Rüyalar Hakkında Daha Önce Hiç Duymadığınız 10 İnanılmaz Ayrıntı

Her yıl pek çok bilim insanı ve pek çok organizasyon rüyalar üzerine çalışmalar yürütüyor. Rüyalar üzerine yapılan bu çalışmalar, oniroloji (düşbilim) isimli bilim dalı kapsamında yer alıyor. Rüyalar elbette üzerinde çalışılması çok zor olan alanlardan bir tanesi. Ancak bildiğimiz bir şey var ki, rüyalarımız yaşama bakışımızı, duygularımızı ve düşüncelerimizi fazlaca etkiliyor. İşte son yıllarda rüyalarımızla ilgili elde edilen 10 pek ilginç bilgi:

10. Rüya durumunda beyin aktivitesi

Bugüne kadar yapılan pek çok çalışma, rüya hâlindeyken beyin aktivitemizin çok yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Rüyalar üzerinde çalışırken EEG teknolojisini kullanan bilim insanları, beyin aktivitesinde gözlemlenen değişimleri göz önünde bulundurarak rüya sürecini beş farklı evreye ayırıyor. 1-4 olarak rakamlarla ifade edilen bu evrelere, ayrıca 'hızlı göz hareketi' (REM) adı verilen son bir evre daha ekleniyor ve 1990'larda geliştirilen yeni beyin görüntüleme teknikleri sayesinde bu evreler hakkında oldukça geniş bilgiler ediniliyor. 

Örneğin REM evresindeki insanlar uyandırıldıklarında genellikle rüya görmekte olduklarını belirtiyorlar. Ayrıca REM uykusu sırasında insan beyninin pek çok bölgesinin aktif olduğu, hatta kimi zaman uyanıklık durumundan bile daha aktif olduğu kaydediliyor. Bu bölgelerden bir tanesi, beynin karmaşık görüntüleri anlamlandırmasını sağlayan bölgedir ve REM uykusunda bu bölgede yoğun aktivite gözlemlenmektedir. Ayrıca duygularla ilişkilendirilen limbik sistemde de REM uykusu sırasında yoğun bir aktivite gerçekleşmektedir.

9. Hayvanlar ve rüyalar

Hayvanların da tıpkı insanlar gibi rüya gördüğünden %100 emin olmamızın elbette hiçbir yolu yoktur ancak, onların da bizler gibi REM uyku evresine geçtikleri bilinmektedir. REM uykusu tüm memelilerde görülmektedir ve REM uykusunu 1966 yılında ilk gözlemleyen Frederic Snyder'a göre pek çok hayvan REM evresine geçişten kısa bir süre sonra uyanmaktadır. REM uykusu pek çok kuş türünde de gözlemlenmiştir ancak sürüngen ve diğer soğukkanlı hayvanlarda bu uyku evresine rastlanmamıştır.

8. Esrarlı rüyalar

İlginçtir fakat, düzenli olarak esrar içen insanların büyük bir kısmı hiç rüya görmediğini bildirmektedir. Ancak esrarı bıraktıktan sonra aynı insanlar, son derece yoğun ve canlı rüyalar görmeye başlamışlardır. Canlı rüyalar genellikle REM evresi sırasında görüldüğü için, bu durum akla şu soruyu getirmektedir: THC, REM uykusuna etki eder mi? 

1975 yılında düzenli esrar kullanan ve hiç esrar kullanmayan iki grup insan üzerinde yürütülen çalışma, esrar kullananlarda REM evresinin kısa sürdüğü ya da hiç görülmediğini kaydetmiştir. Başta söylediğimiz gibi, esrarı bırakan insanlarda ise REM süresinin  uzadığı ve beyin aktivitesinin arttığı gözlemlenmiştir.

7. Masalsı rüyalar

Masalsı rüyalar genellikle çok canlıdır ve kişinin hayatını değiştirebilecek bir güce sahiptir. Bu tür rüyalar kimi zaman o kadar etkileyicidir ki, insana uyandıktan sonra yeni bir farkındalık dâhi kazandırabilirler. Kimi durumlarda, masalsı rüya gören insanlar yeni ve inanılmaz bir şey keşfettiklerini düşünebilir ve bu yeni perspektifi yıllar boyunca zihinlerinde taşıyabilirler.

6. Rüyalarda cinsiyet farklılıkları

Erkeklerin ve kadınların rüyaları arasında ayırıcı nitelikler bulmak için bugüne değin pek çok çalışma yürütülmüştür. Ulaşılan sonuçlar ise, kadınların rüyalarında her iki cinsiyetten insanları eşit sıklıkta gördüğü; erkeklerin ise rüyalarında genellikle erkekleri gördüğü yönündedir. Bunun yanında, kadınların rüyalarının genellikle daha uzun ve duygusal içerikli olduğu, erkeklerin rüyalarının ise sıklıkla şiddet içerikli olduğu ve araba, yol gibi öğeleri daha çok barındırdığı kaydedilmiştir. 

İnsanlarda, rüyaların %8'ini cinsel içerikli rüyalar oluşturmaktadır. Bu açıdan cinsiyet farklılığı bulunmamaktadır. Ancak erkeklerin gördüğü rüyalarda cinsel aktivite çoğu zaman bilinmeyen ya da halka açık mekânlarda gerçekleşmekte ve tanımadıkları bir partneri içermekteyken, kadınlarda bunun tam tersi olarak rüyalar ev ortamında geçmekte ve tanınan insanları kapsamaktadır.

5. Karabasan (uyku felci)

Halk arasında karabasan olarak bilinen uyku felci, dünya genelinde milyonlarca insanı etkilemektedir. Bu durum direkt olarak uykunun REM evresinde yaşanan atoni (kas yitimi) ile, yani bir anlamda bu evrede gerçekleşen felç benzeri durum ile ilgilidir. Karabasan, insan beyninin REM evresinden çıkarak uyandığı, ancak geçici felcin devam ettiği durumlarda yaşanmaktadır. 

Bu durumlarda kişi aslında hâlâ rüya görmeye devam etmektedir ve genellikle rüyasının mekânı, içinde bulunduğu oda olmaktadır. Bu sebeple insanın bu durumda bilincinin ne açık olduğu, ne de olmadığı söylenebilir. Kişi, her ne kadar etrafında dönenlerin farkındaysa da, aslında bir yandan hâlâ rüya durumundadır. Bu duruma aynı zamanda aşırı bir tehlike hissi ve halüsinasyonlar eşlik edebilmektedir.

4. Kâbus

Ernest Hartmann, kâbuslar üzerinde çalışan bir tıp doktorudur. Hartmann'a göre en sık görülen kâbus tipi takip edilme ya da kovalanma rüyalarıdır. Yetişkin insanlar genellikle yetişkin bir erkek figürü tarafından takip edildiklerini görürken, çocuklarda bu figür genellikle bir hayvan ya da fantastik bir canlı olmaktadır. Kâbuslara yetişkin insanlarda çocuklara göre daha nâdir rastlanmaktadır ve en çok kâbus görülen yaş aralığı 3-8 yaştır.

Bunun yanında tüm insanlara bakıldığında, %5-10'luk bir kesim her ay en az bir kez kâbus gördüğünü belirtmektedir. Dr. Hartmann, kâbusların direkt olarak günlük aktivitelerimize ve yüzleşmemiz gereken korku ve anksiyete durumlarına bağlı olduğunu düşünmektedir. Bunun yanında uyuşturucu kullanımı, travmatik olaylar ya da kayıp gibi durumlar da kâbus görme sıklığını artırmaktadır.

3. Öncü rüyalar

Rüyaların geleceğe dair haber veriyor olabileceği söylentisini elbet bir yerlerden duymuş ya da düşünmüşsünüzdür. Durum böyle olmasa da, bâzı rüyaların yarattıkları etki sayesinde gündelik hayatımızı değiştirebilecekleri doğrudur. 

Örneğin Mary Shelley, Frankenstein romanını rüyasında gördüğü bir yaratıktan esinlenerek yaratmaya başlamıştır. Öte yandan DNA'nın yapısını 1953 yılında Francis Crick ile birlikte ortaya çıkaran James Watson, daha sonra yaptığı bir açıklamada, rüyasında spiral şeklinde merdivenler gördüğünü belirtmiştir. İlahi bir sebebe bağlanması gerekmeyen bu tür detaylar, insanlara ilham kaynağı olarak yaşadığımız dünyayı değiştirme imkânı doğurmaktadır.

2. Kronik horlama ve rüyalar

Horlama, dünya genelinde en sık rastlanan uyku problemlerinden bir tanesidir ve kronik horlama REM uykusu rahatsızlığına işaret eder. REM evresinde nefes alış-verişler düzensizleşir, tansiyon yükselir, canlı rüyalar görülür ve geçici felç durumu yaşanır. Ancak kronik horlamadan muzdarip olan insanlar, REM sırasında gördükleri rüyaları diğer insanlara oranla daha fazla unuturlar. 

Bunun yanında horlayan insanlarda sıklıkla görülen bir başka durum, REM uykusu sırasında felç yaşamama durumudur. Bu insanlar genellikle uykunun bu evresinde rüya görürken hareket eder, konuşur ve bağırırlar; ancak ertesi gün ne rüyayla, ne de hareket ve konuşmalarıyla ilgili hiçbir şey hatırlamazlar.

1. REM evresi ve zihin gelişimi

REM uykusuna geçerken omuriliğimizdeki sinirlerin işlevi durdurularak geçici felç durumu ortaya çıkar ve beynimizin öğrenme, düşünme ve bilgi depolama ile ilgili kısmı olan serebral korteksteki nöronlar aktive olur. Bu durumun bebeklik dönemindeki beyin gelişimi için önemli olabileceği düşünülmektedir. Çünkü çocuklar, yetişkinlere göre REM evresinde daha uzun süre kalmaktadır.

REM evresi aynı zamanda beyindeki protein miktarının artması anlamına gelmektedir. Bu sebeple uykunun bu evresi, çoğu bilim insanı tarafından zihinsel becerilerin gelişmesi ile ilişkilendirilmektedir.

Popüler İçerikler

Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Ahmet Kural'ın Başrolünde Oynadığı TRT Tabii Dizisi Gassal'ın Tanıtım Afişleri Tepki Çekti!
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
YORUMLAR
29.09.2016

Karabasan hikayem. Üzerimde bi ağırlık var, nefes alamıyorum. Gözüm açık adım gibi eminim, gözümün önünden karanlık şekiller geçiyor, aklıma hakim olmaya çalışıyorum ama elde değil kımıldayamıyorum ve korkuyorum. Hayalet-cin gibi şeyler yok kendine gel diyorum ama hareket edemedikçe de korkum büyüyor. Bir yandan hırıltılar çıkarıyor konuşmaya çalışıyorum. Bi kurtarıcıya ihtiyacım var. Aslında evde olmayan ve salonda kanepede uyuduğunu düşündüğüm anneme yatak odamdan tüm koridoru sürüne sürüne (ki eller ve kollar tamamen hekeketsiz solucan gibi düşün) salona kadar gidip tüm enejimle "hıannnee" diye bağırıyorum. Annem aynı anda tek gözününü açıyor ve bitkin halde kocaman bir nefes vererek yatağımda uyanıyorum. Bi 5-6 saniye daha hareket etmek için çabalayıp sonunda başarıyorum. (Evet sevgili annem beni kurtardı.) ilk işim salona gitmek oldu. Ama evde benden başka kimse yoktu tabi :) ölüm gibi bişeydi. Beni çok etkiledi. Anlatmak istedim.

29.09.2016

Kalbin üzerine (Sol tarafına) ya da yüz üstü yatarsan karabasan riskin çok daha fazla artar. Hatta şöyle okumuştum; kalp sıkışma sonucu durmak üzereyken beyin kalbim durmaması için bazı fonksiyonları yavaşlatıp kişiyi korkuturmuş ki kalp daha hızlı çalışsın. Yani umarım bir daha görmezsin

29.09.2016

#5 teki durumu yaşayan varsa çocukluğumdan beri uyumadan önce bir çok sure ve dua okurum ama maalesef uyku felcinin onunla bir alakası yok, lisedeyken 1 sene boyunca haftada en az 3-4 kere olmak üzere bu durumu yaşardım bir süre sonra paniğim azalmıştı öylece durup bedenimin de uyanmasını beklerdim. Sonradan kendimce sorunu buldum; okuldan gelip 1-2 saat kestirdiğim veya fiziksel aktivitemin fazla olmadığı günlerde uykum daha hafif olduğundan uyku felci geçirmeye daha müsait olduğunu fark ettim, gün içinde dinlenmediğim ve daha yorucu geçen günlerdeyse deliksiz uyuyordum. Umarım faydası olur, hiçbir şey işe yaramıyorsa da en azından uyku felcini astral seyahat için önayak olarak kullanmayı deneyebilirsiniz bende 1 kereliğine işe yaramıştı. (Hala panikliyorsanız onu da denemeyin tabiki)

30.09.2016

okul yillarinda bende cok yasardim. artik olmamasi dedigin gibi is yogunlugunun yorgunlugundan olabilir. o durumdan cikmanin yoluda sakinlesmekden geciyor. kurtulmaya calisip panikledikce daha kotu oluyor ama o sirada bilinc kismen acik oldugundan durumun ne oldugunu anlayip sakinlesince kendiliginden geciyor.

29.09.2016

bunları okusam da ben yine de rüyalarıma bi anlam veremiyorum

TÜM YORUMLARI OKU (22)