Hiçbir eğitimi olmadan eğitimli olanlardan çok daha yüksek sesle, bazen yalan yanlış ifadeler de paylaşan kişiler tanıdık geliyor değil mi?
Ekonomi, bilim, siyaset, her alan kulak mollaları tarafından işgal edilmiş durumda. İnsanlar uzmanlar yerine kulak mollalarına prim verdiği sürece sonumuz ne olacak, bilemiyoruz...
Hatta bilgisi az olanın sesi çoğu zaman daha fazla çıkar, bunun bir istisna olmadığını anlamak için yukarıdaki grafiğe bir bakmak yeterli.
Dunning-Kruger Sendromu tam olarak bunu anlatır.
Otoritelerin söylediklerini tamamen yanlış olarak görüp kanıtları hiçe saymak, çok az bilgiyle hatta bilgi kırıntısıyla bilgelik taslamak bazı insanlar için alışkanlık oldu bile diyebiliriz. Çok konuşan, az dinleyen insanlarla çevrelenmiş haldeyiz.
Doç. Dr. Bilge Demirköz, ODTÜ’deki akademisyenliğinin yanı sıra CERN’de araştırmacı olarak görev almış bir bilim insanı. Muhtemelen bir sohbette duyduğu bilgiyle ona araştırmasını salık veren bu internet kullanıcısı profilinin yeni bir adı daha var, ondan bahsetmek istiyoruz.
Vaktiyle medrese eğitimi almamış, hatta okuma yazma bile bilmeyen kişiler vaazları ezberlediği için anlatılanlar sanki kendi keşfettikleri hikmet incisiymiş gibi ortamlarda satarlardı. Hatta medresede eğitim alanlardan bile daha fazla sözleri geçerdi, onlara takılan isim ise kulak mollası idi.
Hiçbir eğitimi olmadan eğitimli olanlardan çok daha yüksek sesle, bazen yalan yanlış ifadeler de paylaşan kişiler tanıdık geliyor değil mi? İçeriğin başında paylaştığımız modern versiyonlarıyla bol bol karşılaşıyoruz. Kulak mollaları bugün de zirvesini yaşıyor.
Sonra da birkaç süslü laf bularak bunları kendi ürettikleri fikirlermiş gibi orada burada uzun cümlelerle anlatıyorlar. 'O öyle değil bu böyle' diye özellikle Twitter gibi sosyal mecralarda kulak mollalığı yapıyorlar. İlginç yanı eski zamanlarda olduğu gibi şimdi de onlara hürmet ediliyor, gerçekten bilgiye sahip olanlardan çok daha fazla kıymet görüyorlar.
Bahsettiğimiz gibi, gelişine yorum yapan bu kullanıcıları ciddiye alan çok kişi var. Yani kulak mollalığına verilen itibar, siyasi tartışmalarda da gerçeği ne kadar kovaladığımızın bir yansıması olabilir. 'Çalıyorlar ama olsun ötekiler de çalıyor' gibi bir mantık zincirini kurabilen seçmenler 'Uzman ne diyorsa desin, ötekinin dediği daha doğru' diyerek kolayca yarı-cahilliği yani kulak mollalığını övebiliyor.
Cahille sohbet edin ancak cahil olduğunu bilin. Herkesin bilge olma şartı yok ancak bilgeyle cahil arasındaki ayrımı yapabilecek kadar da bilinçli olmaktan zarar gelmez.
En güzel örneklerini YouTube da düz dünya videolarında ve yorumlarında görebilirsiniz..