Türkiye'de avukat olmak sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Her davada suçlanmaları, paragöz olmakla itham edilmeleri, meslekteki kötülerin tüm avukatlara mal edilmesi, vb. şeylerle mücadele etmek zorunda kalıyorlar. İşte size Türkiye'de avukat olmanın zor bir iş olduğunu kanıtlayan 18 şey.
Yaptığınız iş sadece 'bir dilekçe yazmak' olarak algılanır.
Sadece bununla yetinmeyip, avukatın karşı taraftan para yediğini, kendisinin arkasından işler çevirdiğini düşünenler de hiç az değildir.
Stajyer avukat demek 'kullan kullanabildiğin kadar' anlamına gelir.
Avukatlık, doktorluk ile birlikte bir uzmanlık mesleğidir. Halkın kendisinin halledemeyeceği işleri onun için halleder. Bu sebeptendir ki doktorlar ve avukatlar en çok saldırıya maruz kalan mesleklerdir. Artık neyin öfkesiyse?
Doktora muayene ücretini eksiksiz ödeyen insanlar, avukat danışma ücretini saçma bulur. Neyin ücretiymiş bu acaba?
Her gün binlerce soruya cevap vermenin üstüne akraba, eş, dost telefonlarının da ardının arkasının kesilmemesi.
Parasıyla değil mi? istediğim saatte benimle ilgileneceksin.
Dava devam ederken çıkan ekstra işler için para istendiğinde işitilen 'davanın başında verdik ya daha ne istiyorsun' temalı para tırtıklıyorsun imaları.
Bir avukatlık ofisinde çalışsan istediğin parayı kazanamazsın, kendi ofisini açsan çevren yoksa geçinemezsin. İki arada bir derede kalmak.
Başlı başına bir dert. Sanki olayın tüm sorumlusu avukatmış gibi muamele görmek. Zalim, vicdansız damgası yemek, olmadı dayak hiç olmadı kafaya silah dayanması...
Zamanın büyük bölümünün yollarda, iş takibinde, bürokraside geçmesi.
Bu ilkenin unutulması, suçluyu savunan avukatın da suçlu gibi muamele görmesi. Suçludan çıkarılamayan öfkenin avukata yönelmesi.
Müşterilerin büyük çoğunluğunun dertli, sorunlu insanlar olmasından dolayı sürekli bir mutsuzluk hali. İnsanların dertlerini içselleştirme durumu sebebiyle girilen depresyon.
Bunu diyen müşterinin davanın kazanılmasının ardından sırra kadem basması.
Hakime diklenmek her manada aleyhinize.
Adliyelerde işiniz hızlı mı yürüsün istiyorsunuz? Farklı yollar denemeniz gerekebilir. Bunu avukatlar iyi bilir.
Bütün bunların üstüne toplum sizi çok farklı şekilde algılar.
Avukat; "icraya gidiyorum" demez, "hacze gidiyorum" der. "Mahkemem var" demez, "duruşmam var" der. Netice, içeriği hazırlayan bir avukat değil.
Avukatlık dilekçe yazmaktan ibaret değildir. Yılların birikimiyle tırnaklarıyla kazıyıp okuyarak gelirsin avukat olursun insanların senin aldığın parayı çok görür. Ne yaptın bir dilekçe yazdın der. O aslında bir dilekçe değildir, yapılan emek+ömründen eksilen zaman+okunan binlerce kitap+ 1 dilekçedir.
Sen geceleri uyurken kac bin sayfalik kitaplar okuyoruz biliyor musun? tabii kin soke soke alacagiz parayi