Bazıları nedense her CHP seçmenini dolarlar içinde uyuyan tipler olarak hayal ediyor. Oysa işe helikopterle değil, otobüsle gidiyorsun ve hatta bazen boş akbil sesi duyuyorsun.Tek başına iktidara gelme hayalleri kurarken birkaç gündür tavana baktığını fark edip gidip bir el yüz yıkıyorsun.Seçim sonuçları tamamen bittiğinde o ana kadar tuttuğun gözyaşlarını buhar olup atmosfere salınsın diye bırakıyorsun.Her türlü olumsuz sonuç bile seni muhalefet etmekten ve mücadeleden geri bırakmıyor.Halktan kopuk değil, halkın ta kendisi olduğunu biliyorsun.CHP'li anneciğine 'fönlü teyze' diyenlerin zekalarında bir sorun ve algılarında derin bozukluklar arıyorsun.Sürekli askeri vesayet, darbe, militarist diye itham edilmekten bıkıp artık açıklama yapma gereği bile duymadan ortamdan ışık hızıyla uzaklaşıyorsun.Gerçekten altın banyolarda kova kova sütle yıkandığını falan sananları alıp pazarda saatlerce meyve sebze seçmeyi gösterip üstüne ceza olarak torba taşıttırmak istiyorsun.Alkol kullanıyorsan bunu sürekli CHP'li olmana bağlayanlara karşı sabır gösteriyorsun; 'kardeşim senin de ayran içme özgürlüğün var; onu da savunuyorum.' gibi aslnda yapman bile gerekmeyen açıklamalar yapıyorsun.'Dede partisiymiş? Sanki sizin partinizde bıyıklı yaşlı adamlar yok?' diyerek karşındakini nakavt ediyorsun.Haritanın sahil kısımları patır patır CHP çıkarken, kendini sarıya boyanmış bir bozkırda tek başına hissediyorsun.Sürekli dinsizlikle, din karşıtlığıyla suçlanırken artık bu mermer kafalara bir şeyler açıklamaya yoruluyorsun. 'Laiklik o değil yalnız?' derken sinirden reflü hastası oluyorsun.Demokratik olmayan %10 barajını geçmek isteyen diğer partilere hem manevi olarak hem de oy desteği veriyorsun. Çünkü demokrasi de kazansın istiyorsun.Ve her seçim dönemine umutla başlayıp, bütün süreci yakından takip ediyorsun. Sabah 6'ya kadar beklediğin sonuçların nedense aniden değiştiğini görüp zaferle ayrıldığın seçimi kaybediyorsun. Olanlara öfken dinmiyor ama umudunu da kaybetmiyorsun.