Sağlık Hakkında Her Gün Duyduğumuz Fakat Aslında Hiçbir Gerçekliği Olmayan 17 Yalan

Sağlıkla ilgili bazı bilgileri her gün etrafımızdan duyarız ve 'ne olur ne olmaz' deyip önlem almaya çalışırız sevgili dostlar. Ancak bu kulaktan kulağa yayılmış bilgilerin %90'ı aslında gerçek değildir. İşte sağlığınız hakkında yanlış bildiğiniz 17 şey ve doğruları:

1. "Süt sağlık için çok faydalıdır."

Reklamı mı çok iyi yapılmıştır yoksa başka sebepten midir bilinmez ancak sütün çok faydalı olduğu ve her gün içilmesi gerektiği doğru bir bilgi değildir sevgili dostlar. Günlük kalsiyum ve D vitamini ihtiyacını karşıladığı düşünülerek yetişkin insanlara günde üç bardak içmeleri önerilse de, yapılan çalışmalarda sütün kemikleri güçlendirdiğine ya da ömrü uzattığına dair hiçbir kanıt bulunamamıştır.

2. "Organik gıdalarda tarım ilacı yoktur ve daha besleyicidir."

İşin aslında organik gıdalarda da tarım ilacı bulunmaktadır. Tarımla uğraşan kişilerin organik olan ilaçları kullanmasına izin vardır ve bu ilaçlar çevreyi de daha az kirletir; ancak bugüne kadar konu üzerine yapılan 98,727 adet çalışma bulunmaktadır ve bunlar arasında organik gıdalarda daha az tarım ilacı kullanıldığını veya organik gıdaların daha besleyici olduğunu ortaya koyan bir veri yoktur.

3. "Yere düşen yiyeceği 5 saniye içinde alıp yersen sıkıntı yoktur."

Bazen çok sevdiğimiz yiyecekleri yere düşürürüz ve hemen yerden alırsak sıkıntı olmayacağını zannederiz. Fakat işin esasında bu doğru değildir çünkü bakteriler yiyeceğinizin etrafını birkaç milisaniye içerisinde bile sarabilirler. Esas önemli olan yere düşen yiyeceğinizin ne kadar kuru bir besin olduğu ve düştüğü yerin ne kadar temiz olduğudur. Çünkü yaş besinler bakterileri daha çok çekerler ve bakteriler bizim zaman algımıza göre yaşamazlar.

4. "Hindinin içindeki bir madde uyku getirir."

Hindinin içinde bulunan triptofan isimli amino asidin beyni rahatlatmak gibi bir işlevi olduğu doğrudur. Ancak aslında hindiden daha fazla triptofan içeren pek çok besin bulunmaktadır. Örneğin cheddar peynirinin içinde, hindide olduğundan daha fazla triptofan vardır ancak bu konuda peynirlerin hiç sözü edilmemektedir.

5. "Çikolata sivilce yapar."

Katılımcıların iki farklı gruba ayrılıp farklı diyetlerle beslendiği bir çalışmada, çikolatanın sivilce üzerinde en ufak bir etkisi bile gözlenmemiştir.

6. "Günde bir elma her derde devâ."

Elma, C vitamini ve lif açısından zengin bir besindir ve bu iki etkenin de sağlık üzerinde olumlu etkisi vardır ancak sağılığınız için gereken tek şey bunlar değildir. Aynı zamanda vücuda giren belirli virüs ya da bakteriler, elmanın sağlayacağı faydayı direkt olarak yok edebilmektedir.

7. "Baldaki şeker doğal olduğu için daha az zararlıdır."

Aslında balın içinde bulunan şekerle işlenmiş şeker arasında en ufak bir fark bulunmamaktadır ve birinin diğerinden daha zararlı olduğunu kanıtlayan herhangi bir çalışma da yoktur. İki tür şeker de vücutta aynı etkiyi yapar ve ikisinin de fazlası kalori olarak geri döner.

8. "Kahve büyümeyi önler."

Yapılan araştırmalar, çocuklarda kahve tüketiminin büyümeyle hiçbir ilişkisi olmadığını göstermektedir. Yetişkinlerde ise kafeinin kalsiyum emilimini yok denecek ölçüde engellediği kaydedilmiştir.

9. "Gripken dondurma yenmez."

Grip olduğunuzda dondurma yemek aslında hastalığınıza hiçbir şekilde etki etmez. Süt ürünlerinin mukus üretimini artırdığına dair hiçbir kanıt bulunmamaktadır ve hatta doktorlar, dondurma yemenin boğaz ağrısını dindirdiği için iyi bile olduğunu ifade etmektedir.

10. "Şeker, tıpkı eroin gibi bağımlılık yapar."

Şekerin, tıpkı eroin, alkol ya da sigara gibi beynin ödül merkezine etki ederek bağımlılık yaptığı fikri doğru değildir. Çünkü çok yeni gelişen beyin görüntüleme teknolojilerimiz henüz bağımlılığın beyinde tam olarak nasıl göründüğünü anlamamıza izin vermemektedir. Şekerin bağımlılık yapmadığını iddia etmiyoruz ancak akıllardaki sorunun bir süre daha cevapsız kalacağı kesin.

11. "Şeker ve çikolatanın afrodizyak etkisi vardır."

Bu, 19. yüzyıldan beri inanılan bir yalandır sevgili dostlar. Nereden çıktığı belli olmasa da reklamların bu konuda çok büyük etkisi olduğu düşünülmektedir. Çünkü bugüne kadar yapılmış hiçbir çalışma, şeker ve çikolatanın cinsel arzuyu artırdığını kanıtlamamaktadır.

12. "Fazla şeker çocuklarda hiperaktiviteye sebep olur."

Bu inanç, 1974 yılında Dr. William Crook'un yayımladığı bir makale ile ortaya çıkmıştır. Dr. Crook, şeker ve hiperaktivite arasında bir ilişki olduğunu düşünmektedir. O günden bu yana bu konuda yüzlerce çalışma yürütülmüş olsa da, şekerin böyle bir etkisi olduğu kanıtlanamamıştır.

13. "Oksijensiz kaldığınızda kanınız mavi renge döner."

Kan hiçbir durumda mavi renge dönmez. Oksijensiz kalan kan, yalnızca daha koyu bir kırmızıya evrilir. İnsanların bu inanca sahip olmasının sebebi ise kanı pek çok farklı katmanın ardında görebilmeleridir. Kanınız ne kadar oksijensiz kalırsa o kadar koyu bir renge sahip olur ve dışarıdan bakınca mavi renk görünür.

14. "İnsanın beş duyusu vardır."

İlkokuldan beri bizlere görme, işitme, tat alma, koklama ve dokunma olarak beş duyu öğretilmiş olsa da, denge, propriyosepsiyon, ısı ve hatta zaman, insanın duyuları içerisinde yer almaktadır.

15. "Kızlık zarı, vajinayı tamamen kapatan bir katmandır."

Erkeklerin genellikle bilmediği ya da yanlış bildiği bu bilgiyi de düzeltelim. Kızlık zarı, vajinanın yalnızca bir kısmını örten bir zardır ve her kadında bulunmamaktadır. Ayrıca seks dışında pek çok farklı aktivite de bu zara zarar verebilmekte ya da esnetebilmektedir.

16. "Havuç yemek muhteşem gece görüşü sağlar."

Havucun içinde bulunan A vitamininin çok faydalı olduğu ve görme üzerinde olumlu etki yarattığı bilinmektedir. Ancak çok fazla şey bekleyip havuca abanmanın size süper güçler kazandırmayacağı da açıktır.

17. "Hamilelik kadınların hafızasını zayıflatır."

Bugüne kadar yapılan bazı çalışmalar bu veriyi elde etmiş olsa da, aslında doğru olduğunu düşünmemiz için hiçbir sebep yoktur. Çünkü en az bu çalışmalar kadar aksini kanıtlayanları da bulunmaktadır. Üstelik fareler üzerinde yapılan deneyler, bunun tam aksini ortaya koymakta, kadınların hamilelik döneminde daha zeki ve dikkatli olduğunu göstermektedir. İnsanlarda böyle bir etki görülüyor olsa bile, bunun hamileliğin getirdiği stres ve değişiklikler sebebiyle yaşandığı düşünülmektedir.

Popüler İçerikler

Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
YORUMLAR
24.08.2016

içerikten çıktıktan sonra bütün bunları unutup, aynı şekilde inanmaya devam edicem

25.08.2016

Sonra bu ülke niye gelişmiyor :)

Pasif Kullanıcı
25.08.2016

Oksijensiz kalınca kan maviye döner yalanını da ilk defa duyuyorum

24.08.2016

#10 bence kesinlikle doğru. Bildiğim kadarı ile eroin vb. maddeler beyindeki mutluluk hormonlarının salınımını destekliyor dolayısıyla kişi kendini mutlu hissediyor ve insan da kendini mutlu eden şeylere devam etme eğiliminde olan bir canlı olduğu için bu maddelere bağımlı hale geliyor. Aynı adrenalin bağımlılığı gibi, bir nevi dopamin bağımlılığı. E şeker de aynı işi görüyor. Yani o şekeri yağı bol olan gıdalar tüketildiğinde beyindeki ödül merkezi aktif hale geliyor dolayısıyla dopamin salgılanıyor dolayısıyla kişi kendini mutlu hissediyor, sonra da kendini mutlu eden şeye devam ediyor veee kötü son = bağımlılık. Hatta üzüntü, öfke gibi duyguları bastırmak için şekerli yiyeceklere abanıp obez olan bir sürü insan var.

TÜM YORUMLARI OKU (23)