Rüyalarda Bile Çalışmak Ayşe Begüm Onbaşı

Kadın sporcularımız, 1936 Berlin Olimpiyatları’na katılarak bir ilki başaran Halet Çambel ve Suat Fetgeri Aşeni'nin açtığı yoldan giderek Türk sporunun gururu olmaya devam ediyor. Öyle ki son yıllarda kadın sporcularımız Türk spor tarihine birbirinden değerli başarılar ekledi. Aerobik cimnastikten eskrime, voleyboldan serbest dalışa çeşitli branşlarda kazanılan başarılar bizlere büyük bir gurur yaşatıyor. Bu başarıların en anlamlılarından biri de çiçeği burnunda şampiyonumuz Ayşe Begüm Onbaşı’ya ait. Birçoğumuz onu Azerbaycan’nın başkenti Bakü’de düzenlenen Aerobik Cimnastik Dünya Şampiyonası’nda kazandığı şampiyonluk ile tanısa da onun bugünlere gelmesi bitmek bilmeyen antrenmanlar ve uzun yolculukların sonucu…

13 yıldır haftanın 5 günü  Akhisar’dan Manisa’ya 60 km yol yapıyor, gece geç saatleri bulan bu yolculuklarda ders çalışıyor, okulunu birincilikle bitiriyor ve tüm bunları yaparken iki tane de üniversite okuyor. Gerçekten takdire şayan bir hayat hikâyesi.

Kazanılan onca madalya ve şampiyonluklar sonunda göz önünde olmanın ardında binlerce saatlik antrenmanlarının, aksiliklerinin ve hatta ayrılıkların olduğunu anlatan Dünya şampiyonu Ayşe Begüm Onbaşı tek bir mesaj veriyor: “Çalışmak ama çok çalışmak…Koyduğunuz hedefe doğru durmadan. Yılmadan ilerlemek…’

İki buçuk yaşımdan beri sporun içindeyim.

Ben Ayşe Begüm Onbaşı. 9 Aralık 2001 tarihinde Manisa'nın Akhisar ilçesinde doğdum. Aerobik Cimnastik Milli Takım ve Red Bull sporcusuyum. 19 yaşındayım ve 2.5 yaşımdan beri sporun içerisindeyim. Şu anda +18 Senior yaş kategorisinde antrenörüm Mehmet Ali Ekin ile birlikte yarışma hazırlıklarına devam ediyoruz. Aynı zamanda eğitim hayatıma da devam ediyorum, İstanbul Gelişim Üniversitesi BESYO 2. sınıf öğrencisiyim. 

Spor hayatıma bale ile ilk adımımı attım.

2.5 yaşındayken ailemin yönlendirmesi ile Akhisar Belediyesinin düzenlemiş olduğu Bale kursunda spor hayatıma ilk adımımı attım. İki sene bale yaptıktan sonra antrenörüm Maria Urdampilleta'nın yeteneğimi keşfetmesi ile birlikte cimnastiğe yöneldim. Bu süreçte iki dönem yüzme kursuna da gittim. Daha sonra Akhisar Belediyesinin düzenlemiş olduğu artistik cimnastik kursuna başladım, bir sene boyunca yarışmalara hazırlandıktan sonra Manisa'da düzenlenen il müsabakalarına katıldım. Yarışmaya katılan aerobik cimnastik antrenörü ile tanışmamız üzerine 'aerobik cimnastik' branşına geçmiş oldum. 2010 yılından beri yarışmalara katılıyorum ve 2013 yılından beri Milli Takım formasını taşıma onurunu üstlendim.

8-9 saatlik antrenmanlar bize yetmiyor.

Çok yoğun bir antrenman hazırlık süreci geçirdik. Bu süreç zaman zaman yıpratıcı bir hal alabiliyor. 8-9 saatlik antrenmanlardan bahsediyorum. Bu süreçlere girdiğimiz zaman antrenörümle göz göze gelmemiz bile benim modumu yükseltiyor. Antrenmanlarımız çok eğlenceli geçiyor. Bununla birlikte göstermemiz gereken performansın da üstüne çıkarak kendi çıtamızı yükseltiyoruz. Bazen 8-9 saat bize yetmiyor, fiziksel olarak bittiğimizde antrenmanı sonlandırıyoruz. Mehmet Ali Hoca ile çalışmak çok eğlenceli. 

Ayşe, zeki ve çalışkan bir sporcu.

'Ayşe Begüm Onbaşı ile çocukluk döneminde karşılaştık; çok tatlı, çok zeki bir çocuk. Belli dönemlerde beraber çalıştık sonra ben Bakanlığa atandım. Yollarımız ayrıldı ama, başarı engel tanımıyor. 2019 yılında TCF (Türkiye Cimnastik Federasyonu) başkanı sayın Suat Çelen, Ayşe ile istişare edip Teknik Kurul kararı ile bana güvenip Ayşe Begüm Onbaşı ile büyükler kategorisinde çalıştırmam için bana teslim etti. Bu büyük maceranın ve başarının fitili ateşlenmiş oldu. Bakanlığımızın bize tahsis etmiş olduğu, dünyanın sayılı salonlarında bir tanesinde yoğun bir antrenman sürecine girmiş olduk. Ayşe Begüm ve Federasyon başkanının bu şampiyonluğa inanması, beni de ayrı kamçıladı. Herkesin inandığı bu tarihi başarının gelmemesi için artık hiçbir neden yoktu. Tek yapmamız gereken bu inanmışlığın altında sadece çok çalışmaktı.' (Ayşe Begüm Onbaşı’nın antrenörü: Mehmet Ali EKİN)

Aile ve çevre desteği önemli

Cimnastik her şeyden önce temel bir branş olması yönüyle çocukların küçük yaşlardan itibaren başlayabileceği, temel koordinatif yetileri ile mental becerilerini geliştirebileceği bir spor dalı. Dolayısıyla profesyonel olarak yapılmasa dahi diğer spor branşlarına hazırlar nitelikte bir spor. Bununla birlikte profesyonel anlamda yapıldığında disiplin, özveri ve çok çalışma gerektiriyor. Tabiri caizse ‘’çok nankör bir branş’’. Bir gün antrenman yapmadığımızda bizi birkaç gün geriye götürüyor. Bu noktada çocuklarda herhangi bir bıkkınlık oluşmaması adına da ailelerin ve çevrenin desteği önemli hale geliyor. Şunu da belirtmek isterim ki sadece yetenek veya sadece çalışma ile başarıya ulaşılamayacağı gibi eğer ki yaptığımız işi seviyorsak dünya çapında başarılar elde etmek kaçınılmaz olur.

Sosyal medyayı aktif kullanıyorum.

Sosyal medya yaşadığımız dönem gereği hayatımızın bir parçası niteliğinde. Elimden geldiğince yaptığım sporu ve hayatımdan kesitleri takipçilerim ile paylaşmaya çalışıyorum. Sosyal medyamı da içten ve samimi kullanmaya çalışıyorum. Takipçilerimin yorumlarını okuyor ve attıkları yorumlara, mesajlara cevap vermeye çalışıyorum. Genellikle olumsuz yorum almıyorum. Fakat eğer içi dolu bir eleştiri okursam bunu dikkate alıp, sonraki paylaşımlarımı ona göre düzenliyorum. 

Örnek aldığım kişiler var.

Kendi hayatımı şekillendirirken örnek aldığım iki kişi var. İlki sporcu kariyerimde önemli adımlar atmamı sağlayan Dora Hegyi. Kendisi Macaristan asıllı eski bir aerobik cimnastikçi. Sporculuk döneminden beri konuştuğum hem kariyerini, hem de kişiliğini örnek aldığım bir kişi. Şu anda aktif olarak FIG (Uluslararası Cimnastik Federasyonu)’de Sporcu Temsilciliği görevini üstleniyor. İkincisi ise annem. Hayatında yaptıkları, idealleri ve bir anne olarak bana göstermiş olduğu şefkat ile hayatıma yön vermemde etken bir insan. 

Cimnastik yapmak beni rahatlatıyor.

Bazen gerçekten ailem ve arkadaşlarım ile daha çok vakit geçirmek istediğim zamanlar oluyor. Ama buna rağmen hayatın bunaltıcı anlarında beni rahatlatan tek şey cimnastik yapmak oluyor; hemen kendimi spor salonuna atıyorum. Aslına bakmak gerekirse kendimi bildiğimden beri spor salonlarında vakit geçirdiğim için kendi sıradan hayatımın içerisinde cimnastik yapmak ve spor salonunda mesai harcamak var. 

Başarımın arkasında bir ekip var.

Uzun bir süredir bu dünya şampiyonluğunu almak için antrenmanlarımıza devam ediyoruz. Haftanın 6 günü 8-9 saat antrenman yaptığımız süreçlerden geçtiğimizi göz önünde bulundurursak aslında hiç de kolay olmadı bu başarıya ulaşmak. Bir Türk kadını olarak, büyükler kategorisinde ilk defa dünya şampiyonasına katılıp altın madalyaya ulaşmak gerçekten büyük bir başarı. Altın madalya ne kadar benim boynumda dursa da arkamda beni destekleyen kocaman bir ekip var. Takım arkadaşlarım, ailem, sponsorlarım, bakanlık, federasyon… Bu anlamda verilen desteklerin önemi de ortaya çıkıyor.

Doğru işler yaptığımızı düşünüyorum.

Türk Milli takımı olarak cimnastiğin her branşında başarı kazanmaya devam ediyoruz. 2016’da Güney Kore’de düzenlenen Dünya Şampiyonasında kazanmış olduğum altın madalya ile hem cimnastik hem de aerobik cimnastik Türkiye’de duyulmaya başlandı. Bununla birlikte Gençlik Spor Bakanlığımızın ve federasyonumuzun yürüttüğü çalışmalar, antrenörlerimizin ve sporcuların özverili çalışmaları ve ailelerin bilinçlenmesi ile başarılarımız arttı. Başarılarımızın artması bu anlamda doğru işler yaptığımızın göstergesi diye düşünüyorum. Türk Milli Takımımızın dünyadaki yeri gün geçtikçe daha da yükseliyor ve bu durumu gördükçe emeklerimizin karşılığını aldığımız için çok mutlu oluyoruz. Gelecekte umuyorum ki Türk cimnastiği ve Türk sporunun yeri daha da yükseklere çıksın; her branşta madalyalar kazanıp, İstiklal Marşımız daha da fazla okunsun. Bu hedefe ulaşmak için ben de gerek sporcu, gerek antrenör, gerekse bilim insanı olarak Türk sporuna faydalı bir genç olmak için hem eğitim hayatıma hem de sporculuk kariyerime devam ediyorum. 

Bilim ile eş güdümlü çalışmalıyız.

Her geçen gün verilen destekler ve spora verilen önem artıyor diyebiliriz. Sporun gelişmesi ve uluslararası arenada daha fazla madalya kazanabilmemiz için bilim ile eş güdümlü ilerlememiz çok önemli. Bakanlığımızın yürütmüş olduğu yetenek tarama testleri ile küçük yaştaki çocukların yetenekleri keşfedilip yönlendirmeler yapılıyor. Tesislerin ve antrenör bilincinin artması ile de bu yetenekler bir cevhere dönüştürülüyor.  

Yarışma öncesinde 15 kilo verdim.

Beslenme işimizin en önemli parçası. Antrenman için gerekli olan enerjinin antrenman yoğunluğu ve şiddetine göre kararında almamıza yarayan kişiye özel beslenme programlarımız çıkıyor. Bunu profesyonel beslenme uzmanlarımız ile gerçekleştiriyoruz. Ben tam bir tatlı/ çikolata aşığı olarak hazırlık dönemlerinde canım çikolata istediğinde bu isteği bastıracak diyetime uygun besinlerden tüketiyorum. Bu konuda bana destek olan Genetic Trainer Bülent Der Hocam’a teşekkürlerimi iletiyorum. Bununla birlikte belirtmek isterim ki yarışma öncesinde 15 kilo verdim ve bu tamamen antrenman programına uygun yeterli ve kararında beslenme ile oldu.

Pandemi ile alışkanlıklarımız değişti.

Pandemi hayatımızı kökünden sarsan bir olay olarak hiç ummadığımız bir anda karşımıza çıktı. Mental olarak bu süreci yürütmek bizim için çok zordu çünkü her geçen gün bir yarışmanın iptal olduğunu ya da ertelendiğini öğrendiğimiz bir sürece girdik. Bu zamanlarda spor psikoloğum Berceste Şeber hep yanımdaydı. Yaşımdan dolayı 3 ay evde tam kapanma geçirdiğim bir dönem oldu. Ama bu süreçte bile evden antrenman yapmaya devam ettik, antrenörüm antrenman programımızı bile yaptı. Bu süreyi bardağın dolu tarafını görmeye çalışarak sakatlıklarımın rehabilitasyonu ve ailem ile daha fazla vakit geçirebildiğimiz bir süreç olarak değerlendirdim. 1 Haziran 2020’de Gençlik Spor Bakanımızın yoğun uğraşları ile spor salonları açıldı ve tekrardan antrenmanlara başladığımız bu günden itibaren 2021 Dünya Şampiyonası için çalışmalara başladık. 

Cimnastik yapmayı çok seviyorum.

Bazen belli kırılma noktaları yaşayabiliyoruz. Yeri geldiğinde çok ufak bir olay, yeri geldiğindeyse büyük bir sakatlık… Ama bu gibi olaylar yaşadığımda cimnastiği ne kadar sevdiğimi hatırlatıyorum kendime. Ve dakikalar içerisinde o karamsar düşünce ortadan kalkıyor. Cimnastik yapmayı çok seviyorum, yaparken sanki uçuyormuşum gibi hissediyorum.  

TÜRK sporunun bilim ile daha da gelişmesine öncülük yapmak istiyorum.

Hedefimiz ve en yakın yarışmamız Avrupa Şampiyonası. Yine takım arkadaşlarım Emir Erışık ve Erkut Ergin ile birlikte bu yarışmaya katılacağız. Hedefimiz tabi ki de İstiklal Marşı’nı bir kez daha okutup bayrağımızı göndere çektirmek. Kendi kariyer planlarım arasında ise hem branşımızın içinde kalıp yeni cevherleri ortaya çıkarmak hem de akademik anlamda kendimi geliştirip Türk sporunun bilim ile daha da gelişmesine öncülük etmek var. 

Sponsor konusunda şanslıyım.

Evet sponsorlarım var; Red Bull, Alhatoğlu Zeytinyağları, Köfteci Ramiz, Biocore, Mavi Hospital. Yerli firmalardan global firmalara uzanan bir sponsor yelpazem var. Bu anlamda amatör bireysel bir sporcu olarak kendimi çok şanslı hissediyorum. Sosyal medya ve medyanın desteği, federasyonumuzun ve bakanlığımızın desteği de biz sporcular için ekstradan bir motivasyon kaynağı. 

Spor ile hiçbir şey imkansız değildir.

 Aslında bana en çok sorulan soru. Bugüne kadar spor hayatımı ve eğitim hayatımı nasıl bir arada yürüttüğüm. Cevabı ise tahmin edilenin aksine çok basit. Zamanı iyi değerlendirmek, planlama yapmak. Mesela dersi derste dinleyip, ödevleri teneffüs aralarında yaparsanız ders haricinde yalnızca anlamadığınız ya da kaçırdığınız konuları tekrar ederseniz, yapmanız gereken antrenman için de aileniz için de vaktiniz kalacaktır. Tabii ki bu süreci yönetmek ve üstlenmek ağır bir sorumluluk ama imkansız değil. Ben şu anda aktif olarak 8-9 saatlik antrenmanlar yapıyorum ve aynı zamanda iki üniversite okuyorum. Kendimi antrenör ve hakem olarak geliştirmeye çalışıyorum. Sporun hayatımıza kattığı disiplin ile hiçbir şey imkansız değildir. 

Instagram

Facebook

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!