Sağlıklı İlişki Yürütmenin 5 Altın Kuralı: Tartışma ve Kızgınlık Döngüsünden Kurtulmanın Yolları

Hayat, mutsuz bir ilişkide olmak için çok kısa. Mutlu olmak varken neden sağlıksız bir ilişkiyi yürütmek seçilir ki? “Çok seviyorum”, “Ayrılamıyorum”, “Çok bağlandım”… Hayatımızın bir döneminde çevremizdekilerden hatta kendimizden bile bu cümleleri sıklıkla duyduk. Peki sağlıklı bir ilişki nasıl yürütülür? Uzmanlar sağlıklı bir iletişim için 5 altın kuralı açıkladı. Üstelik bu kurallar hiç de zor değil. 

Kaynak:The Guardian

Kim istemez ki sağlıklı ve mutlu bir ilişki. Ancak hayattan ne istediğini bilmeyen ve egoları kendisinden büyük olan birisiyle sağlıklı ve mutlu ilişki kurulur mu? Sanırım hayır.

Kimse bir ilişkiye ayrılmak için başlamıyor ya da büyük kavgalar etmek için... Ama şu bir gerçek ki ilişkide tartışmadan ve kavgalardan haz duyan insanlar var. Sakin, huzurlu bir ilişki yaşamak varken genelde partnerimiz huzurdan eser bırakmayabiliyor. Belki burada bahsettiğimiz siz de olabilirsiniz...

Arkadaşlık, sevgililik, aile... Tüm ilişkilerde tartışmalar kaçınılmazdır ve hatta olmalıdır. Tartışma, sağlıklı yürütülebildiği takdirde bizi çözüme kavuşturur. Ancak içe atılan kızgınlıklar, yutulan cümleler bir sonraki tartışmanın açacağı yarayı derinleştirecek türden.

Kötü biten ilişkilerinizi, sözlerinin ve sözlerinizin kalbinizde açtığı yaraları düşünün. İçinize attığınız söyleyemediğiniz cümleler belki de canınızı en çok acıtandı. Peki ne yapmak gerekiyordu?

The Guardian'da yer alan habere göre aslında sağlıklı bir ilişki hiç de zor değil. Bunun temelinde konuşmak var. Kırıcı, hakaret dolu bir konuşmadan bahsetmiyoruz. İki kişinin oturup mantık ve duygu çerçevesinden yaptığı o saf ve güzel konuşmalardan bahsediyoruz.

Kaynak

1. "Sıkça gördüğüm sorunlar, birikmiş kızgınlıklar.”

Çift terapisti Joanna Harrison, uzun yıllar boyunca çiftlerle çalışıyor. Harrison’ın gözlemlerine göre birikmiş kızgınlıklar en sık görülen sorunların başında geliyor. Birikmiş kızgınlıklar “gözünün üzerinde kaş var” bahaneleriyle bile ortaya çıkabilir:

Harrison, partneriyle yaşadığı ayakkabı parlatma tartışmasını anlatıyor. “Ayakkabılarla hiç ilgisi yoktu” diyen Harrison, 'İster ebeveynlikle, mali endişelerle ya da sadece ilişkiyi düşünmekle ilgili olsun, bu tür şeyler partner tarafından tanınmazsa, gerçekten bir kızgınlık birikir” ifadelerini kullandı.

2. Çıkmaza girmeden sorunlar hakkında konuşulmalı.

Eğer ayrılmak kaçınılmazsa bu ‘düşünceli bir şekilde ele alınmalı’. Ayrılık aşamasına gelinmeden ilk adım sorunlar hakkında konuşmak olmalı. Çok meşgul olabilirsiniz ama ilişkiniz için konuşma şansı vermezseniz çatışmalar daha çok artabilir. İşlerin çıkmaza sürüklendiğini gördüğünü anladığınız anda konuşmak en etkili yöntem.

3. Karşı tarafın duygularını dinleyin.

Harrison’a göre insanlar terapiye geldiklerinde sorunlarına sihir bir değnek değermişçesine çözüm bulunacağını düşünüyor. Ancak gerçekte olan şey onların duygularını ve bakış açılarını tanımaktır. İlişki yaşadığınız birisiyle aynı fikirde olmak zorunda değilsiniz. Ancak karşınızdakinin görüşünü tanımadığınız sürece sürekli savaş halinde olursunuz. Çift terapisti kişinin nasıl hissettiğini söylemesi gerektiğini vurguluyor.

4. Kendin olmaktan vazgeçme.

Evlilik terapisti Andrew Marshall, birisi üzülmesin diye duygularınızı dile getiremiyorsanız bunun devamında büyük bir problemin ilişkileri bekleyeceğini söylüyor. Böyle yaptığınız takdirde zamanla kendiniz olmaktan uzaklaşırsınız ya da partnerinizin tanımadığı biri haline dönüşürsünüz. Bu nedenle kendiniz olun.

5. Sorunları tepki vererek değil, ‘bildirerek’ iletin.

Marshall, sorunların ‘bildirilmesi’ gerektiğini ifade ediyor. Peki bildirmek derken neyi kastediyor?

Marshall, bildirmeyi şu sözlerle açıklıyor:

“Sadece ‘Sen mırıldandığında sinirleniyorum’ demek. ‘Sürekli olarak bana sinir oluyorum’ demiyorsunuz, sadece ‘Bunun hakkında sinirliyim’ diyorsunuz. Bunun önemli olmasının nedeni, karşı tarafın doğru olmayan bir şey yüzünden sinirlenmiş olabileceğini fark etmemesidir. Tepki gösterme ise bu sorunlar hakkında hiçbir şey söylememek, ancak sonunda patlayıp onlara sinirle bir şey söylemektir. Bunun öfkeden ya da hayal kırıklığından geldiğinde asla iyi gitmeyecektir.”

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Flörtünüz Bir Anda Kısa ve Uzak Cevaplar mı Vermeye Başladı? Gri Kaya Yöntemine Maruz Kalıyor Olabilirsiniz!
Kendisini Atından Kıskanan Kocasından Tek Celsede Boşandı
Kocasına Kızdığında Yunan Tanrısından Daha Güçlü Olmak Zorunda Olan Kadınlar

Popüler İçerikler

Yeni Sezonda TV Ekranları Fena Karıştı: 5 Dizinin Ertelendiği Sezonda 6 Dizi Şimdiden Final Yaptı!
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu