Bu yıl ilk kez anneler günü kutlayacak olanlar burada mı? Gelin bu annelerin heyecanlarına, mutluluklarına, şaşkınlıklarına biraz da olsa ortak olmaya çalışalım.
Bu yıl ilk kez anneler günü kutlayacak olanlar burada mı? Gelin bu annelerin heyecanlarına, mutluluklarına, şaşkınlıklarına biraz da olsa ortak olmaya çalışalım.
Belki henüz senin farkında bile olmayan birini besliyor, ona bakıyor ve onu canından çok sevdiğini fark ediyorsun, karşılığında hiçbir şey beklemeden.
Bunu ilk defa sen yapmıyorsun, insanlığın tarihi bununla dolu, ancak kendi başına gelince anlıyorsun ne kadar muhteşem bir şey olduğunu.
Onun her şeyi sensin, gelişiminden, yemeğinden, uykusundan, her şeyden sen sorumlusun. Tam bir bağımlılık hali ve bu seni korkutuyor.
Onları çok daha iyi anlıyor, onların sana karşı davranışlarına anlam vermeye başlıyorsun. Acaba onlar da ben doğduğumda böyle mi hissettiler diye soruyorsun kendine.
Altıncı hissin şimdiden gelişti bile, çok yönlü oldun, her şeye yetişme kabiliyetin arttı. Niye ağladığını, ne zaman acıktığını, ne zaman uyuması gerektiğini gözünden anlamaya başladın.
Şartlar ne olursa olsun onunla ilgilenmek zorunda olduğunu fark ediyorsun. Üşengeçlik veya tembellik edebileceğin bir şey değil bu.
Olabilecek en kötü senaryoları düşünüp, neler yapman gerektiğini planlıyorsun sürekli. Kafanın arkasında bir türlü bastıramadığın sesler var ve onlara kulak vermemeyi bir türlü başaramıyorsun. Başarmak da istemiyorsun, her şeye hazırlıklı olmak konusunda takıntılı biri olmaya başladın, çünkü tüm hayatı sana bağlı olan biri var artık hayatında.
Nelerin tehlikeli olabileceğini bir bakışta anlıyorsun artık. Daha dikkatli ve özenlisin. Sanki rahatlayıp, gevşemeye hiç zaman yok gibi (ki pek yok).
O minik insan yavrusunu yetiştirmek, büyütmek için seçilmiş kişi sensin, bunu bilmek seni ziyadesiyle mutlu ediyor.
Büyüdükçe bırakılacak, emekli olunacak bir iş değil bu. İhtiyaçlarının hiçbir zaman bitmeyeceğini biliyorsun.
Başka hiçbir şey için zamanın yok, onu beslemek, uyutmak, altını değiştirmek… Senin gerçekliğin burası.
Uykusuzluk, yorgunluk, bitkinlik, kendine zaman ayıramamak gibi onlarca sıkıntının arsında dahi anne olmanın, kendi çocuğunu yetiştiriyor olmanın gururunu yaşıyorsun. Senin için anneliğin sadece iyi yönleri var, diğerlerini görmemeyi bir şekilde başarıyorsun.
O uyuduğunda biraz dinlenip, kestirmek mi yoksa sevdiğin dizinin yeni bölümünü izlemek mi? İşte bütün mesele bu.
Mesela onu uyutmayı başarmak sence de büyük başarı değil mi? Ya da pişik olmasına izin vermeden altını değiştirebilmek.
Çok sık sorduğun sorulardan biri haline geldi. Artık bundan sonra her günüm böyle mi olacak? Arkadaşlarla dışarı çıkabilecek miyim, sinemaya gidebilecek miyim, eşimle baş başa yemeğe çıkabilecek miyiz?
Önceden kariyerini, geleceğini, almak istediğin arabayı, evi, vs. hayal ederken şimdi kesintisiz 8 saatlik bir uyku düşlüyorsun ve kabul et bu hayal yeni bir araba hayalinden on kat daha güzel ve keyifli.
Her zaman, bütün bu işleri yapabilecek gücüm, enerjim ve isteğim olacak mı? Ya bundan sıkılırsam, ya bırakmak istersem, onu bakıcıya bırakabilir miyim? Tek başına okula gidebilir mi…. Daha neler neler.