Rüyaları Resmetmek İsteyen Benzersiz Ressam: Zdzislaw Beksinski

Distopik sürrealizm denince akla gelen ilk isimlerden biridir Zdzislaw Beksinski. Hepimizi büyüleyen ve baktıkça içine çeken gotik resimleriyle akıllarda kalan sanatçı, eserlerinde grotesk, korku, ölüm, endişe, çürüme ve yok olma anlarıyla adeta kabus gibi bir ortam yaratır. Gelin birlikte Beksinski'nın hayatı ve eserleriyle ilgili detayları öğrenelim.

Sanatçının eserlerini bağışladığı, doğduğu şehirdeki sergiyi sanal olarak buradan gezebilirsiniz. 

Sanatçının eşi benzeri olmayan kendi sitesine de buradan göz atabilirsiniz.

Galeriyi gezerken, sanatçının internet sitesinin müziklerini de yapmış olan Zbigniew Preisner dinleyiniz.

Zdzislaw Beksinski, 1929 yılında Güney Polonya'da, Sanok'ta doğdu.

Zdzislaw her ne kadar ressam olarak ün yapmışsa da, aslında aynı zamanda fotoğrafçı, illüstratör, heykeltıraş ve grafik tasarımcıydı.

Beksinski'nin sanat eğitimi yoktu. Krakow Üniversitesi, Mimari Fakültesi mezunuydu.

Krakow'daki mimarlık eğitiminden sonra 1955’te Sanok’a döndü. Bu eğitimden sonra birkaç yılını nefret ettiği şantiye şefliğinde harcadı.

O dönemde sanatsal fotoğraf ve fotomontaj, heykeltıraş ve resimle ilgilenmeye başladı. Heykeltıraşını sıva, metal ve telden yapardı.

Rahatsızlık verici imgeleri, yüzü kopuk sakatlanmış oyuncak bebek, yüzü olmayan ya da yüzü bandajlarla sarılmış insanlar gibi portreleri betimledi.

Daha sonra, ressamlığa yoğunlaştı. İlk resmi soyut sanattı ama 1960'lar boyunca sürrealist esinlerin etkisi daha görülebilirdir.

1964’te Varşova’daki ünlü bir sergide ilk büyük başarısını kanıtladı, tüm resimleri satıldı.

1970’lerde içine girdiği “fantastik dönem” olarak adlandırdığı dönem 1980’lere kadar sürdü.

Bu onun en iyi bilinen dönemidir, rahatsızlık verici imgeler, sürrealistik, kıyamet sonrası çok detaylı ölüm, çürüme manzaralarıyla, iskeletlerle dolu manzaralar, biçimsizleşmiş vücut ve çöller resmettiği dönemidir.

1980’lerde çalışmaları Fransa’da kazandığı popülerlik Parisli bir galerici olan Piotr Dmochowski’nin gayretleriyle Batı Avrupa ve Japonya’da mühim başarılar kazandı.

Tabloları genelde sert zeminler üzerine yağlı boya olarak çalıştı, bu onun kişisel tercihiydi.

Hiçbir tablosuna veya çizimine isim vermedi, kendi sergilerini dahi organize etmedi.

Her ne kadar resimlerinden dolayı karanlık, kasvetli biri olarak görülse de o kendini hep iyi, hatta komik biri olarak tanımladı.

Resimlerini klasik müzik eşliğinde çizmeyi çok severdi.

Fantastik döneminde çok detaylı eserler verdi, öyle ki bu eserler Beksinski'nin alameti farikası haline geldi.

Bu dönemde kendisi "keşke rüyaların fotoğrafını çeker gibi resim yapabilseydim" demiştir.

Özel hayatına gelecek olursak da Beksinski zor günler geçirmiş bir sanatçıydı. Karısı Zofia çok acılı ve çok uzun süren bir hastalık sonucunda 1998 yılında öldü. Oğlu Tomasz Polonya'da radyo programcısıydı, müzik camiasında tanınan bir isimdi, intihar etti, cesedini babası buldu.

Tek öğrencisi ve önemli bir ressam olan Adrian Kedzia tamamen kör olmasının ardından ressamlığı bıraktı. Çevresi git gide azalan Zdzislaw Beksinski, yalnız yaşamaya başladı.

Varşova'daki küçük dairesinde 76 yaşına girmeyi beklerken evinin temizlik işlerine bakan 19 yaşındaki çocuğun para isteğini geri çevirince 17 bıçak darbesiyle hayata gözlerini yumdu.

Zdzislaw Beksinski dahi bir sanatçıydı, eserlerini gördükleriyle, duyduklarıyla değil ruhuyla yapardı. Bundan dolayıdır ki bir resmine baktığınızda o resim içinde kaybolmamanızın imkanı yoktur.

Sanatçının öldüğü gün tamamlamış olduğu son eseri budur.

Bunlar da sizi bambaşka yerlere götürecek çalışmalarından bazı örnekler:

Ressamlarla ilgili dahası için bu içeriklerimize de göz atmayı unutmayın.

Sanat Dünyasına İlham Veren Ünlü Ressamların Yaşamlarına Dair Bilinmeyenler
Sanat Tarihine Damga Vuran 50 Büyük Ressam
Ünlü Ressamlar Hakkında Sanat Tarihçisi Edasıyla Caka Satmanızı Sağlayacak Birbirinden İlginç Tüyolar

Popüler İçerikler

Türkiye'de 9.05'te Hayat Durdu! Atatürk'e Saygı Duruşu!
Kızılcık Şerbeti'nde Giray'ı Canlandıran Kaan Taşaner Dizide Rol Almaktan Duyduğu Pişmanlığı İtiraf Etti
Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"