Dünyaya insan gözleriyle bakıyoruz ama bazı hayvanların görme yetenekleri bizim çok ötemizde. Bazı türler renkleri farklı algılıyor, bazıları ise hızla akan görüntüleri yakalayabiliyor. Doğanın her canlıya özel bir bakış açısı verdiği oldukça açık. Bu konuda öne çıkan hayvanlar şaşırtıcı detaylar taşıyor. Üstelik her birinin görme sistemi farklı bir ihtiyaca göre evrimleşmiş durumda.
Bu kuşlar için görme yeteneği hayatta kalmakla doğrudan bağlantılı. Onlar için en küçük hareket, yüzlerce metre öteden bile fark edilmesi gereken bir detay olabilir. İşte bu yüzden evrim onlara müthiş bir avantaj sağlamış. Kartalların ve şahinlerin göz yapıları vücutlarına göre oldukça büyük. Bu büyüklük, gözlerinde daha fazla ışık ve detay algılayabilen özel hücreler barındırmalarını sağlıyor.
Bu kuşların görüş keskinliği insanlardan üç ila beş kat daha güçlü. Yani bir kartalın gözünden bakıyor olsaydık, dünyayı sanki sürekli dürbünle izliyormuş gibi görürdük. Avlanırken kullandıkları yüksek çözünürlük sayesinde kamuflaj yapmış bir sincabı bile rahatlıkla fark edebiliyorlar.
Bu deniz canlıları okyanusun sığ bölgelerinde yaşıyor ve renkleri algılama şekilleri insan gözünün çok ötesinde. Bizler yalnızca üç ana rengi algılayabiliyoruz: kırmızı, mavi ve yeşil. Oysa mantis karidesleri tam 12 farklı renk reseptörüne sahip. Bu da onların, bizim göremediğimiz birçok rengi seçebildikleri anlamına geliyor.
Hatta bazı reseptörleri ultraviyole ışığı bile algılayabiliyor. Yani bizim için görünmez olan bir dünya, onlar için oldukça canlı ve renkli. Bununla da sınırlı değil. Mantis karidesleri ışığın polarizasyonunu da görebiliyor. Ancak araştırmacılar, mantis karidesinin bu kadar geniş bir renk yelpazesini nasıl işlediğini tam olarak çözemedi.
İnsan gözü saniyede yaklaşık 60 kareyi algılayabiliyor. Ancak sinekler ve diğer küçük böcekler bu konuda çok daha hızlılar. Sineklerin görme hızı, saniyede yüzlerce kareye kadar çıkabiliyor. Bu da onların, bizim sürekli ve akıcı gördüğümüz görüntüleri neredeyse yavaş çekim gibi algılamalarına neden oluyor. Örneğin bir sinek, floresan lambaları bizim gözümüze sabit yanıyormuş gibi görsek de titreşimli şekilde yanıp sönerken algılayabiliyor.
Bu yüzden bir sineği yakalamak neredeyse imkansız. Çünkü sinek, bir elin kendisine doğru geldiğini biz fark etmeden önce çoktan görüp tepki verebiliyor. Sineklerin bu kadar hızlı görmesinin temel sebebi ise vücutlarının küçük olması. Görsel sinyaller, gözlerinden beyinlerine çok kısa bir mesafede iletiliyor.
Kartalların keskin gözleri, mantis karidesinin olağanüstü renk algısı ve sineklerin yüksek hızda görme yetenekleri gerçekten büyüleyici. Ancak her birinin bir bedeli var. Örneğin mantis karidesleri ve sinekler, bileşik göz yapısına sahip olduğu için görüntüyü çok detaylı değil, daha piksel piksel algılıyor. Bu da onların genel görsel çözünürlüğünü düşürüyor. Yani renkleri görebiliyorlar ama bizim kadar net detaylar seçemiyorlar.
Aslında doğa mükemmel denge kurmuş. İnsanlar ortalama bir görme yeteneğine sahip. Çok hızlı değiliz, çok renkli göremiyoruz ama genel anlamda dengeliyiz.
3 ana renk sarı-kırmızı ve mavi olmasın :)
Kediler karanlıkta çok iyi görür. Zifiri karanlıkta yakılan tek bir mum bir baykuşun 1 dönümlük araziyi gündüz gibi görmesi için yeterlidir.