Rusya Krizi Tarım Sektörüne Nasıl Yansır?

Türkiye-Rusya arasındaki gerilim bir çok sektörde olduğu gibi tarım sektöründe de belirsizlik yarattı. Yaş meyve sebze ihracatçıları açısından en büyük risk gümrüklerde bekletilen tırlar. Peki bu durum tarım sektörüne nasıl yansır?

Türk savaş uçaklarının sınır ihlali yaptığı gerekçesiyle Suriye sınırı yakınında bir Rus savaş uçağı düşürmesiyle yeni bir kriz ortaya çıktı.

BusinessHT'den İrfan Donat, analizini şöyle aktardı:

'Söz konusu gerilimin siyasi olduğu kadar ekonomik boyutu ve olası yansımalarını tahmin etmeye çalışıyoruz.

Bu konuda iki ülke arasında ilk akla gelen sektör enerji olsa da biz işin tarım tarafına değineceğiz.

Türkiye 2014 yılında toplam 157 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Rusya'ya ise 5,9 milyar dolarlık bir ihracat söz konusu. Bunun da yaklaşık yüzde 13-14'ünü yaş meyve ve sebze ihracatı oluşturuyor.

Rusya'ya geçtiğimiz yıllarda yaptığımız toplam tarımsal ürün ihracatı toplamda ortalama 1,2-1,3 milyar dolar seviyelerinde. Bunun da yaklaşık 1 milyar dolarlık kısmını yaş meyve sebze ihracatı oluşturuyor. Bu da toplam yaş meyve sebze ihracatımızın yaklaşık yüzde 35'ine denk geliyor.

Rusya açısından da en çok sebze meyve tedariği yaptığı ülke Türkiye.

Peki hangi ürünleri ihraç ediyoruz diye bakarsak meyve tarafında narenciye başta olmak üzere üzüm, kiraz, vişne, nar, elma, kayısı, şeftali, incir gibi ürünler ön plana çıkıyor. Sebze tarafında ise domates, biber, hıyar, kabak, soğan, patlıcan ve mantar ilk sıralarda yer alıyor.

Geçtiğimiz yılın ortalarından itibaren Rusya-Ukrayna krizi nedeniyle ABD ve Avrupa'nın Rusya'ya ambargo restine Moskova yönetimi tarımsal ürünlerde ithalat yasağı hamlesi ile karşılık vermişti. Hatta biz o dönemde bunun Türkiye açısından bir fırsat olup olmadığını tartıştık. Ancak sonra görüldü ki Türkiye bu fırsatı özellikle fiyat dezavantajı yüzünden çok fazla değerlendiremedi.

TIR'lar gümrükte bekletiliyor

Şimdi ise Türkiye, Rusya'nın Avrupa Birliği ve ABD'den tarımsal ürün ithalatına karşı uyguladığı ambargonun bir benzeri ile karşı karşıya.

Bir benzeri diyoruz çünkü şu an böyle bir ambargo söz konusu değil. Kremlin yönetimi, 'Türkiye'ye yaptırım uygulamayı düşünmüyoruz. Türk ürünlerine ambargomuz yok' diyor. ancak Türk ürünlerine karşı Rusya gümrüklerinde denetim ve uygulamalarda zorluklar çıkarılmaya çoktan başlandı.

Bu konuda son açıklama Rusya Tarım Bakanlığı'ndan geldi. Türk gıda ürünlerine denetimlerin sıkılaştırılacağını açıklayan Rusya, gümrüklerde ürünlerin sağlık açısından denetimi ve biyogüvenlik adı altında bekletmeye başladı.

Türkiye'den ithal edilen gıda ürünlerinin yüzde 15'inin Rus düzenlemelerine uymadığına dikkat çeken Rusya Tarım Bakanlığı, hükümetin gıda güvenliği kurumu Rosselkhoznadzor'a denetimin sıkılaştırılması için talimat verdiğini açıkladı.

Ayda ortalama 3 bin tırın sefer yaptığı Rusya'da gümrük kapısında tır kuyruğu oluşmaya başladı.

Herhangi bir makine ya da başka bir ürün için gümrüklerde bekletilme bir şekilde tolere edilebilir ancak gıda ürünlerinde bu durum ciddi bir kriz yaratır. Özellikle yaş meyve ve sebze başta olmak üzere bir çok ürünün tarladan sofraya kadarki süreçte zamanla yarışı söz konusu. Hele bu ürün bir de yurtdışına gidiyorsa lojistiğin zamanlaması daha da kritik bir önem kazanıyor.

İhracatçı 'bekle ve gör' politikası izliyor

Geçen her saat ya da gün ürünün kaybı anlamına geliyor ki bu tıpkı daha önce olduğu gibi bazı sebze ve meyvelerin geri gönderilmesi riskini de artırıyor.

Peki bu işten sadece ihracatçı mı zarar görür? Tabii ki hayır.

Hatırlarsanız bu yıl içinde bazı Türk gıda ihracatçısı firmalar Ruble ile iş yapmış ve Rus para birimindeki ciddi değer kaybı ile büyük sıkıntılar yaşamışlardı. Hatta bazı şirketler iflas etmişti. Bu olumsuz gelişmeler 3-5 ay vadeli ürün satan üreticilere de yansımış ve bazı üreticiler zora giren ihracatçı firmalardan paralarını almakta zorlanmıştı.

Umarız benzer tablo yeniden yaşanmaz ancak mevcut şartlarda bu riskleri de görmezden gelemeyiz.

İhracatçı şu an 'bekle ve gör' politikası izliyor. Siyasilerin ağızlarından çıkacak açıklamalara bakıyor.

Bu durumun ihracat tarafındaki olumsuz yansıması kadar iç piyasaya yansımaları da olabilir. Özellikle narenciye başta olmak üzere yaş meyve sebze tarafında yurtiçi fiyatlar bu durumdan etkilenebilir.

Aslında bu gerilim yine gösteriyor ki tarımda her zaman alternatif pazar arayışımız sürmek zorunda. Başta Asya olmak üzere alım gücü her geçen gün artan ekonomilere farklı ürünler sunma fırsatını Türkiye daha fazla değerlendirmek zorunda. Pazar çeşitliliği kadar katma değerli ürünlere daha fazla yönelmenin önemi de ortaya çıkıyor.

İrfan Donat, BusinessHT

Popüler İçerikler

Doğu Ekspresi Seyahatinin O Kadar da Romantik Olmadığını Söyleyen Adam Bilinmeyenleri Anlattı
Yönetmen İlker Canikligil'in "Kaçak Film" Çıkışına Röportaj Adam'dan Aşırı Haklı Tepki
Real Madrid - Leganes Maçına 11'de Başlayan Arda Güler Yine Büyüledi