Vücut dili, istisnasız olarak hepimizin istemsiz olarak dışa vurduğu ve asıl hislerimizi açığa çıkaran bir iletişim şeklidir. Ve bazı durumlarda mikro ifadeleri ve vücut dilini bilmek ve gözlemlemek sizi olası bir tehditten koruyabilir.
Doğduğumuz andan itibaren, beynimiz ve vücudumuz kendisini korumaya otomatik olarak programlıdır. Yeni doğmuş bir bebeğin gözüne doğru elinizle hızlıca bir hareket yapsanız gözünü istemsiz hızlıca ve sımsıkı kapatır. Bir yetişkine elinizi hızlıca kaldırsanız ya vücudunu istemsiz hızlıca geri çeker ya da elini yine istemsiz kendine kalkan yaparcasına kaldırır. Bunlar istemsiz ama beynin otokontrol mekanizması tarafından yönetilen bir çeşit savunma mekanizmasıdır. Bu iki basit örnek bize gösterir ki, beyin aslında insanoğlunun en büyük ve en tehlikeli silahıdır. Beyin, tehdit anlarında önce kendisini ve vücudu savunur, sonra tehdidi etkisiz hale getirir ve sonra da gerekirse bu tehdide cevap verir. Buna kısaca 'durumsal farkındalık' denir.