Gözleri yaşartan, o minik gözyaşlarınızı kristaller halinde donduran, ellerinizi kullanamamanıza sebep olan ünlü Ankara ayazını yaşamayan bilmez. Yaşayan ise bin pişman olur.
Gözleri yaşartan, o minik gözyaşlarınızı kristaller halinde donduran, ellerinizi kullanamamanıza sebep olan ünlü Ankara ayazını yaşamayan bilmez. Yaşayan ise bin pişman olur.
Bir yanda acımasız soğuk, bir yanda toparlanmayı bekleyen ev. Havalandırsanız evin sıcaklığı beş derece birden düşer. Havalandırmasanız gönül razı değil.
Sıcak yatağı bırakmak istemezsiniz ama işiniz ya da okulunuz sabırsızlıkla sizi bekler.
Ankara'da önemli olan şık olmak değil bu hava şartlarında hayatta kalabilmektir. Bu yüzden lahana gibi giyinmek zorunda kalırsınız.
İçlik, kazak, atkı, bere, bir atkı daha... Ankara'ya yukarıdan baktığınız zaman yürüyen binlerce zombi görebilirsiniz.
O an soğukla savaşınız başlar. Siz çıkmaya çalışırsınız o sizi içeri itekler. Siz çıkmaya çalışırsınız o sizi yıldırmaya, pes ettirmeye çalışır.
Her Ankaralı hayatında bir kez soğuk yüzünden yüz felci geçirmiştir veya geçiren bir yakını vardır. Otobüs durağına kadar attığınız bin adım size on bin adım gibi gelir.
Durakta tanıdık birini görmemek için dua edersiniz çünkü dişleriniz tir tir titrerken günaydın demek, sohbet etmek dünyanın en zor işidir.
Bu soğuğun tek rahatsızlık verici yanı hala daha karla kaplı buzdan sokaklarında yürümek, Camel Trophy üçüncü ayak misali araba kullanmaktır.
Önce arabanın camlarındaki karı temizlemeniz lazım. Bunun için profesyonel bir eldivene, kazıma aracına ihtiyacınız var. Arabanın içine girmeyi başarsanız bile arabanın çalışma ihtimali %40 bile değildir.
Bu soğuk karşısında en iyi arabaların bile kliması çaresiz kalıyor. Arabanın sıcak olmasını istiyorsanız evden çıkmadan bir saat önce arabayı çalıştırıp ısınmasını beklemelisiniz.
İstanbul, İzmir.. Gökyüzünde kara benzeyen bir şey gördükleri an kıyameti koparırlar. Okullar tatil olur, iş yerleri erkenden izin verir. Fakat cefakar Ankaralı soğuğa alışkındır. Her koşulda evden çıkabilir.
Cildinize makyaj malzemesi sürmenize gerek kalmaz. Her kadının yanakları al aldır. Hepsi de çok güzel görünür.
Fakat bir türlü tam olarak ısınmaz. Tasarruf yapsanız hasta olursunuz, kombinin derecesini yükseltseniz cüzdanınız üzülür.
Oturulan ev taş zeminli, yatılan yatak yer yatağıysa, tüm vücudun tutulması ve ardından şiddetli bir soğuk algınlığıyla neye uğradığını şaşırma durumu yaratan, başkentimizin güzide soğuğudur.
Zira bir süre sonra elinizdeki telefonun varlığını hissedemezsiniz.
Her Ankaralı yürümeyi öğrendiği günden itibaren kayak yapmayı bilir çünkü buzlanan yollarda yürümek imkansızdır.
Siz bile bu soğuk havalarla başa çıkamazken zavallı sebzeler nasıl dayansın.
Balkona astığınız çamaşırı çözülmesi için kaloriferin üstünde saatlerce bekletirsiniz ki giyilebilecek yumuşaklığa ulaşsın.
Eve girince odun ya da kömür değil düpedüz soğuk kokarsınız.
Sokaktan eve her geldiğinizde hayatınızı tekrar bi gözden geçirtse de Ankara soğuğu, insanı adam eder.
Ankara soğuğu gerçektir,acıtır.
Canım Ankara'm yinede çok seviyorum
kendime iskence etmek icin telefona izmir ve istanbul'u da kaydettim. bakiyorum istanbul 1 derece, kaydiriyorum izmir 3 derece bir kere daha kaydiriyorum ankara -13. sonra hayattan soguyorum, ayaklarimi donmaktan kurtarmak icin bir corap daha giymeye gidiyorum...