Havaların iyice soğumaya başladığı bu dönemde bağışıklığı çeşitli takviyelerle desteklemek ve güçlendirmek lazım. Ama tabii yediğimiz içtiğimiz her şeyin ille de faydası olacak diye bir durum yok. Bazen de keyif için, en sevdiğimiz dizinin yeni bölümünü izlerken sıcacık bir çay içmek isteyebiliriz. 'Klasik siyah çaydan sıkıldım, yeni tatlar peşindeyim.' diyorsanız sizi böyle alalım. İşte, birbirinden lezzetli ve şifalı çay önerileri...
Herkesin biraz aşina olduğu Ceylon çayı, Sri Lanka'da yetişen özel bir çay çeşidi. Ceylon çayının farklı aromalar veren siyah, yeşil ve beyaz gibi çeşitleri de bulunuyor ve bu çayların tatları farklı olsa da faydaları aynı. Lezzeti bir yana dursun, Ceylon çayının faydaları saymakla bitmez diyebiliriz. Önemli faydalarından ilki, kansere karşı etkili olması. İçindeki polifenol maddesi sayesinde vücuttaki serbest radikalleri temizliyor, bağışıklığınızı güçlendirirken ileride oluşabilecek kanser türlerine karşı koruma sağlıyor. Aynı zamanda kalbinizin en yakın dostlarından biri! Çünkü yağlanma ve kolesterolle de savaşıyor. Ceylon çayının bünyesinde barındığı tein, metabolizmayı hızlandırıyor. Bu da çok daha sağlıklı şekilde kilo vermeniz demek! Ceylon çayı, aynı zamanda Sri Lanka'da gençlik iksiri olarak da biliniyor. Hazırlaması ise çok kolay, kaynatılmış suyun her bir bardağı için demliğinize bir tatlı kaşığı Ceylon çayı ekleyin. Bir on dakika kadar demledikten sonra afiyetle tüketebilirsiniz.
Oolong çayı da tıpkı yeşil ve siyah çay gibi camellia sinensis bitkisinin yapraklarından elde ediliyor. Oolong çayını diğerlerinden ayıran en önemli şey ise en olgun çay yapraklarının toplanması ve değişken oranlarda oksidasyon işlemi uygulanması. Tam bir sağlık deposu olan bu çay, antioksidan bakımından oldukça zengin olduğu için cildin çok daha canlı görünmesini sağlıyor. Aynı zamanda kan şekerinin düzenlenmesinde de etkili. Kilo vermeye yardımcı ve kolesterolü de düşürüyor. Ancak tüketirken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Tansiyon yükseltici etkisi sebebiyle tansiyon hastalarına önerilmiyor, aynı zamanda gebelik döneminde de tüketilmesi sakıncalı. Kafein içerdiği için de gece geç saatlerde değil, sabah tüketilmesi gerekli. Oolong çayının hazırlanışı ise şu şekilde; seramik bir demlikte 150-200 ml sıcak suyun üstüne 2 tatlı kaşığı Oolong çayı ekleyin. Yavaş yavaş demlenmesi çok önemli. Afiyet olsun!
Yeşil çaya benzerliği ile dikkat çeken matcha çayı, son dönemlerde oldukça popüler. Yüksek oranda kafein içerdiği için kilo kaybına yardımcı oluyor. Tabii yağ yaktırıyor diye günde beş kupa da içmeyin, aman! İçerdiği antioksidan bileşenler sebebiyle vücudunuzun zehirli atıklardan arındırılmasında da rol oynuyor. Matcha çayı, düzenli olarak tüketildiğinde kolesterolü düşürücü etki yapıyor ve damar tıkanıklığının da önüne geçiyor. Hazırlanışıysa diğerlerinden biraz daha farklı. Yeşil bir toz hâlinde olan bu çayı, sıcak suda çırparak içilebilir hale getirebilir ya da kahvelerinizin içine ekleyebilirsiniz.
Kıpkırmızı rengiyle iştah kabartan rooibos çayının kökleri Güney Afrika'ya dayanır. Ülkemizde daha çok kızıl çay olarak bilinen rooibos çayının sağlığa da birçok faydası var. Tabii bu faydalar, tamamen destekleyici. Unutmayalım ki hiç bir besin herhangi bir rahatsızlığı tek başına gideremez, ancak tedaviyi destekleyebilir. Rooibos çayı, kafeinsiz olduğu için içildiğinde rahatlatıcı ve sakinleştirici bir etki yapıyor. Bu sebeple yatmadan birkaç saat öncesinde tüketilirse daha verimli bir uyku geçirmenizi sağlayabilir. Gün içinde de bir fincan rooibos çayı, stresinizi atmanıza yardımcı olur. Kaynamış ve bir iki dakika dinlenmiş suyun içine bir tatlı kaşığı rooibos çayını ekleyip 5-6 dakika kadar demlendirebilir ve ardından tüketebilirsiniz.
Pu-erh, Çin'de yetişen özel çaylardan biri. Bu çayı diğerlerinden ayıran en önemli özelliği ise şarap gibi yıllandıkça şifasının ve lezzetinin artması! Çinliler pu-erh çayı için, 'yüzyılın şifası' diyor ve orada bu çay, doğal bir ilaç olarak görülüyor. Pu-erh çayı sayesinde vücudunuzdaki toksinlerden arınabilir, metabolizmanızı hızlandırabilirsiniz. Aşırıya kaçmadan tüketildiği takdirde mide yanması gibi rahatsızlıkların tedavisinde de destekleyici olarak kullanabilir. İçerdiği kafein sayesinde gün içinde çok daha zinde kalmanızı sağlar, yapacağınız işlere odaklanmanızı kolaylaştırır. Aynı şekilde kafein içerdiği için gece tüketilmemesi ve aşırıya kaçılmaması da önemli. Demliğe koyduğunuz birkaç kaşık pu-erh çayının üstüne önce soğuk su dökerek çayı temizleyebilir, daha sonra süzüp sıcak su ile demlemeye bırakabilirsiniz. Her bardak için bir tatlı kaşığı çay koymanız ve yavaş yavaş dinlenmesine izin vermeniz gerekir.
Hindistan'ın en değerli çayı olan darjeeling, 'çayların şampanyası' olarak anılıyor. Lezzeti ve saymakla bitmeyecek faydaları nedeniyle fiyatı maalesef biraz uçuk. Mayhoş ve meyvemsi bir tada sahip olan darjeeling çayı, yüksek miktarda antioksidan içeriyor. Bu sayede vücuttaki zehirli atıkların temizlenmesine yardımcı olurken çok daha genç ve sağlıklı bir cilde kavuşmanızı sağlıyor. Aynı zamanda, hücre hasarlarını önleyerek kalbi koruyor ve kansere yakalanma riskinizi de düşürüyor. Kafein içerdiği için metabolizmayı hızlandırma ve kilo verdirme etkisi de var. Daha ne olsun! Hazırlamak için iki çay kaşığı darjeeling çayının üzerine 250 ml kadar kaynamış suyu döküp bir 5 dakika kadar demlemeniz yeterli. Buruk bir tadı olduğu için tüketirken balla tatlandırabilirsiniz.
Çin'in en bilinen ve çokça tüketilen çaylarından biri olan keemun çayı, ülkemizde de son yıllarda oldukça popüler. Bu çayın aromalarıyla birbirinden ayrılan birçok türü de bulunuyor. Keemun çayı, güneş ışıklarının vücuttaki olumsuz etkilerini azaltır. Sabahları uyandığınızda bir fincan keemun çayı tüketirseniz çok daha dinç ve zinde hissedebilirsiniz. Bunun dışında bağışıklık sistemini güçlendirir, yaşlanma belirtilerini geciktirir. Vücuttaki ödemi gidererek şişkinlik hissinden kurtulmanıza da yardımcı olur. Kaynamış ve biraz beklemiş suyun içine iki çay kaşığı keemun çayı ilave edip 5 ile 10 dakika arası demlenmeye bırakarak tüketebilirsiniz.
Bitki çayları, farklı aromaları ve faydaları sayesinde birçok kişi tarafından sıklıkla tüketiliyor. En çok tercih edilenleri arasında ıhlamur, melisa, nane, kekik, papatya gibi seçeneklerini sayabileceğimiz bitki çaylarının her birinin de kendine has pek çok yararı var. Genel itibariyle soğuk algınlığı, uykusuzluk ve ödem gibi problemler için bu çayları günde 1-2 fincan tüketebilirsiniz. Kaynamış suyun içine kişi başı bir tatlı kaşığı ya da bir tutam bitki çayı ekleyip 5 ile 10 dakika arası demlemeniz yeterli olur. Tatlandırmak ve aroma katmak için bal ve limon ilavesi de yapabilirsiniz.