışarak karar alabilirsiniz.

Çalışanların iş verimini düşürmesi endişesiyle oruç tutmamaları caiz midir?

Ailesinin rızkını temin etmek için ağır işlerde çalışmak zorunda olup da, oruç tutmaları sağlığına zarar verenlerin o günlerde oruç tutmayıp daha sonra kaza edebilecekleri, kaza etme imkânlarının olmaması durumunda ise her gün için bir fidye vermeleri şeklinde görüşler vardır (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 401). Ancak çok ağır olmayan günlük işlerde çalışmak orucu terk için özür sayılmaz. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Öyle erkekler vardır ki, onları ne bir ticaret, ne bir alışveriş, Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar, dehşetinden kalplerin ve gözlerin ters döneceği günden korkarlar.” (Nûr, 24/37).

İLGİLİ RESMİ KAYNAK İÇİN TIKLAYIN

Uzman bir doktorun oruç tutmamasını önerdiği kimse ne yapmalıdır?

Uzman bir doktorun, oruç tutmasının sağlık açısından zararlı olacağı teşhisini koyduğu bir hasta, Ramazan’da oruç tutmayabilir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 404). Şayet hastalığı geçici ise tutmadığı oruçlarını iyileşince kaza eder. Hastalığı kalıcı ise tutamadığı oruçlar için fidye verir. Konuyla ilgili âyet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: “Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse), o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” (Bakara, 2/184). Fidye verecek gücü olmayanlar ise bu imkânı buluncaya kadar dinen sorumlu olmazlar (İbn Kudâme, el-Muğnî, IV, 396).

İLGİLİ RESMİ KAYNAK İÇİN TIKLAYIN.

Bilim Kurulu Üyesi Azap: 'Toplumun Yüzde 60'ı Hastalanana Kadar Bu Salgınla Uğraşmak Zorunda Kalacağız'

Popüler İçerikler

Yönetmen İlker Canikligil'in "Kaçak Film" Çıkışına Röportaj Adam'dan Aşırı Haklı Tepki
A Millî Takım'ın UEFA Uluslar Ligi'ndeki Play-Off Turu Rakibi Belli Oldu: Macaristan
Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
YORUMLAR
14.04.2020

Ne güzel açıklama yapılmış ama reyting yok niye çünkü kışkırtmak daha tatlı. Teşekkürler.

14.04.2020

Yazının tamamını okudum. Merak ettim İslam dinine ne gibi hakaretler olucak diye. Hayretler içerisinde hiç bulamadım. Doğrusuyla açıklamışlar. Yorumlara baktım toplandı mi yine ateistler ona da şaşırdım toplanmamışlar. Ben şok. Onedio sana da teşekkürler ayda yolda bir de olsa güzel bir paylaşmışsınız.

14.04.2020

Kışkırtmadan ve nefretten uzak, kaynaklarıyla faydalı ve güzel bir paylaşım olmuş, teşekkürler.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ