Bilmemek mutluluktur a dostlar. Kimse sizin kadar düşünmüyor. Bırakın şu anda. Şimdi şu 20 şeyi yapmayı bırakın:Ve son tercihinizden %100 memnun olmanız yine de imkansızdır.Buluşmaya erken gitsem çok mu meraklı görünürüm? Geç gitsem çok mu ayıbetmiş olurum? Bugün patron da sanki kovacakmış gibi konuştu, kesin kovabilir mi acaba, annemin de sesi kötü geleyazdı telefonda, şey olabilir mi acaba? Yok canım abartıyorum... Var var kesin bişey var...'Keşke şöyle diyeydim, o kadar da düşünmüştüm ama o an bi garip oldu...' ve benzeri şeylerle kendinizi yersiniz.Çünkü öyle bir şey yoktur.Aslında sizin için yüz yüze ilişkiden daha iyidir çünkü istediğiniz kadar düşünme ve 'görmemişim' deme hakkınız vardır. Kötü yanı ise cevap gelmediği her dakika açıp açıp yazdıklarınızı kontrol etmeniz ve 'Kesin yanlış bişey dedim...' düşüncelerinde kaybolmaya yatkınlığınızdır.Mesela hoşlandığınız biriyle buluştunuz ve buluşma güzel geçti diyelim. Eve dönerken hayalinizde 80 yaşında birbirinize sarılıp uyuduğunuzu filan canlandırırsınız. Sizin için saçmalamanın sınırları gerçekten de yoktur.Odaya kim girmiiiiiş, kim çıkmıııış... Ruhunuz duymaz.Karşınızda konuşana arada bir 'hı hı, evet, haklısın...' gibi cevaplar yapıştırdıktan sonra tekrar kendi kafanızın içindeki konuşmaya gömülürsünüz.Hadi diyelim ki aldınız... İzleyen birkaç ay, diğer seçimleri yaptığınız paralel evrenlerde neler olup bittiğini hayal etmekle geçer. Zordur a dostlar, çeken bilir...