Sait Faik Abasıyanık Kimdir? Sait Faik Abasıyanık'ın Edebi Kişiliği Nedir? Sait Faik'in Eserleri, Biyografisi

11.05.2022 - 12:32

Türk edebiyatında kendine has tavrı, dünya görüşü, sanat anlayışı ve hayat hikayesi ile birlikte edebiyatın önde gelen isimlerinden biri olan Sait Faik yaşamında ortaya koyduğu eserler ile kendinden başarı ile bahsettirmeyi başarmıştır. Türk edebiyatının en güçlü isimlerinden biri olan ve Türk hikayeciliğin modern anlamda ilk örneklerini veren Sait Faik, farklı bir üslupla ve teknikle kendinden öncekileri tekrar etmeden eserlerini kaleme alarak, Türk hikayeciliğin en özgün yazarlarından biri olmuştur. Türk Edebiyatına önemli katkıları olan yazarın hayatı da edebiyatseverler tarafından merak ediliyor. Peki, Sait Faik Abasıyanık kimdir? İşte Sait Faik'in eserleri ve edebi kişiliği...

Türk hikayeciliğin önemli bir temsilcisi olarak kabul edilen yazar; Türk edebiyatında yeni ve özgün bir hikaye yazmak isteyen her yazara yol göstericidir.

Modern hikayeciliğin mihenk taşı olan Sait Faik, gerek şiirleri gerekse öyküleriyle Türk edebiyatında büyük yankılar uyandırmış bir yazardır. Arkasından iz bırakmış eserleri ile yıllar geçmesine rağmen adından söz ettirmeye devam etmektedir. Gelin, Türk Edebiyatı'nın en önemli sanatçılarından Abasıyanık'ın eserlerine birlikte bakalım.

Sait Faik Abasıyanık Kimdir?

1906 yılında Adapazarı'nda doğan yazarın lise dönemiyle başlayarak hayatı İstanbul'da geçmiştir. İstanbul Edebiyat Fakültesini yarım bırakan yazar, daha sonra sırasıyla İsviçre ve Fransa'ya gidip edebiyat eğitimi almıştır. Daha lise yıllarındayken öykü yazmaya başlayan Sait Faik'in ilk kitabı 1936 yılında Semaver adıyla yayınlanmıştır. Edebiyatının ilk döneminde Adapazarı, İstanbul ve Fransa'daki gözlemlerinden esinlenerek yazdığı öyküler, daha sonra 1939 yılında Sarnıç kitabıyla devam eder.

1940 yılında yayınlanan Şahmerdan adlı kitabındaki bir öykü nedeniyle halkı askerliğe karşı soğutma suçundan yargılanmış ve daha sonra beraat etmiştir.

Bu döneme ait röportajları daha sonra Mahkeme Kapısı adıyla kitaplaştırılmıştır. İlk romanı Medarı Maişet Motoru 1944 yılında yayınlanmasına rağmen Bakanlık tarafından kısa bir süre sonra toplatılmıştır.

1948 yılında yayınlanan Lüzumsuz Adam kitabıyla öykücülüğü ikinci devrine giren yazarın metinlerinde durum öykücülüğünün bütün unsurlarını görürüz.

1952 yılına kadar bu şekilde devam eden edebi hayatı, yaşamının son yıllarında öykücülüğünde belirli bir değişime gitmiştir. Alemdağ'da Var Bir Yılan kitabıyla çoklukla gerçeküstücü bir anlatıma giden Abasıyanık, bu dönemde Şimdi Sevişme Vakti adlı bir şiir kitabı ve Kayıp Aranıyor adlı bir roman da yazmıştır.

Sait Faik, büyük edebi ustalardan biridir. Türk hikayeciliğin devrimini yapmış bir sanatçıdır. Çünkü alışıldık bütün kalıpları kırar. Bildiğimiz kronolojik hikaye anlatmak yerine doğrudan hikayenin içerisine kendini de katarak yer yer fantastik, yer yer postmodern, yer yer hayalci yer yerde ütopik hikayeler anlatır.

onedio.com

Ama bütün anlattığı hikayelerin hepsinde anlattığı şey aslında bizzat insanın kendisidir. Çünkü Sait Faik aslında yalnızlığını çok iyi anlayan yazarlardan biridir. Yalnızlık içerisinde yaşayan bir yazardır ve dönemine göre aslında son derece aykırı öykücülerden biri olmuştur. Kendisini Lüzumsuz Adam olarak tanımlayan Abasıyanık güneş, deniz, balıkçılar, insanlar onlarla beraber yaşayan bir adamdır. Bütün yaşamını hümanizmle birleştirir ve hikayelerinde insan sevgisini anlatır.

Hayatının büyük kısmını Burgaz Adasındaki babasından kalan evde ve Burgaz adasına yakın yerlerde geçiren yazarın öykülerinde deniz, sahil, balıkçılar, su ve ses önemli yerler tutar.

Abasıyanık, yazmayla arasındaki ilişkinin ipuçlarını 'Haritada Bir Nokta' öyküsünde, 'Söz vermiştim kendi kendime. Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da bir hırstan başka ne idi? Burada, namuslu insanların arasında, sakin ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye. Kalem, kağıt aldım. Oturdum. Adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkarttım. Kalemi yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım...' sözleriyle aktarmıştır.