Sağlıklı Yaş Almak Geç Yaşlanmak Kolajensiz Olmaz

Yazımızın başlangıcını Kolajenin ne olduğunu anlamakla yapalım bence. Peki son 5 yıldır kimsenin dilinden düşmeyen, faydaları kadar yarattığı içerik kafa karışıklığı ile de gündemden düşmeyen, her yaş gurubundan her sağlık donanımına sahip kişinin kullanabileceği iddia edilen meşhur Kolajen nedir? 

İsmi Yunanca‘da tutkal anlamına gelen “kolla“ sözcüğünden gelir. Çünkü bir tutkal gibi dokuları bir arada tutmayı sağlar. İşlevi bağ dokuyu güçlendirmek, cilde dayanıklılık, sıkılık ve esneklik kazandırmaktır.

Kolajen; vücutta deri, kemik, tendon, ligamentler başta olmak üzere pek çok organda bulunan bir yapısal proteindir.

Vücutta en çok bulunan proteindir ve tüm vücut proteinlerinin üçte birini oluşturur. Bağ dokunun oldukça önemli bir bileşeni olan kolajen, dokuları yapıştırıcı gibi bir arada tutar. Vücutta çokça bulunan ve farklı dokularda çeşitli görevleri olan kolajen, vücut yapısını koruyan vücuttaki doku ve organlarda bulunan çok sayıda farklı tip protein, ilgili yapıların hem yapısal hem de işlevsel özelliklerini korumada yardımcı olur. 

Her farklı tip protein, farklı görevleriyle bir arada uyum içinde bulunarak vücudun sağlıklı kalmasını sağlar. Bu proteinlerden en önemlilerinden birisi de kolajendir.

“Peki kolajen ne işe yarar?” dersek; 

Yaşın ilerlemesiyle birlikte vücutta üretilen kolajen miktarı azalır. Bunun yanı sıra bazı durumlar sonucunda vücuttaki kolajenin hasarlanması söz konusudur. Kolajen üretiminin veya yapısının zarar görmesi çeşitli rahatsızlıklara neden olabilir. Yaşlanmayla birlikte cildin iç tabakalarında kolajen kaybı meydana gelir, cilt esnekliğini kaybeder ve hasar görmeye açık hale gelir. Elastikiyetini kaybeden ciltte kırışıklıklar oluşmaya başlar. Kolajen takviyesi ile cilt esnekliği artar ve cildin nem dengesi düzelir. Cildin derin tabakalarındaki kolajen yoğunluğu artar. Tüm bu etkiler, kırışıklıkları önleyerek cildin genç görünmesini sağlar. Takviyeler, yaşlanma karşıtı etki gösterir. Bu özelliği ile özellikle yüz için sıklıkla kullanılan bir takviyedir.

Kas yapısının oluşumunda görev alan en önemli moleküllerden biri de kolajendir. Kolajen takviyesi kas kütlesinin artırılmasında rol oynayabilir. Düzenli olarak dayanıklılık egzersizleri yapan ve kolajen takviyesi alan kişilerde kas kütlesinin normale göre daha çok arttığını gösteren çalışmalar mevcuttur. Yağsız vücut kitlesinin artmasına yardımcı olan bu takviyeler ile daha sağlıklı bir vücuda kavuşmak mümkündür. 

Kolajen, kıkırdak üretimini uyarmaya yardım eden bir proteindir. Kıkırdak, kemiklerin eklemde yer alan uç kısımlarında bulunur ve kemikleri aşınmaya karşı korur. Eklemlerin esnek bir biçimde ve rahatça hareket etmesini sağlar. Yaşlanmayla birlikte azalan kolajen üretimi, kıkırdak dokunun zayıflamasına yol açar. Eklem yapısı bozulur ve eklemin hareketleri kısıtlanır. Tüm bu süreçler sonucu eklemlerde ağrı meydana gelir. Ağrıyla birlikte eklem hareketleri iyice kısıtlanır. Kolajen takviyeleri sayesinde eklemdeki ağrı azaltılabilir ve eklem katılığında azalma görülebilir

Saç ve tırnak sağlığına olan etkileri nedeniyle de tırnak kırılmasında azalma, uzamada artma; saç uzamasında ve kalınlığında artış gibi olumlu etkilerini vurgulayan yayınlar mevcuttur.

Kolajen takviyelerinin kalp sağlığı üzerinde olumlu etkilerinin bulunduğuna yönelik çalışmalar da vardır.

Takviyelerin düzenli olarak kullanılması; damar tıkanıklığına yol açabilecek yüksek kolesterol, damar sertleşmesi gibi faktörleri iyileştirmede etkili olabilir. Kolajen faydaları arasında damar tıkanıklığının önlenmesi, kalp sağlığına olumlu etki etmesi yer alır. Koroner arter hastalığı, kalp krizi gibi rahatsızlıkların önüne geçebilir. Kolajen hapı gibi çeşitli kolajen takviyeleri kalp sağlığını iyileştirmeye katkıda bulunabilir. 

“Bu kadar faydası bulunan Kolajenin çeşitleri var mıdır?” diye sorarsak evet var. Bugüne kadar tanımlanmış 30‘a yakın farklı kolajen tipi vardır. Bununla birlikte vücudumuzdaki toplam kolajenin büyük bir bölümü tip 1, 2, 3, 5 ve 10’dan oluşur. Vücuttaki kolajenin yüzde 90‘ı tip 1 kolajendir ve bu alt tür deri, kemikler, tendonlar, kıkırdaklar, dişler ve bağ dokularının kendilerine özgü yapılarını oluşturur. Cildin gerilim gücünden asıl sorumlu olan tip 1 ve tip 3 kolajenlerdir. Ciltteki kolajenin yüzde 80‘i de yine tip 1 kolajendir. Tip 2 kolajen kıkırdak doku yapısında, tip 3 kolajen ise kaslarda, organlarda ve kan damarlarının duvarında bulunur.

Çok sayıdaki kolajen tipinin dağılımı, işlevleri ve yapıları birbirlerinden çok farklıdır.

Tip 1 Kolajen:

• İnsan vücudunda en çok bulunan kolajen tipidir.

• Elastikiyeti çok az olduğu için dayanıklılık ve destekleyici olarak kilit rol oynamaktadır.

• Başlıca deri, kemik, tendon ve bağ dokusunda bulunur.

Tip 2 Kolajen:

• Tip 1 kolajene oranla daha sınırlı bir dağılım gösterir.

• Kırkırdaklar tip 2 kolajen açısından oldukça zengin yapıdadır.

Tip 3 Kolajen:

• Ekstraselüler matriks hücrelerin arasında bulunan ve hücreleri destekleyen kompleks bir yapıdır. Tip 3 kolajenler ise ekstraselüler matriksin temel bileşenidir.

• Tip 1 kolajen ile birlikte deride bulunur ve cildin elastikiyetinden, dayanıklılığından sorumludur.

• Cilt gerginliğine yardımcı işlevi vardır.

Kolajen 2 tür içeriğe sahiptir.

Bunlar Balık ve sığır olmak üzere ikiye ayrılır. Peki 'Sığır Kolajeni Mi Daha İyi Yoksa Balık Kolajeni Mi Daha İyi?' diye sorarsanız:

Sığır kolajeninin kaynağı ineklerin derisi, kasları ve kemikleridir. Bu sebepten kaliteli bir sığır kolajeninin merada yetişen ve doğal otlarla beslenen hayvanlardan elde edilmesi gerekir. Balık kolajenin kaynağı ise balığın derisi, kemikleri ve pullarıdır.

Bu ikisinin arasındaki birincil fark kolajen tipleridir. Sığır, hem Tip 1 hem de Tip 3 kolajen içermektedir. Tip 1 kolajen, özellikle cilt, saç ve kemiklerde olmak üzere bizim vücudumuzda en fazla miktarda bulunan tiptir. Tip 3 kolajen ise özellikle bağırsaklarımızda bulunmaktadır. Buradaki görevi bağırsak astarının onarılmasına yardımcı olmaktır. 

Yani bir kişinin bağırsak sağlığı ile ilgili sorunları var ve bunu takviye yoluyla iyileştirmek istiyor ise sığır kolajeni kullanması yerinde olacaktır.

Cilt ve saç sağlığı  için kolajen takviyesi kullanmak isteyen kişiler balık kolajenini tercih etmelidir.

Kolajen içeren besinler nelerdir?

Kolajen sentezinin iyi olması için proteinden ve taze meyve sebzeden zengin dengeli bir diyet önemlidir. 

• İlikli kemik suyu

• Sığır eti

• Tavuk eti

• Hindi eti

• Balık

• Yumurta beyazı kolajen üretimini destekleyici aminoasitleri içerir.

Kırmızı renkli meyve ve sebzelerde içerdikleri güçlü antioksidanlar sayesinde kolajen üretimini destekler. 

• Ahududu

• Böğürtlen

• Yaban mersini

• Kızılcık

• Çilek

• Kiraz

• Elma

• Pancar

• Kırmızı kapya biber

• Domates bu besinlere örnek gösterilebilir.

Taze sebze ve meyveden zengin beslenme, antioksidan alımını artırarak kolajen yıkımını azalttığı için de kolajen düzeylerine pozitif etki sağlar.

Vitamin C de kolajen üretimini artırmada etkilidir. Vitamin C turunçgillerde, domates, biber, çilek  ve yeşil yapraklı sebzelerde bolca bulunur. 

• Brokoli

• Lahana

• Soğan

• Sarımsak

• Karnabahar

• Pırasa

• Brüksel lahanası bu besinlere örnek gösterilebilir.

• Kapya biber

• Maydanoz

• Limon

• Kivi

• Portakal

• Greyfurt

• Mandalina zengin C vitamini kaynaklarıdır.

Çinko ve bakır da kolajen üretiminde etkilidir. Bakır ve çinko için kabuklu yemişler, tam tahıllı yiyecekler ve fasulye tüketilmelidir.

Kolajen üretimini en fazla destekleyen besin, kemikli etlerdir. Kemiklerin içerisinde bulunan ilik kolajen üretimine fayda sağlayan aminoasitleri içerir. Bu nedenle ilikli kemik suyunu yemeklerinizde kullanabilirsiniz.

Popüler İçerikler

Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
YORUMLAR
21.01.2023

Begendim be bu haberi. Tesekkurler editor.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ