Sadece "İstenmeyen Evlat Olan" Edebiyat Fakültesi Mezunlarının Anlayacağı 20 Durum

Arkeoloji, Tarih, Edebiyat, Felsefe, Sosyoloji ve daha sayamayacağımız birçoğu...

Belki de müthiş bir mutlulukla kazandıkları fakülteden mezun olanların çok iyi bildiği 20 durumu derledik.

Buyurunuz efendim...

1. Öncelikle, edebiyat fakültesinde bulunan bir bölümü tercih eden kişi araştırmacı olmalıdır.

İlgi duyduğu alanda, daha önce kim ne yapmış bilmesi gerekmektedir çünkü.

2. Aynı zamanda araştırmacı olduğu kadar yaratıcıdır da.

3. Ve iyi bir anlatıcı olmalıdır. Konuşurken, karşısındaki insana kendini dinletebilmeli, aklındakileri konuşmasına yansıtabilmelidir.

4. Ama lise yıllarından kalan ezberle geç mantığı yüzünden, insanın bu özellikleri nispeten köreltilmiştir.

5. Üniversitenin ise, kişinin bu özelliklerini güçlendirmesine katkı sağlaması beklenirken, yoğun prosedür yüzünden pek fazla katkısı olduğu söylenemez.

6. Edebiyat fakültesi öğrencisi de kendi hayal gücü ve azmiyle baş başa bırakılır.

7. Aşırı bilgi yüklemesi yapmanı sağlamaktan başka pek bir işe yaramayan üniversite yılları geçip dururken ne öğrendiğini sorgulamaya başlarsın.

8. Bir filozofun ya da bir devlet adamının doğum tarihini, yaşadığı yılları sana ezberleten eğitim sistemi bunun çağa ne gibi kazanımlar sağladığını anlatmayı bir şekilde unutmuştur mesela.

9. İşte bu eksik kalan noktalarla ya da bir şekilde onları tamamlayarak, ardında bırakırsın en az dört sene okuduğun edebiyat fakültesini.

10. Mezun olduktan sonra da anlarsın, bu ülkenin asıl istenmeyen evlatlarının edebiyat fakültesi mezunları olduklarını.

11. İşte bu anda hayat sana birbirinden zor seçenekler sunar.

12. Bunlardan en mantıklısı olan, Araştırma Görevlisi olarak okulda kalmandır.

Ama bunun için notlarını en başından çok sıkı tutup, hocalara kendini sevdirmen gerekir.

Ayrıca ALES ve YDS de var.

13. Ya da, her şeyi baştan alıp, yine her zamanki gibi ders çalışıp KPSS'ye girip memur olman beklenir.

Test çözmek ömür boyu...

14. Çok tercih edilen bir diğer yöntemse, formasyon alıp öğretmen olmaya çalışmaktır.

Ama normalde eğitim fakültesinden mezun olanlar atanamazken, senin buradan atanman için gerçekten çok çalışman gerekir.

Atananlar vardır ama gelin bir de neler çektiklerini siz onlara sorun...

15. Tüm bu şartların zorluğu göz önünde bulundurulunca elde bir tek özel sektör yani kölelik ya da işsizlik tercihleri kalır.

16. Sen tüm bunları düşünürken, başka fakültelerden mezun olan arkadaşların işe girmişlerdir bile.

Hepsinin galibiyet hikayesini dinleyip, tebrik etmek zorunda kalırsın.

17. Bir süre sonra evde oturmaya mahkum kaldığında, karar vereceğin şu iki seçenek kalır yalnızca.

'Yemek mi yesem, yoksa uyusam mı yeaa?'

18. Önüne gelen her ilana başvurmaya başlarsın. İş yerlerini, kapı kapı gezer, eleman arayıp aramadıklarını sorarsın.

19. En sonunda, bir şekilde o işlerden herhangi birine kabul edilirsin. Bunun için kendinle gurur duyarsın.

İnsan kaynaklarının sorduğu, 'Neden bizi tercih ettiniz?' ya da ' Neden başka bir sektör değil de bu sektör?' gibi saçma sorulara bile cevap vermişsindir çünkü.

20. Ama daha aradan çok geçmeden, yaptığın işle okuduğun bölüm arasında dağlar kadar fark olduğunu anlarsın.

Her ne kadar bundan kurtulmak istesen de en başında olduğu gibi elinin kolunun bağlı olduğunu görürsün.

Sistem çoktan dişlileri arasına sıkıştırıp, güzelce ezip, yutmuştur çünkü seni de...

Popüler İçerikler

Daron Acemoğlu'nun Atatürk Hakkındaki Yorumlarına Gelen Tepkiler
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
Narin Güran'ın Babası Arif Güran İlk Mahkeme Sonrası Konuştu: "Kızımı Nevzat Bahtiyar Katletti"