Rusya'daki Şaman Türk Kabilesi Nenet'in Hayatı Sizi Özünüze Döndürecek! Ural Altay Dağlarında Göçebe Yaşam

Rusya'da Ural Altay dağlarının eteklerinde birçok göçebe kabile yaşıyor. Sovyet Rusya'nın yıkılışından da büyük ölçüde etkilenmiş olmalarına karşın birçok Türk hala bu bölgelerde kalmaya devam etmiş. Onlardan bir tanesi de Nenet kabilesi. Nenet insanlarının yaşamı İslamdan önce Türklerin nasıl yaşadığına adeta ışık tutuyor. Gelin birlikte hala konar göçer bir hayat süren Nenet Türklerinin hayatına bakalım...

Nenetler Rusya'ya bağlı Ural-Altay dağlarında yaşayan, Türk bir kabile.

2010 ulusal nüfus sayımına göre, Rusya Federasyonu'nda 44 bin 640 Nenet yaşamakta. Nenetler, Samoyedik halkı adıyla da tanınıyor. Ural-Altay dil ailesinin Ural bölümüne mensup bir dil konuşuyorlar. Kendilerine ait alfabelerini 1932'de Kiril alfabesi kullanarak oluşturmuşlar. Bazı kesim Türkçe'ye benzer bir dil konuşuyor. Yani şu an orada olsanız büyük ölçüde konuşma dilinde onlarla anlaşabilirsiniz.

Çoğunlukla şamanistler ama müslüman olanlar da mevcut.

Nenetler kendi içlerinde birkaç topluluğa ayrılıyorlar. Yamalo Nenetleri özerk bir topluluk. Okrugu Nenetleri ile eski Taimyr Nenetleri ise Aok'ta yaşıyor. Tundra ve Tümen bölgelerine yayılmış durumdalar. Burası Kanin Yarımadası'ndan Yenisey Deltası'na kadar Samoyed bölgeleri arasında merkezi bir yer tutuyor. Hala antik göç yollarını kullanarak göç ediyorlar.

Balıkçılık ile geçim sağlıyorlar.

Şamanist olan Nenet kabile üyeleri mesleklerini kutsal görüyor. Ağaçlarda, dağda, suda, havada mesken tutan iyilik tanrıları ve uyuyan ruhlara olan inançları sebebiyle balık tüketmenin de iyi bir insan olabilmek için faydalı olduğunu düşünüyorlar. Gök tanrıya inanıyorlar.

Ren geyiği etini çiğ olarak tüketiyorlar.

Ren geyiği yetiştiriciliği konusundaki uzmanlıkları insanları oldukça şaşırtıyor. Onlarla iç içe topraklarında yüzyıllarca yaşamaktan doğan deneyim, Sovyet yönetiminin yıkıcı çabalarına rağmen boyun eğmemelerine yetti. Nenet topraklarındaki ilk kollektif çiftlikler 1929'da kuruldu. Ancak kolektivizasyon 20 yıl sonra ideolojik beyin yıkama, din değiştirmeye zorlama, siyasi propaganda ve baskılara dönüştü. Ren geyiği yetiştiricileri, sömürüye karşı silahlı mücadele vermek zorunda kaldılar. O kadar güçlülerdi ki Sovyet ordusu onlara karşı uçakla saldırmak zorunda kalmıştı. Yine de topraklarına ve göçebe yaşam tarzlarına sıkı sıkı tutundular ve bugün hala geleneklerini devam ettiriyorlar.

Klanlara ayrılarak ve yardımlaşarak günlük işlerini tamamlıyorlar.

Çok soğuk bölgelerde yaşadıklarından neredeyse hava geçirmez kıyafetlere sahipler. İşlerini büyük bir seferberlik ve yardımlaşma düzeni içerisinde halletmeleri ile biliniyorlar. Ortak soydan geldiklerini iddia eden insanların klanlarının kendi bölgelerinin yanı sıra ortak mezar ve kurbanlık alanları ve klan sembolleri ve işaretleri var. Bireyler kendi klanlarının dışından insanlarla da evleniyorlar. Farklı yeteneklere sahip birkaç şaman sınıfı var ve şaman kadınlar toplumun en alt konumunda bulunuyor. Pek fazla iletişim kurmuyorlar ve sadece işlerini yapıyorlar.

Genetik olarak güçlü bir yapıya sahipler.

Antropolojik olarak Nenetler, ortalamadan daha güçlü Mongoloid özelliklere sahip bir Ural ırkı. Genellikle kısa boylular ve ortalama bir erkek boyu 158 cm. Tıknaz bir yapıya sahipler. Yüzlerinin geniş ve düz olmaları ile tanınıyorlar. Sakallarının pek uzamadığı bir gene sahipler. 

Gözleri hafif çekik ve, saçlar ile birlikte siyah ya da kahverengi renk dışında başka bir renk nadiren görülüyor. Görünüş olarak Nenetler, Ostyak'ların çoğuna benzetilerek karıştırılıyor ancak daha fazla Mongoloid özellik gösteriyorlar.

Hala göçebe bir hayat yaşıyorlar. Kışın bozkırlara, yazın ise ormanın serin bölgelerine göç ediyorlar.

Rus Devrimi'nden sonra, kültürleri Sovyet kolektivizasyon politikası nedeniyle yok olma kıyısına geldi. Sovyetler Birliği hükümeti göçebe yaşam tarzlarına son verip onları kalıcı olarak yerleşik hayata geçmeye zorladı.

Köylere yerleşmek zorunda kaldılar ve çocukları devlet yatılı okullarında eğitim gördü, bu da kültürel kimliklerinin aşınmasına ve asimile olmalarına neden oldu. Birçoğu, özellikle Nenets Özerk Okrugu'nda anadillerini kaybetti. O zaman konuştukları dilin Öz Türkçe'ye yakın olduğu bilinmekte.

Göç yolları zaman geçtikçe kapanma tehlikesi ile daha çok karşı karşıya kalıyor.

Topraklarına verilen çevresel zarar, sanayileşme kolonizasyonu ve iklim değişikliği nedeniyle birçok Nenet başka ülkelere göç etmek zorunda kaldı. Gaz ve petrol endüstrisi nedeniyle de ren geyiği meraları gittikçe küçülüyor ve Yamal Yarımadası gibi bazı bölgelerde aşırı otlatılarak Nenet yaşam tarzını daha da tehlikeye atıyor. Göç yollarını takip edebilmek için geçmeleri gereken bazı topraklara yalnızca kış aylarında erişilebiliyor. Küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin göçebe Nenet ren geyiği çobanları üzerindeki etkileri göz ardı edilemez bir seviyeye ulaştı. Gecikmiş sonbahar donmasıyla birleşen erken ilkbahar erimeleri, ren geyiği ve çobanların donmuş tundrayı geçme yeteneğini etkiliyor ve göç edemiyorlar. Bazı gelenekler modern zamanın sorunları ile birlikte yavaş yavaş yok olmaya mahkum gibi duruyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Mini Etekler Nasıl Moda Oldu?
Titanik Gemisi'nin Daha Önce Hiç Görülmemiş Enkaz Görüntüleri Ortaya Çıkartıldı!
'Bahtsız Bedeviler' Sözündeki Bedeviler Gerçekte Kimler? Bedouin Kabilesi'nin Çöllerdeki İlginç Hayatı

Popüler İçerikler

Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı