Vücudun her yaşa ve aktiviteye özgü beslenmeye ihtiyacı olduğunu, kiloya değil yaşa göre beslenilmesi gerektiği bildirildi.
Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, beslenmenin bir yaşam şekli olduğunu, kilo limitleri aynı olan kişilerin beslenme şekillerinin de aynı olmayacağını, kişinin yaşına ve işine göre beslenmesi gerektiğini söyledi.
Erken yaşta edinilen doğru beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıklarının ilerleyen zamanlarda sağlığı iyi yönde etkileyen davranışların izlenmesini sağlayacağını kaydeden Elmacıoğlu, şöyle devam etti:
'Gençlik yıllarında önemli olan tartıda görülen rakam. Güzel bir vücuda sahip olmak için sevilen yemeklerden ayrı kalmanız gerekmiyor. Yağ dengesi düşük doğru diyetlerle formda kalınabiliyor. Gençlik yıllarında vücut daha çok kalori yaktığından, kilo alıp vermek de oldukça kolay oluyor. Kilo vermek kolay diye düşünerek uzun süreli ve çok kilo vermeye yönelik rejimlere başlamak son derece yanlış. Diyet her zaman doğru yapılmalı. Aksi takdirde yanlış diyet vücudun dengesini bozabilir. Dengesiz diyet yapanlarda özellikle 40 yaş sonrası kalp hastalığına yakalanma riski yüksek olabiliyor.'
'KAHVALTI ÖNEMLİ'
Genç yaşta olanların bazı gıdaları fazlaca tüketme veya zayıflama akımlarına maruz kalarak öğün kaçırmaya ve düzensiz beslenme alışkanlıkları edinmeye başlayabildiğini anlatan Elmacıoğlu, sık atlanan öğünlerden birinin kahvaltı olduğunu ancak kahvaltının sağlıklı beslenme için büyük önem taşıdığını vurguladı.
Prof. Dr. Elmacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Büyüme çağındakiler yeni oluşan milyonlarca hücrenin yapısında kullanmak üzere bol miktarda proteine ihtiyaç duyarlarken, fiziksel aktivitesi yüksek işlerde çalışan yetişkinlerin gereksinimi ise daha çok enerji yüklü gıdalar olmalıdır. Yaşa ve aktiviteye uygun beslenmek sağlık açısından büyük önem taşır. Çocuk ve gençler büyüme sırasında ihtiyaç duydukları enerjiyi çoğunlukla açlık hisleri sayesinde uygun oranlarda alırlar. Stres ve duygusal sorunlar enerji dengesini bozarak çok az veya çok fazla yiyecek tüketilmesine neden olabilir. Enfeksiyonlar, sinirlilik, adet sıkıntıları, diş ve sivilce gibi cilt problemleri de açlık hissinde değişimlere neden olabilir. Bu dönemde edinilen beslenme alışkanlıkları yetişkinlikte de sürebileceği dikkat edilmelidir.'
'EN ÇOK VİTAMİN, KALSİYUM VE SODYUMA İHTİYAÇ DUYULAN 50'Lİ YAŞLARDIR'
35 yaşından itibaren, kalsiyum, meyve, sebze ve lifli gıdaları tüketmeye özen göstermek gerekir' diyen Elmacıoğlu, şunları kaydetti:
'Özellikle kadınlarda kalsiyum eksikliği menopoz döneminde kemik erimesine neden olabilir. Bol soslu fast food ürünleri bu yaşlarda oldukça zararlı olabilir. Ayrıca asitli içeceklerden, kahve ve sigaradan uzak durmalı ve bol bol sebze, meyve tüketilmeli. Vücudun en çok vitamin, kalsiyum ve sodyuma ihtiyaç duyduğu yıllar 50'li yaşlardır. Yağ oranları kalp ve damar hastalıklarının başladığı bu yaşlarda önemini bir kat daha arttırır. Riskli hastalıklar baş göstermişse yeme alışkanlıklarından ve sigaradan acil olarak kurtulmak gerekir. Bu nedenle gençlikteki beslenme şekli ile yetişkinlik ve yaşlık farklıdır. Buna dikkat edilmeli.'