Belki de bize dayatılan bir düşünceden belki de yalnızca doğamız gereği, çocukluğumuzdan başlayarak her zaman çok arkadaşımız olmasını isteriz ve bunun için birçok şey yaparız. Fakat bir noktaya geldikten sonra, bizim için gerçekten değerli olan bir arkadaşın, 100 sıradan arkadaştan çok daha değerli olduğunu farkederiz.
Bu durum genelde lise yıllarında olur çünkü bu dönemde, onlarca arkadaşa sahip olmanın negatif yanlarını farkederiz ve bizim için değerli olan tek kişiyle daha da yakınlaşırız. İlerleyen yıllarda bu yaklaşım sürer ve eğer şanslıysak, her değerli anımızı 'tek arkadaşım' dediğimiz kişi ile paylaşma şansına erişiriz.
Bir tek arkadaş sizi asla aldatmaz, arkanızdan konuşmaz ve kendi çıkarları için sizi kullanmaya çalışmaz. Bir arkadaş adeta kendinizle olmaktır ve kendinize dilediğinizi anlatabilmenin özgürlüğünü yaşayabilmektir. Ona sarılır ağlarsınız, sırlarınızı paylaşırsınız, en kötü anlarsınızda ona sığınırsınız ve aslında omuz omuza yürürsünüz. 100 arkadaşa sahip olduğunuzda bu samimiyeti ve gerçek arkadaşlığı asla bulamazsınız çünkü herkes birbirinin arkasından iş çevirir ve birbirinze duyduğunuz çocukca sevgi yok olup gider.
İnsanlar hayatlarında anlam arar ve anlamı bulmanın en kolay yolu tek bir insanı karşılıksız ve safça sevebilmektir. Bir arkadaş bize bunu sağlar ve aslında mutlu eder bizi.
100 tane 10 kuruşa sahip olmaktansa, 1 tane 10 liralık banknota sahip olmak yeğdir. Neden mi? İşte bazı haklı nedenler;