Ortam önceden ayarlanmıştı. Bale stüdyosunu gördüğü an gözleri doldu mutluluktan. Bale hocası ile özel bir ders ayarlanmıştı. Her hareketi ömür boyu unutmamak için pür dikkat izliyordu sanki. Sonrasında bale kursuna gelen yaşıtlarıyla tanışıp, onlarla da dolu dolu bir ders geçirdi. Onu izleyen ailesinin ise mutluluğu görülmeye değerdi. Sürprizler bununla sınırlı değildi. Sırada onu prenses gibi hissettirmek vardı. Ona özel Elsa kıyafetiyle beraber hazırlanan salona girdiğinde içindeki coşkuyu sesinden anlayabiliyordunuz. En sevdiği yemeklerden yedi, dans etti, oyunlar oynadı. Onun için hazırlanan hediyeleri tek tek açtı. Özellikle alabildiğine fotoğraf çekildi.
Bunlar gerçekleşirken bir ekip de Sabah’ın evinde odasını hazırlıyordu. Bir bilgisayar hayali vardı. Önce evine internet çekildi, bilgisayar kuruldu ve yatağı Elsa’nın yatak örtüleriyle donatıldı. Heyecanla masasını ve sandalyesini kurdu ekip. Sabah odasına girdiği an büyülenmiş gibi bize bakıyordu. Bir süre hareket edemedi, ne diyeceğini bilemedi. Ama masasına oturduğu an, bilgisayarla bütünleşmiş gibiydi. En sevdiği şarkıcıların videolarını açıp bize dinletti. Gerçek mi bu diyerek sürekli bilgisayarını okşuyordu. Onun neşesi gerçekten bulaşıcıydı. Erkek kardeşine alınan hediyelerin düşünülmesi ise ayrı bir sevinç dalgası yarattı. Hepimiz yapılanların onlardaki yerini anlayabiliyorduk. Sabah, bu günü hiç unutmayacağını söyleyerek ve bize tek tek sarılarak uğurladı.
Bir çocuğun hayatına dokunmak ve hiç unutamayacağı anılar bırakmak paha biçilemezdi. Dolu dolu bir dilek günüydü. Aylar sonra dünya dilek gününde diğer dilek çocuklarıyla bir araya gelen Sabah’ın hızla iyileştiğini duyunca daha da mutlu olduk. Onu bir ömür gülerken görmek ve güzel haberlerini almak dileğiyle…
Bağış
Web
Instagram
Twitter
Facebook
YouTube