Tarih boyunca birçok toplum farklı sakal şekillerine farklı anlamlar yüklemiştir. Dönem ve coğrafyalar değiştikçe anlamı değişmiştir. Sakalın tarihini ve dönüm noktalarını hep beraber incelemeye ne dersiniz?
Tarih boyunca birçok toplum farklı sakal şekillerine farklı anlamlar yüklemiştir. Dönem ve coğrafyalar değiştikçe anlamı değişmiştir. Sakalın tarihini ve dönüm noktalarını hep beraber incelemeye ne dersiniz?
Bu dönemde yaşayan erkeklerde bakımsız ve düz sakallar genellikle alt sınıfa ait bir öge olarak görülüyordu. Bu şekilde algılanmamak için genellikle sakal ve tüm vücut kılları tıraş ediliyordu. Toplumda sakalın olumlu şekilde görüldüğü tek çevre firavun döneminde zengin erkeklerin sakallarıydı. Bu sakallar detaylı bir şekilde uzatılıyor ve zaman zaman boyanıyordu.
Erkekler bu dönemde sakallarını uzatmak ve uçlarını kıvırcık yapmak için bolca vakit harcadılar. Sakal uzunluğu ve stili yüksek sınıf ve güç ile ilişkilendirildi. Toplumda statünüz ne kadar yüksekse, sakalınız o kadar uzun olmalıydı.
Bu toplum ve dönemde sakal 3 ana özellik ile ilişkilendirildi: Güçlülük, Erkeklik ve Bilgelik. Bu yüzden sakal uzatmak önemli bir erkeklik göstergesi haline geldi. Erkekler sakallarını yas tutma göstergesi olarak zaman zaman keserlerdi. Ayrıca Spartalılar için bir cezalandırma yöntemi olarak da kullanılırdı.
Not: Büyük İskender, taktiksel sebeplerden ötürü askerlerinin sakal bırakmasını yasaklamıştır. (Savaş alanında tutulup çekilmesinin çok kolay olması sebebiyle)
Romalılar, kendilerini Yunanlılardan ayrıştırmak için sakalsız ve temiz bir yüz ile hayatlarına devam ettiler. Bir erkek çocuğunun ilk tıraş olduğu zaman, hayatı için önemli bir dönüm noktası ve dini tören gerektiren bir gelişme olarak görülüyordu.
Şovalyeler maskülenlik ve onur göstergesi olarak sakal bırakıyordu ancak herkes bu durumu benimsemedi. 8. Henry ve Kraliçe Elizabeth, sakal bırakanları vergiye bağlayan yasalar çıkardı. (Hem de 8. Henry’nin kendisi de sakal bırakmasına rağmen)
İkinci Dünya Savaşı döneminde askerlerin sakal bırakmasına izin verilmiyordu. Çünkü gaz maskesi takmaları gereken zamanlarda kendilerine engel oluyordu. Bu durum, 2. Dünya Savaşı dönemine doğru kültürel olarak sakaldan vazgeçilmesine sebep oldu.
1937 yılında Remington tarafından dünyanın ilk elektrikli tıraş makinesi üretildi. Böylece tıraş olmak çok daha keyifli ve kolay hale geldi. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde sakalsız bir çoğunluk oluştu.
50’ler ve 60’larda yaşanan kültürel değişim ile birlikte özellikle hippilerin öncülüğünde sakal en popüler haline geldi. Bu sırada tıraş olma alışkanlıklarını takip eden Remington, sakalın düzeltilme ve pratiklik ihtiyacını göz önünde bulundurarak 1960 yılında çıkardığı the Lektronic modeliyle birlikte dünyanın ilk kablosuz tıraş makinesini üretti.
Günümüzde artan bireysellik ve kişisel zevkler sebebiyle farklı türdeki sakal modelleri toplumların tüm kesimlerinde kabul edilebilir hale geldi. Kişisel bakım trendlerinin de yükselmesiyle birlikte Remington birçok devrim yaratan modeliyle yıllardır kullanıcıların en sevdiği markalardan biri olmayı başardı.
2022 yılında lansmanını yaptığı Omniblade modeliyle ise 0.15 mm’ye kadar varan cilde yakın kesim performansı ve 5 yıla kadar dayanan özel kesim ve dokulu bıçaklarıyla sakal bırakma ve tıraş olma konusunda bir devrim yarattı. Artık tıraş makineleri, bir süre sonra rafa kaldırıp kullanmadığımız aletler olmaktan çıkıp, günlük rutinimizin önemli bir parçası haline geldi.