Ruhun Kası Var Mıdır ya da Acaba İrade Dediğimiz Şey Ruhumuzun Kasları Mıdır?

Ve buna da “hayat içerisinde kendimizi geliştirebilmek, ilerleyebilmek; bedene, duyguya, zihne hâkim olabilmek, kararlarımızda netleşebilmek ve tekâmül edebilmek için acaba hangi enstrümana ihtiyacımız vardır?” diyerek tamamlayıcı bir soru ilave edelim.

Hayat içinde iradelerini iyi kullanan insanların karar verebilme güçlerinin çok daha yüksek olduğunu görürüz. Örneğin; bugün dünyada babadan, anadan yani aile vesilesiyle değil de kendisi zengin olan insanların - mesela CEO’ların, ya da yüksek maaş alan insanların - karar vericiler olduklarını görürüz. Bir karar vererek çok yüksek paralar, kazançlar elde ederler. İşte bu karar verebilme gücü aslında ayırt edebilme gücüdür.

Biz, doğruyu yanlıştan, pozitifi negatiften anbean ayırabilme gücümüzü geliştirdikçe, aslında ruh kaslarımızı geliştiririz.

Yani bir davranışın, herhangi bir durumun bize faydalı ya da faydasız olduğunun idrakidir bu. Ve o idrake göre adım atabilme yani fark ettiğini hayat içinde uygulayabilme melekemiz ise iradedir. Ve biz ne kadar iradeliysek ruh kaslarımız da o kadar güçlü yani, madde üzerindeki hâkimiyetimiz o kadar yüksektir.

Diyelim ki bedeninizi geliştirecek, kaslarınızı güçlendirecek ya da bedeninizi daha sağlam, zinde ve dinç hâle getireceksiniz. Ne yaparsınız? Egzersizler... Bacaklarınız için yürüyüşler, koşular, hareketler yaparsınız. Kollarınız için bazen ağırlık kaldırırsınız, barfiks yaparsınız, şınav çekersiniz. Çeşitli hareketlerle fiziksel kaslarınızı hareket ettirir ve bunları güçlendirirsiniz.

İşte irade kaslarımızı da bu şekilde çalıştırmamız bu yüzden çok önemlidir. Yani karar verdiğiniz bir konuda irade göstererek, ‘’bunu yerim, bunu yemem’’ dersiniz. Onun için oruç mekanizmaları vardır. Sadece beslenmeyle ilgili de değil; söz, alan korumak ya da herhangi bir alışkanlık konusunda da iradeyi doğru kullanmak ve iradenin gücü ile orada gerekeni yapmak çok önemlidir.

Burada tabii ki iradeyi çeşitli noktalardan etkisi altına alan durumlar olabilir. Özellikle duygular, duyguların da ötesinde duygusallıklar yani duygularla insanı aşağı doğru çekme gibi çeşitli olaylar, frekanslar iradeyi zayıflatmak üzere çeşitli görevler yapabilirler.

Özellikle, çeşitli korku ve endişe imajinasyonları ya da kodlamaları iradenizi zayıflatılabilir; sizin hayatınızla, geleceğinizle ilgili karar verebilmenizle ilgili sizi zayıflatabilir ya da önünüze engeller koyabilir.

Onun için iradenizi en küçük basamaktan başlayarak güçlendirmek çok önemlidir. Yani küçük antrenmanlarla, küçük oruçlarla… Örneğin; belli bir saat kadar konuşmama orucu gibi, belli bir yere gitme-gitmeme, belli bir işi yapma-yapmama, telefon orucu, sosyal medya orucu gibi... Eğer belli bir programa bağımlılığımız varsa, o programın bağımlılığından korunma orucu gibi…

Oruçla şunu bileceksiniz ki; “varlığımı idare eden benim ve bu beden içerisinde benim sözüm geçer.” Şayet kendinize, hayatınıza ve kendi varlığınıza sözünüz geçmiyorsa işte o zaman başkalarının sözü geçer; dış tesirler sizi yönetmeye başlar.

Dış tesirler sizi yönetmeye başlıyorsa da o andan itibaren artık siz kendi varlığınızın efendiliğini dışarıya, başkalarına vermiş olursunuz. İşte bu sebeple insanların çok büyük bir kısmı başkaları tarafından yönetilir hâle gelir.

Oysaki sadece o “bir” olana; özünden, varlığından, Yaradan'dan aldığı gücü, enerjiyi tam olarak hissedip kulluk etmek önemliyken kula kulluk etmeye başlanır. İşte bugün gerek reklamlarla gerekse çeşitli sosyal medya kanalları ya da görsel algılarla kişinin iradesi ele geçirilebilir, başkaları tarafından yönetilebilir.

Onun için burada iradeyi geliştirebilmek en önemli unsurlarımızdan bir tanesidir. Gerçek ruhsallık, iradenin güçlenmiş olması ve bunun kişinin varlığının yani özünün yolunda kullanılabilmesidir. “Dediğim dediklik” değildir. 

Böylesi yine hırsın, öfkenin, kızgınlığın, arkada egonun yönetimi altında olmaktır. İşte irade bunları birbirinden ayırır. Hangi alanda olursa olsun, doğru karar verebilme, seçim yapabilme; yaptığınız seçimin gelişiminize, tekamülünüze faydası olup olmadığının bilgisiyle gelişmesi durumudur.

Eğer bunu gerçekten ruhunuza, varlığınıza hizmet amacıyla değil de sadece maddi konfor ve dünyanın size sağlayacağı alan içerisinde düşünürseniz, bu “sığ” yaklaşım da sizi maddeye kul, köle hatta mahkûm edebilir. 

O yüzden ruh kaslarımızı güçlendirelim; irademizle hayatımızı, geleceğimizi faydaya yani bütüne katkıya yönlendirelim.

Sevgilerimle.

Instagram

Twitter

YouTube

Facebook

Web

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Beklenen Gün Geldi: Birbirinden Ünlü İsimler Saygı1 Formatının İkinci Konuğu Sertab Erener İçin Sahneye Çıktı!