TOBB ETÜ Ailesinin güzide mensupları, uzun bir tatilin ardından hasretiyle yanıp tutuştuğumuz cağnım okulumuzun tez elden açılması şerefine, aramıza yeni katılan gencolara küçük bir fikir vermek, sizlerin de biraz olsun okul hasretini dindirmek adına hazırlanan bu 23 maddeyi huzurlarınıza gururla sunarız.
'Evladım sen hangi üniversitede okuyorsun?' sorusuna vereceğiniz 'TOBB ETÜ' cevabına mütakiben alacağınız ney nöy gibi tepkilerin ardına, 'TOBB Üniversitesi teyzecim' modunda açıklamalar yapıp, 'Top mu?' (gülüşmeler) 'Ney, neredeymiş o?' tadında ilerleyen muhabbet üzerine, 'Etü etü, ekonomi ve teknoloji' gibi cevaplar verip en sonunda ekonomi mi okuyorsun evladım cümlesiyle karşı karşıya kalmamak için teyzeme direk mavi ekranı verdirtin. Basın okulun tam adını, cesaret edip daha da soramaz ekonomisini Tobb'unu.
Akraba toplaşmalarında, günlerde, düğünlerde derneklerde sıkça karşı karşıya kalınan bu soru, Tobb Etü öğrencisi için pek de kolay bir soru değildir. Üçün biriyim teyzecim dersiniz olmaz, üçüm dersiniz, 'Ooo okul seneye bitiyor demek ha' der, 'Yok teyze iki senem daha var' dersiniz okulu uzattınız zanneder. Uzun lafın kısası çektiğimiz çileyi anlayamazsınız.
Bonus çap yapan öğrenci; 'Makina'da üçün biri, Mimarlık'ta ikinin ikisiyim teyze.'
Haziranın yarılanmasıyla baskısı iyiden iyiye hissedilen 'La biz yazın ortasında Ankara'da nabıyoz?' modu, diğer üniverstelerde okuyan arkadaşların sosyal mecralarda denizli kumlu fotoğraflar paylaşmasıyla iyice ağırlaşır. Bu deniz, yazlık, gezme tozma hasreti Eymir'de bisiklet turu, her cumartesi akşamı Bestekar'da eş dostla kopmaca, Seğmenler'de piknik gibi etkinliklerle bastırılmaya çalışılsa da üzerimizdeki etkileri bir yere kadar saklanabiliyor.
Not: Final dönemi fuayede çekilmiş bir kare.
Bayram seyranların yaza kaymasıyla birlikte, Etü'lünün bu soruyla daha sık karşılaşır hale gelmesi bizleri bu soruya daha atik, daha seri cevaplar verebilir hale getirdi.
'Yok teyzecim, bizim okul üç dönem, şimdi şöyle anlatayım biz de ortak eğitim var..... /ha yaz okuluna kaldın ama sen/yok teyze biz 12 ay okula gidiyoruz.'
Kampüs? O yok canım ya, tekno var gidersen otomatlı motomatlı yeni yaptılar. Onun yerine söğütözü/çukurambar trafiği verelim bi dal?
Öğrencilerin içinde tavuk ağacı çıkarmayı misyon ve vizyon edinen, okulumuzun zemin katında bulunan Nar kafenin, tavuk ve köri üstüne ihtisas yapmış aşçıları tarafından özenle hazırlanan köri soslu tavuk bir Tobb Etü'lünün temel besin kaynağıdır. Protein bakımından oldukça zengin olan bu besini her gün tüketmeniz pek tabii mümkündür. İlk vakitler heyecanla alternatif aramak gibi beyhude bir çaba içine düşebilirsiniz, lakin kısa bir süre sonra yine kendinizi kırmızı koltukların üzerinde yoğun kızartma kokusu altında köri soslu yerken bulacaksınız.
Sultan tabağı ve her dönem 25 kuruş artan sultan gözlemesini es geçmek gibi bir hataya düştüm sanmayınız. 'Abi benim gözlemenin üstüne yoğurt ve sos.'
Okulumuzun fahri yemekhanesi olarak nitelendirebileceğimiz ikinci evimiz, yarimiz Yıldız Aspava. ODC Center'ın 'teras'ında bulunan bu güzide Aspava'ya günün hangi saatinde giderseniz gidin adeta bir 'sultan ön', bir 'merdiven altı'ymışçasına, her yanın etülülerce sarılmış olduğunu görürsünüz. Milli besinimiz olan ssk (okula dönülecekse sk) her ekibin kendine kanka bellediği garson abimiz tarafından masanın donatılması ardına baş köşede yerini alır. Çayıdır, helvasıdır, mantarıdır en bolundan önümüze konur, saatlerce bir masada oturmamıza tek kelime laf edilmez. Uzun sözün kısası mekan gibi mekandır Tobb Etü'lüye Yıldız Aspava.
Aspavaya ikinci evimiz derken Armada'ya haksızlık etmiş olmayalım. 'Kampüsümüzün' resmi olmayan bir kolu olan armadayı, emin olun yabancı diller binasından daha fazla içselleştirmişizdir. Özellikle yurtta kalanların pijamalarıyla terlikleriyle salındığı, terasında evin balkonundaymışçasına piknik yaptıkları, güzel sanatlar öğrencilerinin abuk subuk saatlerde ellerinde redbullarla ofiste çıktı almaya çalıştıkları bu güzide avm'nin içerisinde bulunan spor salonu da öğrencilerimizce işgal edilmiştir. Hayat sokağının açılmasıyla birlikte iyice yerleştiğimiz Armada'nın, ne zaman mütevelli heyeti kararıyla kampüsümüze bağlanacağı oldukça büyük bir merak konusu.
Diğer okullardaki arkadaşların 'Kampüsünüz yok la sizin, yazık.' çıkışına ithafen geliştirdiğimiz 'Olum aştiden teee başbakanlık lojmanlarına kadar bizim.' savunmamız, şehir efsanesine dönen bu kampüs planıyla iyice perçinlenmiş. Olur da bir gün bizim de ormanlarımız, stadımız, çarşımız olur, doya dola salınırız dilekleriyle defalarca kez açılıp incelenmiş, bilmeyen ayıplanmıştır.
Organizasyona, şenliğe hasret Etü'lünün kendini bulduğu takıp takıştırıp salındığı Endüstri ve Verimlilik Topluluğu(EVT)'nun hazırladığı güzide organizasyon Liderlik Kampı... Amacı, konuşmacıları ve organizasyonuyla tartışmasız okulun en iyi öğrenci etkinliği olan bu toplaşma süresince gencolarımızı takımlar içinde, kızlarımızı ise mini etekleriyle sosyal tesislerde salınırken görebilirsiniz.
Ekip, organizasyona katılanlardan çok eğleniyor orası kesin.
Okulumuzun bir diğer aktif topluluğu ise eşli danslar. Okula yeni giren öğrencinin bir heyecanla yazıldığı eşli danslar topluluğu döneme adeta bir mülteci kampını doldurabilecek sayıda öğrenciyle başlar. Dönem içerisinde kısmetini bulanlar, muhteşem dans figürlerimi kendime saklayayım diyenlerle yolları ayrılan topluluk, kemik kitlesini oluşturunca alır başını yürür.
Okulun zemin katından itibaren her katta ana koridorda bulunan bu koltuklar, ders aralarında, pazar sabahları sınav evvellerinde, sabahlanan gecelerde Tobb Etü'lünün yegane yatağıdır. Beş dakikalık ders arasında bile uyumak için birebir olan bu koltuklarda günün her saatinde sızmış yahut mayışmış halde oturan bir eşinizi dostunuzu görebilirsiniz.
Tobb'un her sene bahçemize genel kurulu için haftalar önceden kurduğu turnikelere bağışıklık kazanan Etü'lü sağdaki çimlerin üzerinden bir ceylan gibi sekerek okula giriş yapar. Hazırlık öğrencileri tarafından 'olum turnike kuruyorlar kesin kartla giriş yapacağız artık' heyecanının yerini, kurulun ardından turnikelerin sökülmesiyle, büyük bir hüzün alır.
Afilli iki amfimizin önünde bulunan kaloriferler özellikle kış döneminde okulun piyasasını takip etmek, ders aralarında gelen geçenle muhabbet etmek, amfideki dersi beklemek için ideal bir mekandır. Özellikle kışın o soğuğunda alttan ılık ılık esen havalandırma gönülleri fethetmektedir. Merdivenlerden inenden, merdiven altından çıkandan, okula girenden pek tabii haberdarsınızdır bu peteklerin üzerinde oturuyorsanız. Çoğumuz bir şekilde bu peteklerin ayaklarını, üzerine oturmak suretiyle kırmış, kalorifer üzerinde oturan diğer güruha korku dolu anlar yaşatmışızdır. Bu aksiyona tepki olarak peteklere oturmamız yasaklanmış, hatta başına güvenlik bile dikilmiştir, lakin TOBB ETÜ'lü direnmiş peteklere oturmuş türlü türlü anarşik eylemler içinde bulunmuştur. Duruma çözüm getiremeyen yönetim önce ayakları sökmüş, ardına da peteklerin yerine bu bankları koymuştur. Ha bu banklar buraya olmuş mudur karar sizin.
Açılışı, kapanışı, mezuniyeti tek organizasyonda yapan güzide okulumuzda eylül ekim ayında ortalıkta kepiyle cübbesiyle gezen görürseniz şaşırmayınız, gayet olağandır. Lakin fonda inceden inceden 'tobetüüüğ' temalı bir marş duyuyorsanız ortamı usulca terk edin.
Okulumuzun iki noktasında bulunup her kata hizmet vermekte olan bu çift kapılı asansörlerin kodlaması ultra süpersonik tenkolojik olup, çıkacağınız katı ikiyle çarpıp ona göre basmanız gerekmektedir. 3 nömreli tuşa basan arkadaşın okul mensubu olmadığı yahut buralara yeni düştüğünü kolaylıkla anlayabilirsiniz.
A__ma ben ikinci katta ineceğdim, ikiye mi bastın birde iniyorsun canısı.
35 kişilik olan dersi 200 kişinin seçmesiyle adeta gün ortamına dönen dersliklerde bulunan bombastik sıralara sığışma çabasına eklenen havasızlık ve sıcak....
Teknonun yapılmasıyla daralan park alanı öğrencilere alternatif çözümler üretmeye itmiş ilginç üçüncü sıralar oluşmuş, yolun ortasına arabalar dizilmiş, kaldırımlara çıkılmış, başbakanlık lojmanını adeta bir otopazara çevirme girişiminde bulunulmuştur. Kampüs hayatı isteyip ydbnin önündeki otoparktan ana binaya yürümeye üşenen bizler, ara yolda fellik fellik boşluk aramış bulduğumuz her aralığa arabamızı sıkıştırmaya çalışmışızdır. Biz bu beyhude park arayışı içerisindeyken lojmanlar bize sağlam bir kazık atmış, kendini parmaklıklar ardına kapatmıştır. Bakalım bu sene bu arabalar nereye sığacak?
Okulun en aktif noktası şüphesiz sosyal tesislerdir. İstisnasız her hafta önünde bir kalabalık, bir toplaşma girişimi. Ya bir siyasi gelmiştir, ya bir çalıştay vardır, ya konferans ya toplantı. Aynı anda karşılıklı iki salonda bambaşka iki etkinlikle bile karşı karşıya kalabilirsiniz. Şenlik yok ama konferansımız bol maşallah.
Tobb Etü'lünün geç kavuştuğu veli nimeti. Kışın okulu basan kızarma kokusundan temiz havaya hasret kalan tobb etülünün, yazın yandaki gölgesinde, ağaçların arasında püfür püfür sigarasını tüttürdüğü; küçücük olsa dahi bir şekilde sığışılıp içinde ders çalıştığı, beslendiği güzide mekandır sıtarbaks. Genelde takılan tayfa belli olup günün belli saatlerinde hocaların uğrayıp kahvelerini alıp çıktığı bu mekanın çalışanları da artık aramızda asimile olmuştur.
Okulumuz Mütevelli heyet başkanı ve Tobb'un başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun aramızdaki yeri bir başkadır. Bir mevzu varsa Rıfat başgana çıkmak teklif edilir, sorunu o zaten çözecektir, tivitleri itinayla takip edilir, haberleri okunur, okula geldi mi 'olum Rıfat başkan gelmiş haberiniz var mı?' diye muhabbeti döner. Uzun lafın kısası Tobb Etü'lü Hisarcıklıoğlu'nu kendisine bir baba, bir abi beller, içselleştirir. Zaten öğrenciler arasında da Rıfat baba, Rıfat başgan adıyla anılır.
Her ne kadar yılın 12 ayı, haftanın 6 günü okulda olsak da, okulun artılarını biliyor, 'Seviyorum lan ben bu okulu.' diyor fakat hemen arkadaşlarımız tarafından 'Kendine gel la.' ayarını yiyoruz. Ne dersek diyelim okulumuzun bize sunduğu olanakları, imkanları, eğitimi biliyor ve Tobb Etü'yü seviyoruz.