Sağlıklı bir hayat ve vücut için sağlıklı beslenme en önemli unsurlardan birisidir. Peki sağlıklı beslenmezsek organlarımızın başına neler gelir? Bu yazımızda kötü beslenen bir bireyin organlarının başına neler geldiğini ve sağlıklı bir hayat için nelere dikkat etmemiz gerektiğiniz sizler için araştırdık.
Yanlış beslenme alışkanlıkları kalp ve damar hastalıklarının oluşması için en önemli tetikleyicilerden birisidir. Kötü bir beslenme planı belirlemiş olan bireylerde damar sertliği, kalp krizi oranı ve kalpte oluşacak deformasyonlar normal bir bireye oranla %30 artmaktadır. İlk zamanlarda kendisini çok belli etmeyen bu rahatsızlıklar yaş ilerledikçe ortaya çıkmaktadır. Kalbimizin sağlığını korumak için sigaradan, yağlı beslenme planlarından ve basit şekerlerden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Aynı zamanda kalp ve damar sağlığı açısından günde 1,5 çay kaşığı tuz sınırı geçilmemeli ve düzenli egzersiz yapılmalıdır.
Akciğer dokusunun korunması için bireylerin yeterli miktarda protein, demir, kalsiyum, C ve A vitamini tüketmesi gerekmektedir. Bu besin ögelerinin eksikliğinde akciğer dokusu zarar görebilir ve kanser gibi hastalıkların oluşmasına neden olabilir. Aynı zamanda hava kirliliğinin bolca bulunduğu büyük şehirlerde akciğerimiz zaten yeteri kadar kötü etkilenmektedir. Buna ek olarak sigara kullanımı da akciğerlerin işlevini yitirmesi veya kanser oluşumu için uygun ortamı hazırlamaktadır.
Sağlıklı bir bireyin mide asidite değeri 0.9 ile 2.0 arasında değişmektedir. Fakat yenilen bazı besinler yüzünden bu değerler oldukça değişebilir. Mide asiditesinin değişmesi reflü, gastrit ve hazımsızlık gibi birçok rahatsızlığa neden olabilmektedir. Zamanla değişen bu değer yüzünden mide mukozası ve kapakçığı daha da zarar görür ve hastalıklar daha ağır bir tabloda seyretmeye başlar. Mideye verilen zararın en aza indirilmesi için öğünler az az ve 6-8 öğün olarak tüketilmelidir. Aynı zamanda fazla yağlı ve acı besinlerden kaçınılmalı, besinler çok soğuk veya sıcak tüketilmemelidir. Alkol ve sigara da mide asiditesini büyük oranda değiştirdiği için kullanılmamalı, çok koyu kahve ve çay tüketiminden kaçınılmalıdır.
Sindirim sistemimizin önemli bir yerinde bulunan bağırsaklarımızın sağlığını korumada yediğimiz besinlerin rolü oldukça fazladır. Posadan yetersiz beslenme, sigara kullanımı ve ihtiyacımız olan vitamin-mineralleri yetersiz oranda almamız kabızlık, ishal, emilim bozuklukları gibi birçok rahatsızlığa neden olmaktadır. Bağırsak sağlığımızı korumak için yeterli miktarda lifli gıdalar tüketilmeli, probiyotik içeren gıdalara yönelmeli ve öğün atlamamaya dikkat edilmelidir.
Karaciğer kan değerlerinin düzenlenmesinde ve vücut beslenme dengesinin kurulmasında ilk sıralarda rol alan organlarımızdan birisidir. Fakat yetersiz gıda alımı, emilim sorunları gibi birçok neden karaciğerin bu işlevini yitirmesine neden olabilmektedir. Karaciğer sağlığının korunması için özellikle alkolden uzak durmak ve basit şeker tüketmemeye özen göstermek gerekir. Hazır gıdaların içinde bulunan koruyucu maddeler karaciğere zarar verebilir. Bu yüzden hazır-işlenmiş gıdalar yerine işlenmemiş-doğal besinlere yönelmek gerekir. Vücuda gereğinden fazla yağ almak ve fiziksel aktivite azlığı karaciğer yağlanmasına neden olabileceği için gerekli miktarda yağ tüketmeye özen gösterilmeli ve düzenli bir şekilde fiziksel aktivite yapılmalıdır.
Beyin her ne kadar düşünme ve hafıza mekanizmamız olarak görülse de aynı zamanda sağlıklı bir vücut için de anahtar organımızdır. Vücudumuzun en fazla enerji harcayan organı olan beynimizin ihtiyaç duyduğu besin ögelerini de gerekli miktarda vücudumuza almak beynin işlevini düzenli bir şekilde yerine getirmesi için çok önemlidir. Triptofan aminoasiti beynin işlevini yerine getirmesi açısından en önemli besin maddelerinden birisidir. Yulaf ise triptofan açısından en zengin besinlerden birisidir. Aynı zamanda Omega-3 yağ asitleri de beynin odaklanması açısından en gerekli besin ögelerindendir. Bu yüzden haftada birkaç gün balık, ceviz gibi ürünleri tüketmek ve kahvaltılarda yulafa yer vermemiz gerekmektedir.