Sahnelerinin Sinematografik Güzelliğiyle Gözlerinize Bayram Ettirecek Muhteşem Filmler

Aşığıyız estetik şeylerin! Bazı filmlerdeki rengarenk sahneler, muhteşem açılar ve büyüleyici yakın çekimler, izlerken âdeta bir sanat eserine bakıyormuşuz  gibi hissettiriyor. En az olay örgüsü kadar önemli olan sinematografi konusunda büyük başarı gösteren filmleri listeledik. 

Keyifli seyirler!

1. The Grand Budapest Hotel

Büyük Budapeşte Oteli 20. yüzyılın başlarında iki savaş arasındaki dönemde geçmektedir. Hikayede, Avrupa'nın hayali Zubrowka şehrinde bulunan Büyük Budapeşte Oteli'nin ihtişamlı dönemine tanık oluyoruz. Gustave H, otelin işleyişini büyük bir profesyonellikle idare eden, müşterilerini dahi en ince ayrıntılarına kadar tanıyan bir konsiyerj görevlisidir. Bir gün otele belboy ve komi görevlisi olarak Zero Mustafa adında genç bir adam gelir ve kısa zamanda aralarında yakın bir arkadaşlık başlar. İkili birbirlerinin sırdaşı olurken yaşadıkları şehir de büyük bir savaşa doğru sürüklenmektedir. Bu esnada Gustave'ın yaşlı sevgilisi Madame D. esrarengiz bir şekilde hayata veda eder, ikili Madame D.'ye veda etmek için yola çıkar. Bir asilzade olan Madame D.'nin şatosuna vardıklarında miras bölüşümünün yapıldığı toplantıya denk gelirler. Madame D., Gustave'a miras olarak paha biçilmez bir Rönesans tablosu bırakmıştır ve bunun açıklanmasıyla aile içerisinde büyük bir karmaşa çıkar. Bu andan itibaren belalarla dolu bir maceraya atılan Gustave ve Zero, gerçeklerin peşinde koşarken dışarıda da bir çağ değişmektedir…

Wes Anderson'ın Moonrise Kingdom filminden sonraki yeni çalışması olan filmin bol yıldızlı kadrosunda Ralph Fiennes, Saoirse Ronan, Bill Murray, Jude Law, Edward Norton, Léa Seydoux ve Owen Wilson gibi isimler yer alıyor.

2. V For Vendetta

V,  2020 yılında ve İngiltere’de geçiyor. Ülke, son derece baskıcı bir toplum düzenini yaşamaktadır. Türlü yasaklar ve engellerle idare edilen halk, şiddet yanlısı bir konuma gelmiştir. Bu kargaşanın orta yerinde görünen gizemli V, belaya bulaşmış masum bir kadın olan Evey’i kurtarır. Ancak bu kurtarış, tam da ulusun kurtuluşunu temsil eder çünkü onun davranışı aslında toplumun uyanışını tetikleyen ve başkaldırıyı başlatan unsurdur. Tam da bu sebeple artık insanlık adına bir ayaklanma zamanıdır. Alan Moore’un romanından uyarlanan film, son derece epik bir hikayedir.

3. Blade Runner 2049

Blade Runner 2049'da ilk filmdeki hikayenin üzerinden geçen 30 yıl sonrası anlatılmaktadır. Los Angeles Polis Departmanı'nda görev yapan Memur K, toplum yaşamını kaosa sokacak olan ve uzun zamandır saklı kalan bir sırrı açığa çıkartır. Bir felaketi önleyebilmesi için eski ödül avcısı Rick Deckard'ı bulup ondan bazı sorularına yanıt alması şarttır.

Başrollerinde Ryan Gosling ve Rick Deckard rolünde Harrison Ford'un boy göstereceği filmin kadrosunda Jared Leto, Robin Wright, Ana de Armas, Carla Juri, Mackenzie Davis, Barkhad Abdi, David Dastmalchian, Hiam Abbass, Lennie James ve Dave Bautista'yı bulunduran devam halkasının yönetmenliğini Denis Villeneuve üstleniyor. Filmin senaryosunda ise Hampton Fancher ve Michael Green imzası var.

4. The Lighthouse

The Lighthouse, 20. yüzyılın başlarında Maine'de yaşayan, iki deniz feneri bekçisinin hikayesini konu ediyor. Eski bir denizci olan Thomas Wake, gizemli bir adada deniz feneri bekçiliği yapan bir adamdır. Yıllardır adada tek başına bekçilik yapan Thomas’ın yanına, işlerde yardımcı olması için Ephraim Winslow adında bir genç gönderilir. Birlikte çalışmaya başlayan Thomas ve Ephraim arasında çok geçmeden büyük bir iktidar savaşı meydana gelir. Yaptığı işi büyük bir sorumlulukla yerine getiren Thomas, gücünü ispatlamak için tecrübesiz bir genç olan Ephraim üzerinde baskı kurmaya başlar. Ufak bir adada deniz fenerinin içinde hapsolan ve zamanla akıl sağlığını kaybetmeye başlayan iki adam, en derin korkuları ile yüzleşmek zorunda kalır.

5. Le Fabuleux destin d'Amélie Poulain

Amelie, Ünlü Fransız yönetmen Jean-Pierre Jeunet’nin beş dalda Oscar’a aday gösterilen ve son on yılın en ses getiren yapımları arasında. Bu Fransız komedisi bizi genç ve özel bir kadınla tanışmaya davet ediyor; her daim hayat dolu, yaşama sevgi dolu gözlerle tanıklık eden ve sahip olduğu özel ışıltıyı her anında yanında taşıyan Amelie’nin hikayesine... Anne ve babasını kaybetmiş olan Amelie, kendini başkalarının hayatlarını tamir etmeye, onları mutlu kılmaya adamıştır; bu adanmışlığı fark ettirmeden, bu durumdan bihaber olan insanların hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik yapmaktadır. Peki başkalarının mutluluğu için çabalayan Amelie, yalnızlığının farkına vardığı an kendi mutluluğu için de çabalamaya başlayacak mıdır?

6. Portrait de la jeune fille en feu

Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi, 18. yüzyıl sonlarında Britanya’da genç bir kadının portresini yapmakla görevlendirilen bir sanatçının hikayesini konu ediyor. Marianne, izole bir adada yaşayan genç bir ressamdır. Genç kadın bir gün, manastırdan yeni ayrılan Heloise’in düğün portresini yapmakla görevlendirilir. Ancak portresinin yapıldığından Heloise’in haberinin olmaması gerekmektedir. Marianne, kendisine verilen görevi harfiyen yerine getirmek zorundadır ve bu yüzden de gündüzleri Heloise’i izleyip, geceleri portresini yapmaya karar verir. Bu durum gönülsüzce evlenmek üzere olan Heloise'in, yaklaşmakta olan düğün öncesi son özgür anlarını Marianne ile geçirmesine neden olur. İki kadın birlikte vakit geçirdikçe, aralarında beklenmedik bir yakınlaşma oluşur.

7. Fa Yeung Nin Wa

Aşk Zamanı, komşu olan evli bir kadın ile evli bir erkeğin arasında oluşan bağı konu ediyor. Hong Kong, 1960'lı yılların başlarını yaşamaktadır. Chau lokal bir gazetenin yazı işleri müdürüdür. Karısıyla birlikte büyük oranda Şangaylıların hayatlarını sürdürdükleri bir apartmana taşınırlar. Chau bir gün kapı komşusu Li-Chun ile karşılaşır. İkisi de eşlerinden bağımsız bir şekilde eşya taşımaktadırlar. Günden güne birbirleriyle yakınlaşmaya başlayan ikili bir süre sonra tuhaf bir gerçekle karşı karşıya kalacaktır. Bu da eşlerinin de birlikte oldukları gerçeğidir. Artık onların da kendilerini ve ilişkilerini yeniden gözden geçirebilecekleri bir ortam oluşmuştur.

8. Rüzgarın Hatıraları

Hükümete muhalif bir gazete çıkartan, gayrimüslüm yazar Aram'ın İstanbul'da küçük bir matbaası vardır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye'de de artan yabancı düşmanlığı Aram'ı ve gazetesini bulur. Ödeyemeyeceği bir varlık vergisi yükümlülüğü ile arananlar listesine giren Aram, çareyi yakın arkadaşının yardımıyla kaçmakta bulur. Sovyet Gürcistan'ın sınırına gelmeden, Karadeniz ormanlarında saklanacak bir kulübe bulur. Burada sınıra geçeceği günleri sabırla beklerken, sürgünde yazmaya ve geçmişini unutmamak için çizmeye devam eder. Bu sürgün hiç bitmeyecek gibidir...

Filmleriyle yurt içi ve yurt dışı pek çok ödüle imza atan yönetmen ve senarist Özcan Alper'in üçüncü uzun metrajlı sinema filmi olan Rüzgarın Hatıraları'nda daha önce Sonbahar filminde de beraber çalıştıkları Onur Saylak’ın yanı sıra Tuba Büyüküstün, Sofya Khandemirova, Ebru Özkan, Mustafa Uğurlu ve Murat Daltaban gibi isimler yer alıyor.

9. Sonbahar

Sonbahar, Türkiye'nin karanlık zamanlarından biri olan 'Hayata Dönüş Operasyonları' sonrasında cezaevinden salınan Yusuf adlı melankolik gencin yaşama dair mücadelesinden bir kesitin hikayesi. Devrimci bir genç olan Yusuf, 12 yıl kaldığı cezaevinden birkaç ay ömrü kaldığı için salınır. Çamlıhemşin-Fırtına Vadisi'ndeki köyüne, yaşlı annesinin yanına döner. Köyün bozulan ekonomisi yüzünden sadece yaşlıların kaldığı köyde, zamanını arkadaşı Mikhail ile yaşayamadıkları gençliklerini düşünerek ve akoru bozulan tulumunu onararak geçirir. Çoğu zaman hapishanedeki yaşamının alışkanlığıyla kendini eve kapatır ve iç hesaplaşmasını yaşar. Bir gün, ilçedeki bir meyhaneye Mikhail'in zoruyla gider ve Gürcü konsomatris kız Elka'ya aşık olur. Yakın olan ölümünü içinde saklarken, aşkından ayrılacağının acısı da acısına katılır. Dünyada ve Türkiye'de festivallere katılan, önemli ödüllere uzanan yapım, melankolik atmosferi, etkileyici görüntüleri ve karakterlerine yaklaşımı ile kendisini hissettiren politik bilinci ile dikkat çekiyor. Filmin bir diğer artısı da Türkiye coğrafyalarının bir zenginliği olan ve maalesef artık kaybolmaya yüz tutmuş Hemşince, Lazca gibi dillerinin de kullanılmasıdır.

10. A Torinói Ló

1889 yılında, Almanya'nın en ses getirmiş düşünürlerinden biri olan, büyük filozof Friedrich Nietzsche, İtalya'nın Turin dolaylarında çıktığı bir seyahatte ilginç bir olay ile yüz yüze gelecektir. Bir atın kırbaçlandığına şahit olan filozof bu olay sonrasında bir ay yatağından çıkmayacak, çok ciddi sağlık ve ruh problemleri yaşayacak ve yedi yıl sonra da yaşama gözlerini yumacaktır. Peki o ata ne olmuştur?

11. Mia Aioniotita Kai Mia Mera

Alexander, edebiyat çevrelerince tanınan, bilinen ve sevilen usta bir yazardır. Aniden yakalandığı kurtuluşu olmayan bir hastalık, tüm hayatını gözden geçirmesine sebebiyet verecektir. Artık Alexander içine gömüldüğü bu sahil kenarındaki evi bir kenara bırakarak yeniden hayata atılmak durumundadır. Edindiği ve ediniyor olduğu tecrübelerin iç içe geçeceği bir serüvene atılır. Geçmişi hatırladıkça kendini yeniler ve kimliğini hatırlamaya başlar. Alexander, kendi ölümünün döşeğinde, yeni bir kimlik kazanmaktadır. Yunanistan'ın çıkardığı en büyük yönetmenlerden biri olan Theodoros Angelopoulos'un bol ödüllü filmi Sonsuzluk ve Bir Gün, yarıştığı sene Altın Palmiye ödülünü de kucaklamayı başarmıştı. Filmin halen karşımıza çıkan müzikleri de sinema tarihinde iz bırakmışlardı.

12. Call Me By Your Name

1983 yılı yazı sırasında 17 yaşındaki Amerikalı-İtalyan Elio Perlman günlerini ailesinin İtalya'nın kuzeyindeki 17. yüzyıldan kalma villasında klasik müzik yaparak, okuyarak ve arkadaşı Marzia ile flört ederek geçirmektedir. Elio, Greko-Roma kültüründe uzmanlaşmış seçkin bir profesör olan babası ve onu elit kesim meyveleriyle, doğal lezzetlerle şımartan, çevirmen olan annesi Annella ile bir arada olmaktan ziyadesiyle memnundur. Elio'nun olgunluğu ve entelektüel birikimi, onu tam teşekküllü bir yetişkin gibi gösteriyor olsa da, özellikle kalpteki konularda onun hakkında hala masum ve biçimlenmemiş olan çok şey vardır. Bir gün, doktorasını sürdüren büyüleyici bir Amerikalı bilim adamı olan Oliver Elio'nun babasına yardım etmek göreviyle yıllık yaz stajyeri olarak villaya gelir. Güneşin ışıltılarının arasında Elio ve Oliver hayatlarını sonsuza dek değiştirecek bir yaz boyunca yeşermekte olan arzunun güzelliğini keşfedeceklerdir...

Ünlü yönetmen Luca Guadagnino'nun senaristlerinden biri olduğu ve yönettiği filmin oyuncu kadrosunda ise Armie Hammer, Elena Bucci, Vanda Capriolo, Amira Casar, Timothée Chalamet, Victoire Du Bois ve Esther Garrel yer alıyor.

13. Interstellar

Yıldızlararası'nda, teknik bilgisi ve becerisi yüksek olan Cooper, geniş mısır tarlalarında çiftçilik yaparak geçinmektedir; amacı iki çocuğuna güvenli bir hayat sunmaktır. Onlarla yaşayan Büyükbaba Donald çocuklara göz kulak olurken, henüz 10 yaşındaki kızı Murph şaşırtıcı bir zekaya sahiptir. Geçmişte bıraktığı bilim insanı kariyerini özleyen Cooper'un karşısına bir gün beklenmedik bir teklif çıkar ve ailesinin, dahası insanlığın güvenliği için zorlu bir karar alması gerekir...

Christopher Nolan'ın, Jonathan Nolan ile kaleme aldığı ve yönetmenliğini sırtladığı filmin yıldız oyunculardan oluşan oyuncu kadrosunda Matthew McConaughey, Anne Hathaway, Jessica Chastain, Matt Damon, Bill Irwin, John Lithgow ve Michael Caine gibi isimler yer alıyor. Bilim-kurgunun yanı sıra dramatik ögeler de içeren filmin senaryosu Fizikçi Kip S. Thorne'nun evrendeki 'Solucan Delikleri' teorisinden ilham alıyor.

14. The Danish Girl

David Ebershoff’un aynı isimli kitabından uyarlanan Danimarkalı Kız, Lili Elbe ve Gerda Wegener’in gerçek yaşamlarından esinlenen çarpıcı bir aşk hikayesi. Yönetmeni Oscar ödüllü Tom Hooper olan film, Lili’nin bir transgender olarak çığır açan yolculuğunu ve Gerda ile olan evliliklerinin sıra dışı öyküsünü anlatıyor. Filmin başrollerinde Oscar'lı oyuncu Eddie Redmayne, Alicia Vikander, Ben Whishaw, Sebastian Koch, Amber Heard ve Matthias Schoenaerts yer alıyor.

15. Kış Uykusu

Aydın emekli bir tiyatrocudur; oyunculuğu bıraktıktan sonra Kapadokya'ya babasından yadigar kalan butik oteli işletmek için geri döner. Aydın o günden sonra başlayan kış uykusu bu gözlerden ırak otelin içerisindeki gündelikleriyle, kah yerel bir gazeteye köşe yazıları yazarak kah her zaman niyetlendiği ancak bir türlü başlayamadığı tiyatro tarihi kitabını yazmayı düşünerek geçer. Tüm bu süreçte hayatında iki kadın vardır: Kendisine her anlamda uzak ve soğuk davranan genç karısı Nihal ve boşandıktan sonra yanlarına taşınan kız kardeşi Necla... Kışın bastırması ve artan kar yağışı bu küçük taşrada en çok Aydın'ın sinirlerine dokunur ve onu uzaklara gitmeye teşvik eder... 

Türk sinemasının Cannes tescilli, bol ödüllü yönetmeni Nuri Bilge Ceylan'ın Bir Zamanlar Anadolu'da filminden sonra hayata geçirdiği ve Cannes'da büyük ödül Altın Palmiye'ye layık görülen son filmi olan Kış Uykusu'nun başrolünde Haluk Bilginer yer alırken kadroda kendisine Demet Akbağ, Melisa Sözen, Ayberk Pekcan, Serhat Kılıç, Tamer Levent, Nejat İşler ve Nadir Sarıbacak eşlik ediyor.

16. Zerkalo

Ayna, yönetmen Andrei Tarkovsky’nin kendi hayatı üzerinden aşk, bağlılık, anılar ve hayata dair birçok şeyi gözler önüne seriyor. II. Dünya Savaşı öncesinde geçen film, ormanın içinde bir kulübede geçiyor. Ünlü yönetmen Tarkovsky’nin hayatına odaklanılan filmde, yönetmenin eski karısı, annesi, babası, kendi hayatı ve ebeveynlerinin kuşakları arasında bir yolculuğu çıkılıyor.

17. Bir Zamanlar Anadolu'da

Nuri Bilge Ceylan, bu filmiyle kentsel kaygılarını bir kenara bırakıp, tekrar taşranın sıkıntılı dünyasına ama bu sefer bir cinayet hikayesinin gerilimi ile dönüyor... Bir doktor ile bir savcının 12 saatlik gerilimli öyküsünün peliküle aktarıldığı filmin başrollerinde Muhammet Uzuner, Yılmaz Erdoğan ve Taner Birsel yer alıyor. Senaryoda Ebru ve Nuri Bilge Ceylan'ın yanı sıra Ercan Kesal'ın da imzası var. Yolların tek düzeliği ve kasabanın insana yeni bir şey sunmamasının sıradanlığını fona alan Bir Zamanlar Anadolu'da adıyla da klasiklere gönderme taşıyor. Bu sene Cannes'da Altın Palmiye için yarışan film, Nuri Bilge Ceylan'a Uzak ve Üç Maymun zaferlerinden sonra Cannes'da Büyük Jüri Ödülü'nü de kazandırdı.

18. Ivan's Childhood

'İvan’ın Çocukluğu' 1962 yapımı bir siyah-beyaz klasik film... Sovyetler Birliği'nin en şaşaalı dönemlerinin adeta bir yansıması. Üstelik 'İvan’ın Çocukluğu' vasıtasıyla, başlı başına bir film ekolü olan Andrei Tarkovski, artık ününü ülke sınırlarına doğru taşırmaya başlayacaktır. Film, İkinci Dünya Harbi döneminde, köyü faşist Naziler tarafından yerle bir edilen on iki yaşındaki İvan'ın esir kampından kaçmayı başarması üstüne gelişen olayları mercek altına alıyor... Sovyet ordusundan Yüzbaşı Kholin ve diğer subaylar bu ateşli çocuğa sahip çıkarlar. Normal bir çocuk gibi okula gönderilmek istenen İvan’ın niyeti ise askercilik oynamaktır. Küçücük boyuyla düşman hatlarından cephe gerisine sızmaya ve casusluk yapmaya başlar. Film, Venedik’te Altın Aslan’la ödüllendirilmiştir.

19. Schindler's List

Schindler’in Listesi, Oskar Schindler adlı bir Alman işadamının 2. Dünya Savaşı zamanında Polonya’da kurduğu fabrikada Yahudi işçileri çalıştırması ve bu sayede 1100 Yahudi’nin hayatını kurtarmasını konu alıyor. Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan film, ünlü yönetmen Steven Spielberg’in en önemli yapıtları arasında sayılan ve ona Oscar kazandıran bir yapımdır. Film, 1994 yılında 12 dalda Oscar’a aday olmuş ve 7 dalda ödül kazanmıştı. Filmin kazandığı Oscar’lar şöyle : En İyi Film, Yönetim, Kurgu, Sanat Yönetimi, Görüntü, Özgün Müzik ve Senaryo Uyarlaması.

20. The Godfather serisi

Baba, 40’lar ve 50’lerin Amerika’sında, bir İtalyan mafya ailesinin destansı öyküsünü konu alıyor. Don Corleone’nin kızı Connie’nin düğününde, ailenin en küçük oğlu ve bir savaş gazisi olan Michael babasıyla barışır. Bir suikast girişimi, Don’u artık işleri yönetemeyecek duruma düşürünce, ailenin başına Michael ve ağabeyi Sonny geçer. Danışmanları Tom Hagen’in de yardımlarıyla diğer ailelere savaş açan Corleone ailesi, eski moda yöntemleri de değiştirmeye başlar.

Mario Puzo’nun çok satan kitabından Puzo ve yönetmen Francis Ford Coppola tarafından sinemaya uyarlanan film o yıl En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Uyarlama Senaryo dallarında Oscar kazanmıştır. Yapılan araştırmalar sonucu Türkiye'de en fazla izlenen ve satılan film olma özelliği de taşır.

21. The Curious Case of Benjamin Button

Katrina Kasırgası’nın New Orleans’ı vurduğu gün ölüm döşeğindeki Daisy Williams hastane odasındaki yatağındadır. Yanında kızı Caroline vardır. Daisy, kızından ömürlük dostu Benjamin Button’ın günlüğünü yüksek sesle okumasını ister. Benjamin’in sıra dışı bir yaşam öyküsü vardır. Birinci Dünya Savaşı sırasında saatçilik yapan bir adam oğlunu savaşta kaybeder. Kör olan saatçi, tren istasyonu için imal ettiği bir saatin geriye doğru işlemesini sağlar. Hayalindeki şey, bu yolla gidenlerin bir ihtimal geri dönmelerini sağlamaktır. Ancak saat mucize yaratır. Savaşın sona erdiği gün dünyaya gelen Benjamin Button, hayatını tersten yaşamaya başlar. O seksenlerinde biri olarak doğar ve yıllar geçtikçe bebekliğine kadar uzanır ömrü. O noktada da son bulacaktır. Aşk zamanı her şey bir süre karmaşıklaşır ama yine de iki sevgilinin de yürüyeceği yol uzundur. Çok sayıda ödül alan filmin ayrıca 5 Altın Küre adaylığı da mevcuttur.

22. Inception

Başlangıç, doğaüstü ve büyülü gerçekçi tonları, bilim kurgu ve fantazmatik sinema estetiği ile harmanlayan ilginç senaryosuyla, Leonardo DiCaprio'nun üst düzey performans sergilediği değişik bir film. Bu yapımda sanatçı, çok yetenekli bir hırsız olan 'Dom Cobb ' ile karşımızda. Uzmanlık alanı, zihnin en karanlık ve savunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır. Cobb'un bu nadir insanlarda görülebilecek yeteneği, bu ender rastgelinebilecek mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. Aynı zamanda bu durum onu uluslararası bir kaçak yapmış ve sevdiği herşeye malolmuştur. Cobb'a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi eğer imkansız ?başlangıç'ı tamamlayabilirse. Mükemmel soygun yerine, Cobb ve takımındaki profesyoneller bu sefer tam tersini yapmak zorundadır; görevleri bir fikri çalmak değil onu yerleştirmektir. Eğer başarırlarsa, mükemmel suç bu olacaktır.

23. Midsommar

Ritüel, genç bir kadının ve onun erkek arkadaşının İsveç'te yerel bir pagan kültürünün avı haline gelene kadar geçirdikleri yolculuğu anlatıyor. Geleneksel Midsommar festivaline katılmak isteyen Dani ve Christian, üniversiteden arkadaşları ile birlikte İsveç’e doğru yola koyulur. İlişkilerinin üzerinde kara bulutlar dolaşan çift, İsveç’in köyünde gerçekleştirecekleri bu tatili ilişkilerini kurtarmak için son şans olarak görür. Çılgın tatillerini geçirecekleri mekanı gören gençler, yemyeşil cennete benzeyen mekanı fazlasıyla sever. Ancak bir süre sonra yerel kutlamaların ve pagan ritüellerinin yapıldığı bu yerin pek de düşündükleri kadar masum olmadığını anlarlar. 90 yılda bir düzenlenen gizli bir ayine katılan gençler, kendilerini korku labirentinin içinde bulur.

Kill List tarzı olan yapımın yönetmen koltuğunda Sundance ve South by Southwest film festivallerinde boy gösteren ve eleştirmenler tarafından büyük bir coşkuyla karşılanan 'Ayin'in yönetmeni Ari Aster oturuyor. Filmin başrollerinde Lady Macbeth ile yıldızı parlayan Florence Pugh, Detroit'in yıldızları Jack Reynor ve Will Poulter'a ek olarak William Jackson Harper yer alıyor.

24. Moonlight

İnsan ilişkileri ve insanın kendini keşfetmesi hakkında bir film olan Ay Işığı, genç siyahi bir adamın çocukluğundan yetişkinliğe kadar Miami'nin zor bir mahallesinde, hayatta kendine yer edinme savaşını ve büyüme hikayesini anlatıyor. Chiron'un hayatının 3 ayrı dönemini anlatan film kahramanın annesi ile ilişkisine, okul hayatına, romantik ilişkisine, iş hayatına ve uyuşturucu satıcılığı yapan Juan ile olan ilişkisine değiniyor.

Onlarca ödüle ve adaylığa layık görülen filmin yönetmenliğini ve senaristliğini Barry Jenkins üstleniyor. Oyuncu kadrosunda ise Mahershala Ali, Shariff Earp, Duan Sanderson Janelle Monáe ve Naomie Harris gibi isimler bulunuyor.

25. Birdman

Bir dönemin 'Birdman' adlı süper kahraman filmleri serisiyle ünlenen oyuncusu Riggan, Broadway'de kendi yönettiği ve başrolünde yer aldığı bir oyunun son hazırlıklarını yapmaktadır. Ancak provalar esnasında oyunculardan biri beklenmedik bir biçimde yaralanır ve yerinin acil olarak doldurulması gerekir. Lesley ve onun en yakın arkadaşı olan Jake'in önerisiyle bir zamanların gözde yıldızı olan Mike Shiner ile anlaşılır. Riggan sahneye çıkma hazırlıkları yaparken en başta Mike Shiner ardından ise oyuncu olan sevgilisi Laura, kişisel asistanlığını yürüten kızı Sam ve mükemmeliyetçi eski karısı Sylvia baş etmek durumunda kalır. Riggan kendine yeniden prestij kazandırmasını beklediği bu oyunu, beklentilerin aksine olumlu tepkiler kazanması için elinden geleni yapacaktır.

Başrolde Micheal Keaton'ı seyredeceğimiz filmde ünlü aktöre Edward Norton, Naomi Watts, Zach Galifianakis, Andrea Riseborough ve Emma Stone eşlik ediyor. Kara komedi türündeki bu film, Paramparça Aşklar Köpekler (2000), 21 Gram (2003), Babil (2006), Biutiful (2010) gibi farklı yapımlarla karşımıza çıkmış olan Meksikalı sinemacı Alejandro G. Iñárritu'nun imzasını taşıyor.

26. Kill Bill serisi

Kill Bill: Volume 1'de birbirinden farklı olağanüstü yeteneklere sahip bir kadın ölüm çetesi çeşitli büyük suikastlerde aktif rol almışlardır. Bill tarafından yönetilen çeteden ayrılan eski 'kara mamba' lakaplı, 'Gelin' in eski takım arkadaşlarından ve Bill'den intikam almak için haklı sebepleri vardır. Bir arabada hissiz bir halde uyanan Gelin, düğün günü kendisine yapılanları anbean hatırlamaktadır. Şimdi sıra kendisine büyük kötülükler yapan bu ölüm çetesine karşı esaslı bir intikam planı yürütmeye gelmiştir.

Aykırı yönetmen Quentin Tarantino'nun 'Rezervuar Köpekleri'yle başlayan başarılı kariyerinin en önemli yapıtlarından biri olan film, uzakdoğu dövüş filmlerinden beslendiği estetik harikası bir yapım.

27. Django Unchained

Zincirsiz, Köle Django’nun Alman asıllı ödül avcısı Dr. King Schultz ile yolunun kesişmesiyle başlıyor. Django, eski efendisini ölü ya da diri ele geçirmek isteyen Schultz ile anlaşmaya varır ve özgürlüğü karşısında Brittle kardeşleri kendisine getirme sözü verir. Görev başarıyla tamamlanır ama ikilinin yolları ayrılmaz Schultz ve Django beraber Güney’in en çok aranan suçlularının peşine düşerler… ‘Avlanma’ hünerini her geçen gün geliştiren Django’nun artık tek bir hedefi vardır: köle ticareti yüzünden kaybettiği eşi Broomhilda’yı bulmak ve onu kurtarmak... Bu hedef onları kötü şöhretli “Candyland” çiftliğine ve çiftliğin sahibi olan Calvin Candie’ye götürecektir…

Sinemanın dahi çocuğu, Oscarlı Quentin Tarantino'nun uzun süre üzerinde çalıştığı Spagetti Western türündeki projenin başrollerinde Jamie Foxx, Christoph Waltz yer alırken, Kerry Washington, Leonardo DiCaprio ve Samuel Jackson gibi yıldızlardan oluşan oyuncu kadrosu göz dolduruyor.

28. Passengers

Başrollerinde Oscar ödüllü oyuncu Jennifer Lawrence ve Galaksinin Koruyucuları'ndaki Starlord'u canlandıran Chris Pratt'ın yer aldığı ve yönetmenliğini Enigma filmi ile beğeni toplayan Morten Tyldum üstlendiği yapımın senaryosu ile Doctor Strange'in senaryosunu kaleme alan Jon Spaihts'e emanet. Pratt'in ilaç ayarlı uykusundan erken uyanan bir uzay yolcusu olan tamirci Jim Preston'ı canlandırdığı yapımda, Lawrence ise Pratt'in karakteri tarafından yalnız kalmamak için uyandırılan bir diğer yolcu olan New Yorklu yazar Aurora'yı canlandıracak. İkili bu süreçte birbirlerine aşık olsalar da Preston'ın Aurora'nın 100 yıl erken uyandırmış olmasının sebebi olduğunun ortaya çıkması ve gemideki büyük bir teknik arıza ikisi arasındaki gerilimin yükselmesine sebep olacak.

29. I, Tonya

Tonya Harding buz patenine gönül vermiş ve hırslı bir sporcudur. Buz pateni sporunda giderek yükselen Tonya, memnun edilmesi zor annesi, eski eşi Jeff Gillooly ile dengesiz ilişkileri ve hep daha iyi olmak adına kendini zorlaması gibi gerekçelerle stres içindedir. İki defa Olimpiyat ve iki defa da Skate America Champion ödülünü kazanan Tonya, eski eşinin de yardımıyla 1994 yılında ABD Şampiyonası öncesinde aynı dalda yarıştığı sporcu Nancy Kerrigan'ı sakatlaması için birini tutar. Ancak komplonun ortaya çıkması ile birlikte ödeyeceği bedeller Tonya için bir hayli zorlu olacaktır...

30. Psycho

Sapık, yönetmen Alfred Hitchcock’un başyapıtı olarak kabul edilir. Marion Crane’e patronuyla iş yapan zengin bir adam para emanet eder ve ardından Marion yola koyulur. Polisler Marion’un şüpheli davranışları üzerine peşine takılır. Ancak Marion’un peşine takılan sadece polisler değil, aynı zamanda tanıdıkları da Marion’un peşindedir. Sevgilisi ile buluşmayı planlayan Marion geceyi bir otelde geçirmeye karar verir. Otelden içeri girer girmez garip şeyler olduğunun farkın varan Marion uyumadan önce otel sahibi Norman Bates ile biraz sohbet eder. Norman ın kişiliğinde sorunlar olduğunu, annesine ve kuşlara karşı bir takıntısı olduğunu öğrenen Marion, odasına gidip duş almaya karar verir.

31. Her

Theodore Twombly hayatını, yakın gelecekte nadir bulunan bir şeye dönüşmüş olan el yazımı mektupları yazarak kazanmaktadır. Ve bu yıllarda insanların işlerini artık bilgisayar programları yerine getirmektedir. Theodore, karısından boşandıktan sonra bir apartman dairesinde tek başına yaşamaya başlar ve bir gün karşılaştığı bir teknoloji reklamıyla birlikte hayatı değişir. Kusursuz bir yapay zeka programı sunan yeni bir işletim sistemi, onu son derece çekici bir kadın olan Samantha ile tanıştırır. Sanal bir varlık olan ve sadece bir sesten ibaret olan Samantha, Theodore'u dünya ve hayat üzerine sorduğu sorularla birlikte bambaşka bir gerçeklikle tanıştırır. Ağır bir depresyonun içerisinde olan Theodore, yavaş yavaş hayatın keyifli yanlarını fark etmeye başlarken yapay zeka programıyla arasındaki ilişki de gitgide tuhaflaşır.

1999'da Being John Malkovich filmiyle Oscar adaylığı kazanan çok yönlü sinemacı Spike Jonze'un son uzun metrajlı filmi, yalnızlık ve yaratıcılık sıkıntısı çeken bir yazarın dram ve komediyle yoğrulan öyküsünü beyazperdeye taşıyor. Filmin başrolünde Joaquin Phoenix yer alırken, Scarlett Johansson da gizemli bilgisayar uygulamasına sesiyle hayat veriyor.

32. Motherless Brooklyn

1950'li yılların New York'una gittiğimiz Motherless Brooklyn, Lionel Essrog isimli bir dedektifi hikayesinin odağına alıyor. Essrog, Tourette Sendromu denilen bir rahatsızlıktan muzdariptir. Bir yandan sendromun yarattığı ani tiklerle mücadele ederken diğer yandan arkadaşı Frank Minna'nın ölümünü araştırması gerekmektedir. Elinde yalnızca birkaç ipucu ve bir saat gibi çalışan zihni vardır. Lionel'in tüm şehri dengede tutan sırları çözmek için uğraş verecektir...

33. Pursuit of Happynes

İyi bir baba olan Chris Gardner, işinde sorunlar yaşayan, maddi açıdan sarsıntıda olan ve aynı zamanda iyi bir eş olan bir adamdır. Ancak ne yazık ki eşi sıkıntılara daha fazla katlanamayacağına karar vererek onu terk eder. Christopher adındaki oğulları da babasının yanında kalır. Karısının terk edişi de yetmezmiş gibi bir de ev sahibi dışarı atar baba –oğulu. Sokaklarda kalıp, tuvaletlerde, düşkünler evinde çalışarak ayakta durmaya çalışır. Oğlunun sevgisi bu mücadeleci baba için her şeydir. Ve sevgiye eklenen bir var olma savaşı hiç şüphesiz, vakti geldiğinde en mükemmel kapıları açacaktır.

34. Joker

Joker, başarısız bir komedyen olan Arthur Fleck'in hayatına odaklanıyor. Toplum tarafından dışlanan bir adam olan Arthur, hayatta yapayalnızdır. Sürekli bir bağ kurma arayışında olan Arthur, yaşamını taktığı iki maske ile geçirir. Gündüzleri, geçimini sağlamak için palyaço maskesini yüzüne takan Arthur, geceleri ise asla üzerinden silip atamayacağı bir maske takar. Babasız büyüyen Arthur’u en yakın arkadaşı olan annesi Happy adıyla çağırır. Bu lakap, Arthur’un içindeki acıyı gizlemesine yardımcı olur. Ancak maruz kaldığı zorbalıklar, onun gitgide toluma aykırı bir adam haline gelmesine neden olur. Yavaş yavaş psikolojik olarak tekinsiz sulara yelken açılan Arthur, bir süre sonra kendisini Gotham Şehri’nde suç ve kaosun içinde bulur. Arthur, zamanla kendi kimliğinden uzaklaşıp Joker karakterine bürünür.

35. Ready Player One

Ailesini küçük yaşta kaybeden Wade Watts, gerçek dünyanın sıkıntılarından kaçmak için zamanını The Oasis adlı bir oyun evreninde geçirir. Oyunun milyoner kurucusu oyun evreninin içine bir anahtar saklamıştır ve öldüğünde tüm servetini ve oyunun kontrolünü bu anahtarı bulana vadetmektedir. Wade de bu macera dolu hazine avının peşine düşmüştür. Bir süre sonra her şey bir oyun olmaktan çıkıp acımasız bir rekabete dönüşür. Zira şirket hissedarları ve paragöz oyuncular hazineye herkesten önce ulaşabilmek için diğer yarışmacıları saf dışı bırakmak için her şeyi yapmaya hazırdır...

Yönetmenliğini başarılı yönetmen Steven Spielberg'ün üstlendiği ve senaryosunu Ernest Cline'ın kaleme aldığı Ready Player One'ın başrolünde Tye Sheridan ve Olivia Cooke yer alıyor.

36. American Beauty

Amerikan Güzeli'nde, orta sınıf bir Amerikan ailesinin içinde bulunduğu çöküntü ve dağılma konu ediliyor. Lester, kızıyla ve orta yaş bunalımındaki karısıyla iletişim kurmakta başarısızlığa uğrayan, rutinlerle dolu yaşamından tiksinerek yaşlanan bir babadır. İşini bırakıp zamanını hiç yapmadığı gibi değerlendirmeye başlayarak yeniden genç hissetmeye çalışırken, henüz onaltı yaşındaki kızının, güzeller güzeli arkadaşı Angela ile arasında tuhaf bir cinsel gerilim doğar. Bu ilişki kızı ve karısıyla arasındaki zaten kopuk olan bağı koparacak, her bir aile ferdini farklı kaderlere sürükleyecektir. Ünlü İngiliz yönetmen Sam Mendes’in beş Oscar’lı filmi güçlü göselliği ve Kevin Spacey performansıyla göz kamaştırıyor.

37. A Quiet Place

2 çocuklu bir aile, izole bir kırsalda sakin bir yaşam sürmektedir. Henüz büyüme çağlarında olan çocuklar da, ebeveynleri de hiçbir şekilde konuşmamakta, işaret diliyle anlaşmaktadır. Ancak bunun sebebi konuşamıyor olmaları değildir. Aile gıcırtı çıkaracak her türlü adımdan, ses yapacak her türlü hareketten uzak durmaktadır. Ancak günün birinde bu sakin hayat, küçük çocukların oyun oynarken bir lambayı devirmeleri ile tepetaklak olur. Durgun sessizliğin içinde çıkan bu ses, ailenin peşindeki varlığın dikkatini hemen çekecek ve aile sessizliklerini bozmanın bedelini ağır ödeyecektir...

38. Suspiria

Amerikalı genç kadın Suzy Bannion, dünyanın en iyi bale okullarından birine gitmek için Almanya'ya gider. Bir akşam vakti okulun kapısını çalar ve tam da bu andan itibaren esrarengiz durumlara tanık olmaya başlar. Taksiden indiği an bir başka öğrencinin okuldan çıkıp ormana doğru koşturmaya başladığını gören genç kadın olaylara anlam veremez. Öte yandan kendisine kapıyı açan biri de olmaz. Ertesi gün tekrar geldiğinde okula alınır ve ardından yavaş yavaş uyum sağlamaya başlar. Fakat zamanla tanık olacağı tuhaf olay ve durumlar ürkütücü bir gerçeği keşfetmesine neden olur.

Gerilim türünün en yetkin isimlerinden olan Dario Argento’nun başyapıtı olan Suspiria, sinema tarihinin en başarılı birkaç gerilim filminden biri. Argento'ya has müzikleri bile üzerinden geçen yıllara meydan okur niteliktedir.

39. The Tree of Life (2011)

Yönetmen Terrence Malick'in kaleme aldığı yapım, görsel açıdan bir şölen! 1950’li yıllarda, Orta Batılı bir aileyi merkezine alan film ailenin en büyük oğlu Jack’in, çocukluk masumiyetinin kaybolmasından başlayarak buruk bir yetişkinlik evresine geçişini konu alıyor. Tam bu geçiş sürecinde de babası (Brad Pitt) ile yaşadığı çalkantılı baba-oğul ilişkisi, öykünün merkezine oturuyor. Jack'in olgunluk hali (Sean Penn) artık modern çağda yolunu yitirmiş bir bireydir. Kaderin varlığını ve çıkmazlarını sorgularken, diğer yandan yaşamın anlamını bulmaya çalışır.

Terrence Malick'in 2011 Cannes Film Festivali'nde eleştirmenleri ikiye bölen son filmi Hayat Ağacı, yönetmenin baştan aşağıya imzasını taşıyan bir yapıt. Başrollerde Brad Pitt, Sean Penn ve Jessica Chastain yer alırken, filmin teknik ekibi de özellikle göze çarpıyor.

40. Melancholia (2011)

Büyülü gerçekçilik ile melankoli ve depresyon konularını anlatan Melancholia, Lars Von Trier imzası taşıyor. Film, Cannes Film Festivali'nde Kirsten Dunst'a En İyi Kadın Oyuncu Ödülü kazandırdı. Yeni evlenen çift Justin ve Micheal evliliklerini Justine'nin ablası Claire'nın malikanesinde, görkemli bir davet ile kutlarlar. Fakat bu iki kız kardeş yapı itibariyle birbirlerine ters karakterdedirler. Justine depresyona, drama ve melankoliye yakın ve yatkın bir kadınken, Claire kız kardeşine göre daha normal olan taraftır. Justine'nin düğün gününde ise ailede herkesin kendine has arızları bir bir ortaya çıkmaya başlar.

Tam da bu kutlama esnasında Melankolia adlı bir gezegen, şimdiye kadar güneşin arkasında saklı kaldığı yörüngeden çıkarak dünyaya doğru gelmektedir. Şimdi herkesin kıyameti kendisine göredir.

41. Carol (2015)

Yayınlandığı yıl ses getiren ve büyük beğeni toplayan şahane yapım, yönetmen Todd Haynes tarafından Patricia Highsmith'in kitabı Tuzun Bedeli'nden uyarlanıyor. Orta yaşının güzelliğini süren Carol; 1950’lilerin New York’unda pek çok Amerikalı kadının imreneceği bir hayat sürmektedir. Evli olmasına rağmen kocasından boşanmak ister ve kızının velayetini alabilmek için savaş vermektedir. Therese henüz yolun başında genç bir kadındır. Bir butikte mağaza görevlisi olarak çalışmakta, günlerini sıradan bir şekilde geçirirken, bu koca şehirde kimliğini aramaktadır. Bu iki farklı dünyaya ait kadının, Carol ve Therese’nin yolları Manhattan semtinin bu lüks butiğinde kesişir. Carol, Therese’yi görür görmez genç kadının güzelliğinden etkilenir.

Şükran Günü’nü yalnız başına geçirmek zorunda kalan Carol, Therese’yi hiç bilmediği coğrafyalara doğru spontane bir araba yolculuğuna davet eder. İki kadın bu yolculuk sırasında birbirlerine beklenmedik bir çekimle aşık olacaklardır. Fakat Amerika henüz 1952 yılındadır ve bu yasak aşka Carol’ın camiasında yer yoktur.

42. The Master (2012)

thefilmstage.com

There Will Be Blood filmiyle Oscar adaylığı yakalayan yönetmen Paul Thomas Anderson'ın başyapıtı, Philip Seymour Hoffman, Amy Adams ve Joaquin Phoenix'i bir araya getiriyor. Eski donanma subayı Freddie Sutton, tüm dünyayı alt üst eden II. Dünya Savaşı'nda cephede görev aldıktan sonra ülkesine döner. Fakat bundan sonra ne yapacağı, hayatını nasıl şekillendireceği konusunda kararsızdır. Tam bir boşluğa düşmek üzereyken The Cause tarikatının karizmatik lideri Lancaster Dodd ile tesadüfen tanışır ve ona tutunur. Sutton kısa bir sürede vaazlarıyla meşhur olan Dodd'un sağ kolu olur; başta neyin içine sürüklendiğini tam olarak bilmese de ilerleyen dönemlerde Master'ın önüne dahi geçecektir. 1950'li yıllara odaklanan yapım The Cause tarikatının din temelli faaliyetlerinin Amerika çapında yayılmaya ve gitgide popüler olmaya başlamasını merkezine alıyor.

43. A Ghost Story (2017)

tarcinlikahve.com

Kayıp ve yas kavramlarını bir hayaletin gözünden izlediğimiz ve anlamlandırdığımız bu muhteşem film, izleyen herkesin kalbine bir yumru konduruyor. Geriye kalanların, aşkın, kaybın ve kötülüğün varlığını keşfe çıkan filmde yakın zamanda ölmüş, beyaz çarşaflı bir hayalet, evine dönerek karısına ulaşmaya çalışır. David Lowery'nin yazıp yönettiği filmde Casey Affleck ve Rooney Mara başrolde yer alıyor.

44. The Killing of a Sacred Deer (2017)

Yorgos Lanthimos'un yönetmenliğini yaptığı Kutsal Geyiğin Ölümü, geçmişte hayatını kurtardığı bir hastasının oğlu Martin,  doktor Steven Murphy'e teşekkür amacıyla sık sık ziyarete gelmektedir. Bir gün, annesiyle evlenmesi gerektiğini söylediğinde, Steven kendi ailesi olduğunu söyler. Bunun üzerine, Martin Steven'ın ailesini lanetler. Steven, ailesinin, parmakları arasından yavaş yavaş kayışına şahit olacaktır. Film, izleyenlere hem sinematik bir seyir zevki sunuyor, hem de hikâyesindeki alegorik anlatım ile izleyenlerin düşünmesini sağlıyor.

45. A Hidden Life (2019)

Yönetmenliğini, Thin Red Line, the Tree of Life ve Knight of Cups gibi filmlere imza atan Terrence Malick'in üstlendiği yapım, izleyenleri Nazi Almanya'sına götürüyor. A Hidden Life, vicdani retçi olan ve trajik bir kadere maruz kalan Franz Jägerstätter gerçek hikayesini konu ediyor. Avusturyalı Franz Jägerstätter, II. Dünya Savaşı’nda yaşananların ardından Naziler için savaşmayı reddeder ve bu yüzden de 1943 yılında idam edilir. Terrence Malick'in yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği filmde, Franz Jägerstätter'e August Diehl hayat veriyor.

46. Lady Macbeth (2016)

İsmini duyduğumuzda Shakespeare'in Macbeth isimli ölümsüz eserini çağrıştırsa da, her anlamda bağımsız olan film, dünya çağında büyük bir övgü aldı. 19. yüzyılın 2. yarısında İngiltere kırsallarında bir ailenin kızı olan Katherine (Florence Pugh), babasının zoruyla kendisinden yaşça çok daha büyük bir adam olan Alexander Lester ile evlenmiştir. Mutsuz bir evliliğin içinde, kocası ve kayınpederi Boris ile kurallarla örülü sıkıcı bir hayata mahkum olan genç kadın, evde yalnız olduğu bir gün malikanede çalışan Sebastian'la (Cosmo Jarvis) karşılaşır. Sebastian ile kısa zamanda tutkulu bir aşk yaşamaya başlayan Katherine, bu aşkı sürdürebilmek için hiçbirşeyden çekinmeyecektir.

47. The Favourite (2018)

Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos'un imzasını taşıyan muhteşem yapım, 2019 yılında Olivia Colman'a En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar bahşetti. İngiltere ve Fransa'nın savaş halinde olduğu 18. yüzyılın başlarında Kraliçe Anne'in yakın arkadaşı Lady Sarah, bir yandan narin kraliçe ve onun değişken ruh hali ile ilgileniken diğer yandan onun yerine ülkeyi yönetmektedir. Saraya yeni gelen Abigail, Lady Sarah'nın yanında yükselerek kraliçenin gözdesi olma yolunda Lady Sarah'ya meydan okuyacaktır.

48. Inside Llewyn Davis (2013)

İyi hissettiren, tatlı bir film arayışında olanların izlemesi gereken bu yapım, Joel ve Ethan Coen kardeşlerin imzasını taşıyor. Coen Kardeşler'in yine bir dönem dramasına imza attıkları Inside Llewyn Davis, 1960'lı yılların New York'unda geçiyor. 1960'lı yılların başında Greenwich Village, folk müziğin devrimine sahne olur. Film ünlü folk sanatçısı Dave Van Ronk'un hayatından ilhamla yola çıkarak, dönemin müzik piyasasında yaşananları ünlü sanatçılar Bob Dylan, Joan Baez ve Joni Mitchell eşliğinde beyazperdeye taşımakta. 2013 Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye için yarışan filmin başrollerinde Justin Timberlake, John Goodman ve son dönemin dikkat çeken yeteneklerinden Carey Mulligan yer alıyor.

49. The Lighthouse (2019)

A24 yapım şirketinin bir ürünü olan gerilim filmi, iki deniz feneri bekçisinin, 1890'larda uzak ve gizemli bir New England adasında yaşarken akıl sağlıklarını yavaş yavaş kaybetmelerini konu alıyor. Filmin yönetmen koltuğunda, the Witch ile övgüleri toplayan yönetmen Robert Eggers oturuyor.

50. The Neon Demon (2016)

Renkler, çekim açıları ve makyajlarla bambaşka bir yön kazanan The Neon Demon, bir modeli konu alıyor. Los Angeles'a taşınalı çok uzun bir zaman olmayan, genç ve gelecek vaadeden model Jesse (Elle Fanning), burada tanıştığı insanları, özellikle diğer modelleri doğal güzelliğiyle çok etkilemiştir. Güzelliğin peşinde her şeyini vermeye hazır bu insanların arasında Jesse, istemeden de olsa tehlikeli sularda yüzmeye başlayacaktır.

51. Anna Karenina (2012)

Rus yazar Tolstoy'un dokunaklı eserinden uyarlanan Anna Karenina'nın başrolünde Keira Knightley yer alıyor. 1874 yılında genç ve güzel Anna Karenin yaptığı evlilikle St. Petersburg'un yüksek sosyetesi içerisinde çok iyi bir konuma sahiptir. Kocası Karenin Rus siyasetinin de önemli isimlerindendir. Bir gün erkek kardeşi Oblonsky’den eşi Dolly ile arasını düzeltmesini isteyen ve onu Moskova’ya çağran bir mektup alır. Bu yolculuk esnasında tanıştığı Kontes Vronsky'nin garda kendilerini karşılayan oğlu, genç subay Vronsky ile aralarında bir kıvılcım çakar. Moskova'da karışık aşk üçgenleri arasında düzenlenen büyük bir dans balosunda herkesin bakışları Vronsky ve Anna'nın üzerinde toplanır. Anna, karşı koyamadığı bir aşka doğru sürüklenirken, Vronsky'den kaçıp St. Petersburg’a ve aile yaşantısına dönmesi, ne hakkında çıkan dedikoduları engelleyebilir ne de yüreğinde duyduğu aşkı. Bu arada eşi Karenin, Anna'yı uyarır; halkın gözünde bir skandala yol açmıştır. Ama aşkın seçen kadına karşı Rus halkının iki yüzlülüğü de bu şekilde ortaya çıkacaktır.

52. Arrival (2016)

Dune ile adından söz ettiren yönetmen Denis Villeneuve'ün bir başka harika filmi, iletişim ve dilin önemini vurguluyor. Film, ordu dilbilimcisi Dr. Louise Banks'in hikayesini anlatıyor. Birden çok uzay gemisi dünyaya iniş yapınca dünya adeta sarsılır. Amaçlarının ne olduğu bilinmeyen uzaylılarla iletişim kurmanın yolları aranmaya başlar. Uzaylılarla iletişim kurması için ordu dilbilimcisi Dr. Louise Banks çağrılır. Doktora yardımcı olması için de fizikçi Ian Donnelly seçilir. İkilinin artık en önemli görevi uzaylıların barışçıl mı yoksa istilacı mı olduğunu belirleyebilmektir. Bu süreçte bir diğer zorluk da ordunun ısrarcı bir şekilde saldırı yanlısı olması olacaktır.

53. Phantom Thread (2017)

Usta oyuncu Daniel Day-Lewis'in emekliliğinden önceki son projesi, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Film dallarında Oscar adaylığı alırken En İyi Kostüm Tasarımı dalında Oscar kazandı. İngiliz modasının kalbinde yer alan ünlü terzi Reynolds Woodcock ve kız kardeşi Cyril, kendilerine özgü tarzları ile ülkenin önde gelenlerini giydirmektedir. Müzmin bir bekar olan Woodcock, hayatına giren kadınlarla arkadaşlık etmekte, onlardan ilham almaktadır. Genç, iradeli bir kadın olan Alma Reynolds’ın karşısına çıktığında ise işler değişir. Genç kadın Reynolds’un aklının başından alır ve kısa sürede onun ilham perisi olur. Reynolds’un kontrollü ve düzenli hayatı aşk kapısını çaldığında alt üst olur.

54. Hereditary (2018)

Yönetmen Ari Aster'ın ilk uzun metrajlı filmi, aile içindeki gerginliği öyle güzel yansıtıyor ki, izlerken yerinizde durmak bile rahatsız edici hale geliyor. Graham ailesinin en büyüğü Ellen öldüğünde, ailenin geri kalan üyeleri kökleriyle ilgili korkutucu sırlardan haberdar olmaya başlarlar. Daha fazlasını öğrendikçe, kendilerine miras kalan bu kaderden kurtulabilmek için daha da umutsuzca çabalamaya başlarlar. Kendini dış dünyaya fazla açmamış annelerinin sakladıkları sırlar, ölümcül sonuçlar doğuracaktır.

55. American Honey (2016)

Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan genç bir kız, gezici bir dergi satış ekibine katılır ve bir grup uyumsuzla birlikte Orta Batı'yı karışlarken sert partiler, kanunları çiğneme ve genç aşk girdabına kapılır. Filmin yönetmen koltuğunda Andrea Arnold otururken, oyuncu kadrosunda, Sasha Lane, Shia LaBeouf ve Riley Keough isimlerini barındırıyor.

56. First Man (2018)

Ay'a ilk adım hikâyesini izlediğimiz film, sinematografi açısından harika bir deneyim sunuyor. First Man'in yönetmen koltuğunda Damien Chazelle oturuyor. Ay’da İlk İnsan, astronot Neil Armstrong'un NASA temelli aya gidiş görevini konu ediyor. 1969 yılında Apollo 11, Ay’ın yüzeyine dokunduğunda otuz sekiz yaşındaki Amerikalı astronot Neil Armstrong bir efsane oldu. Tarihin en tehlikeli görevlerinden birini üstlenen Neil Armstrong, Ay’a ilk ayak basan insan olmayı başardı. NASA’nın aya ayak basma yolculuğunun hikayesinin anlatıldığı filmde, Neil Armstrong’a ve 1961-1969 yılları arasına odaklanılıyor. Armstrong ve ülkenin ödediği bedellere, yapılan fedakarlıklara yer veren film, NASA ve Apollo 11 ekibinin 1960'larda SSCB'ye karşı uzay yarışını kazanmak için karşı karşıya kaldıkları muazzam baskıyı da seyircilerin gözleri önüne seriyor. 2014 yapımı “Whiplash” ile adının duyurmasının ardından Aşıklar Şehri” ile En İyi Yönetmen Oscar’ına layık görülen Damien Chazelle'in yönetmen koltuğunda oturduğu yapımın başrolün Ryan Gosling üstleniyor. James R. Hansen’ın “First Man: The Life of Neil A. Armstrong' isimli biyografik kitabından beyaz perdeye uyarlanan yapımın kadrosunda Claire Foy, Jason Clarke, Kyle Chandler, Corey Stoll, Ciarán Hinds gibi isimler yer alıyor.

57. Roma (2018)

Netflix filmi Roma, Meksikalı yönetmen Alfonso Cuarón'a En İyi Yönetmen Oscar'ını kazandırdı. Cleo, Meksiko’nun orta sınıf ailelerinin yaşadığı bir Roma mahallesinde bulunan bir evde hizmetçi olarak çalışan genç bir kadındır. Bir yandan ev işleri ile uğraşan Cleo, bir yandan da evdeki dört çocukla ilgilenir. O tüm zamanını hizmetlisi olduğu evde geçirse de kendisine ait bambaşka bir dünyası vardır. Genç kadın, gönlünü Fermin adındaki bir adama kaptırmıştır. Fakat bu ilişki pek de Cleo’nun düşlediği gibi sonuçlanmaz. Bu sırada evin dört çocuk annesi olan hanımı Sofia, kocasının yokluğu ile başa çıkmaya çalışır. Birbirinden farklı hayatlara sahip olsalar da benzer travmalar yaşayan Cleo ve Sofia, siyasi kargaşanın hüküm sürdüğü bir ortamda birbirlerinin en büyük destekçisi olur.

Popüler İçerikler

Güldür Güldür Show'dan Duygulandıran 29 Ekim Skeci Geldi
Milyonlarca Emekliyi Bekleyen Tehlike! Emekli Maaş Zammında Sıfır Zam Endişesi
Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Trabzonspor Derbisi Öncesi Kritik Açıklamalar!
YORUMLAR
25.04.2020

The Fall(2006) olmadan bu liste eksik kalir bana göre.

25.04.2020

Geceye izlenecek film buldum :D The Fall

25.04.2020

Once Upon a time in America bu listede mutlaka olmalıydı.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ