Sağlıklı Sanarak Yediğimiz Yiyeceklerin Neredeyse Hiç Faydası Yokmuş: Sebze ve Meyvelerin Yıllar İçinde Dramatik Şekilde Değişen Vitamin Oranları

Yakında dışarıdan vitamin takviyesi almadan yaşamak mümkün olmayacak gibi görünüyor.

Son yıllarda yükselen sağlıklı beslenme trendine rağmen kan testi yaptırıldığında pek çok insan düşük değerlerle karşılaşıyor.

Buna sebep olarak çoğu zaman yoğun yaşam temposu, stres, uykusuzluk ve ne kadar sağlıklı beslenilirse beslenilsin yapılan kaçamaklar öne sürülüyor.

Oysa eski insanlar öyle miydi? Her zaman dinç, enerjik ve sağlamlardı.

Üstelik hiçbir vitamin takviyesine ihtiyaç da duymuyorlardı. Günümüzde yaşlılar halen gençlere taş çıkarıyor ve bunu da kendi zamanlarındaki beslenmeye dayandırıyor.

Haklılar; çünkü sebze ve meyveler tarih boyunca sürekli değişerek günümüzdeki halini aldı.

İnsanlar binlerce yıl boyunca tarım tekniklerini geliştirmek için tohumları ıslah etti, değiştirdi, geliştirdi. Günümüzdeki neredeyse hiçbir sebze ve meyve eski çağlarda aynı görünüşe, tada sahip değildi. Peki bu değişimler sırasında içerdikleri vitamin ve mineral oranları nasıl değişti?

Yapılan araştırmalar günümüzde yediğimiz neredeyse tüm sebze meyveleri boşuna yediğimizi gösteriyor.

Üzücü ama artık sadece tatları ve karın doyurma için yiyoruz. Eksik kalan vitamin ihtiyacını da takviye vitaminler ve ilaçlarla desteklemeye çalışıyoruz.

Farklı yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, sebze ve meyvelerdeki vitaminlerin yıllar içinde nasıl dramatik şekilde düştüğünü gösteriyor.

Bu anlamda 1930, 1955, 1970, 1985, 1996 ve 2002 yılında yapılan bilimsel çalışmaların hepsi giderek sebze ve meyvelerdeki besleyiciliğin abartılı şekilde düştüğünü gösteriyor. İsviçre, Almanya ve İngiltere'de onlarca farklı sebze ve meyve grubuyla çalışan bilim insanları farkı açıkça ortaya koyuyor.

Daha yakın tarihler olan 1985 ve 2002'deki bazı karşılaştırmaları verirsek daha iyi anlaşılacaktır. 100 gram başına 17 yılda düşen vitamin ve minerallerin oranı:

• Brokoli: Kalsiyum oranı 103'ten 28 mg'a, amino asitler 48'den 18'e, magnezyum 24'ten 11'e düşmüş.

• Fasulye: Kalsiyum 56'dan 22'ye, amino asitler 39'dan 30'a, magnezyum 26'dan 18'e gerilemiş. B6 vitamini oranı ise 106'dan 32'ye düşmüş.

Patates: Kalsiyum oranı 1985'te 14 mg iken 2002'de 3'e düşmüş. Magnezyum da 27'den 14'e gelmiş.

• Havuç: Kalsiyum 37'den 26'ya, magnezyum 21'den 6'ya gerilemiş.

• Ispanak: Magnezyum 62'den 15'e düşmüş. C vitamini değeri ise 51'ken 18 olmuş.

• Elma: Elmanın C vitamini oranı 5'ten 2'ye gerilemiş.

• Muz: Kalsiyum değeri 8'den 7'e, amino asitleri 23'ten 5'e, magnezyum 31'den 24'e, B6 vitamini ise 330'dan 18'e düşmüş.

• Çilek: Kalsiyum 21'den 12'ye, C vitamini 60'tan 8'e düşmüş.

Şu an 2002'den 18 yıl daha ileride olduğumuzu düşünürsek, kilolarca bile yesek günlük vitamin mineral ihtiyacımızın tamamını sebze ve meyvelerden alamayacağımız ortada.

Daha eski araştırmalarla da karşılaştırdıkça bu yiyeceklerin besin değerlerinin nasıl yok olduğu görülebiliyor. Peki bu kötü gidişatın sebebi tam olarak ne?

Çevre kirliliği ve verimsiz toprak buna yol açan ilk sebep.

Tarım için kullanılan topraklar verimsizleşiyor. Çevre kirliliği ve doğal afetler ile verimli topraklar kaybediliyor. Hızlı büyüme, verimli tarım arazilerinin yerleşim ve başka amaçlarla kullanılması da tarımın verimsiz topraklarda yapılmasına sebep oluyor.

Hızlı büyüme sadece betonlaşmadan ibaret değil. Tarım arazileri nüfusa yetmiyor, bu nedenle daha fazla ürün üretmek için sürekli geliştirmeler yapılıyor.

Bizim yeni tanıştığımız GDO kavramı aslında çok uzun zamandır var. Doğal kaynaklar dünya nüfusunu beslemek için yetersiz olduğundan tohumlar üzerinde sıkça çalışmalar yapılıyor, tek hasatta daha fazla ürün elde etmeye çalışılıyor ve haliyle de besin kalitesi düşüyor. Doyuruculuk ve ucuz fiyat öne çıkıyor.

Tarımda ilaçlamada kullanılan zehirli maddeler de toprağa ve ürüne zarar veriyor.

Pestisit ve herbesit adıyla bilinen ve çiftçilerin modern tarımda sıkça kullandığı zehirli ilaçlar topraktaki faydaları da yok etmiş oluyor. Bu tarım ilaçlarının sağlığımız üzerindeki olumsuz etkileri halen tartışma konusu.

Uzun ve yanlış koşullarda depolama da vitamin mineral dengesini bozuyor.

Soğuk hava depolarında uzun süre bekletilen, fiyat yükseltmek için stoklanıp saklanan sebze meyveler besleyiciliklerini kaybediyor.

Sadece haplarla beslendiğimiz bilim kurgu filmleri çok uzakta değil gibi.

Bu gidişle hiçbir besleyiciliği olmayan gıdaları sadece tat için yiyerek ihtiyacımız olan vitamin ve mineralleri haplardan karşılayacağız. Zaten belki de farkında olmadan çoğumuz bu yaşam tarzına geçti bile. 

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

İnsanlar Tarafından Yetiştirilmeden Önce Sebze ve Meyveler Nasıl Gözüküyordu?
Bildiklerinizi Unutun! Bunca Yıl Sebze Sandığınız Ama Aslında Meyve Olan Besinler
Domates, Patates, Kabak... Amerika Keşfedilmeseydi Mahrum Kalacağımız Yemekleri Öğrenince Çok Şaşıracaksınız!

Popüler İçerikler

Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
YORUMLAR
23.08.2020

Vay halimize 😩

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ