Tarçın denilince akla her ne kadar tatlılarda kullanılan bir besin maddesi gelse de tarçının birçok kullanım alanı bulunuyor. Yiyecek ve içeceklerden parfümlere, ağız sağlığından eklem ağrıları ve cilt bakımına kadar çoğu noktada tarçının benzersiz besin değerlerinden faydalanmak mümkün. İşte o güzel kokusu ve lezzetiyle herkesi mest eden tarçının bilinmeyen faydaları...
Flavonoidler, polifenol ve fenolik asit gibi antioksidanlar tarçında bol miktarda bulunuyor. Bu da onu antioksidan açısından en güçlü baharat türlerinden biri hâline getiriyor. Böylece tarçın tüketildiği zaman bu bileşenler sayesinde serbest radikallerin oluşumu engelleniyor ve hücreler oksidatif hasara karşı korunuyor. Böyle güçlü bir antioksidan kaynağına sahip olan tarçın, kanser türlerine karşı koruma sağlamasının yanı sıra yaşlanmayı da geciktiriyor.
Tarçının eski çağlardan beri bronşit ve öksürük tedavilerinde kullanıldığı biliniyor. İnflamasyonu azaltarak vücudu bakteri, virüs, mantar ve parazitlerden koruyan tarçın; bağışıklık sistemini güçlendirir. Böylece hastalıklara karşı da özel bir koruma kalkanı oluşturur. Kronik bir rahatsızlığınız bulunuyorsa tarçın sayesinde bu rahatsızlığın semptomlarını minimuma indirgeyebilirsiniz.
Ağız kokusu, diş ağrısı gibi şikâyetleriniz varsa tarçından yardım almaya ne dersiniz? Üstelik diş ağrısını tarçınla geçirme yöntemi, çok eski zamanlara dayanıyor. Ağrıyan dişinizin üzerine birazcık tarçın tozu koyarak ya da içeceğinize ekleyeceğiniz tarçınla gargara yaparak ağrınızı hafifletmeniz mümkün. Dilerseniz bu yöntemleri ağız kokusunu gidermede de kullanabilirsiniz.
Diyabet hastalığına sahipseniz doktorunuza danışarak tarçının pozitif etkilerinden yararlanmalısınız. Kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olan tarçın, insülin direncinin gelişimine engel olur. İyi kolesterolün yükselmesine de destek olan bu baharat, düzenli tüketim sağlandığında kişiyi diyabet hastalıklarına karşı korur. Aynı zamanda kan basıncını da dengeleyen bir besin olarak öne çıkan tarçın, hipertansiyon hastalarında kan basıncının kontrollü bir şekilde seyretmesine katkı sağlar.
Karın ağrısı, şiddetli migren ya da regl ağrıları üzerinde tarçının ne kadar etkili olduğunu biliyor muydunuz? Sadece bununla kalmıyor, kas ve eklem ağrılarında da tarçın mucizevi bir etki gösteriyor. Bunun için tarçını kullanma yöntemiyse çok basit. Bir fincan sıcak çaya bir kaşık tarçın ekleyin ve içeceği için. Ağrınızın hemen hafiflediğini hissedeceksiniz. Aynı yöntemi regl ağrıları için de deneyebilirsiniz. Baş ve eklem ağrılarında ise tarçın yağıyla ağrılı bölgenize masaj yaparak harika sonuca şahit olabilirsiniz.
Tarçının kan şekerini düzenlediğini önceki maddelerden biliyorsunuz. Böylece tatlı krizleriniz tuttuğunda tarçınlı bir içecek tüketerek bu krizlerin önüne geçeceğinizden emin olabilirsiniz. Kalori içeriğinin çok düşük olması sebebiyle de tercih edebileceğiniz bu baharat, sindirim sistemini düzenleyerek metabolizmanın daha düzenli çalışmasına yardımcı olur. Ayrıca tüketildiğinde uzun süre tokluk hissi yarattığı için diyet yapanların vazgeçilmez besin ögeleri arasında yer alır.
Evet, yanlış okumadınız. Tarçın, sivilce sorunlarının da önüne geçebiliyor. Tarçın ve limon ikilisi el ele verdiğinde başaramayacakları şey yok gibi, değil mi? Peki, sivilceler üzerinde etkili olması için ne yapmalısınız? Antibakteriyel ve anti-mikrobiyal özelliğe sahip olan bir tatlı kaşığı toz tarçın ile iki çay kaşığı limonu karıştırarak yüzünüze sürmeniz yeterli. 20 dakika yüzünüzde beklettiğiniz karışımı sonrasında ılık suyla yıkayın. Bu maskeyi düzenli olarak uyguladığınızda etkilerine çok şaşıracaksınız.
Tarçın sadece besin olarak tüketmekle fayda sağlamıyor. Aynı zamanda kokusuyla bile insan bedeninde muhteşem etkiler gösterebiliyor. Tarçın kokan bir mumun ya da bir parfümün insanlarda dikkat arttırıcı özelliğe sahip olduğunu biliyor muydunuz? Kokusuyla zihni rahatlatan iki çubuk tarçını bir litre suya koyarak odanızda o hoş kokunun yayılmasını sağlayabilirsiniz. Bunlarla beraber tarçının zihin üzerinde hafızayı güçlendiren etkisi bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre tarçının Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklarda ilerleyişi yavaşlattığı da gözlemlendi.