'Öldüğünüzde ruhunuz bedeninizden ayrılır ve bedeniniz 21 gram kaybeder.' tarzında bir söylemi mutlaka duymuşsunuzdur. Peki ya bu söylemin kaynağı nedir? 1907 yılında ölüler üzerinde deney yapan bir bilim insanı, cesetlerin kaybettiği 21 gramlık ağırlığı ruhlarının ağırlığı olarak tanımladı. Gelin hep birlikte bu içeriğimize göz atalım...
Her hastanın yalnızca kesin ölüm saatini değil, aynı zamanda yatakta geçirdiği toplam süreyi ve nefes verme anında meydana gelen ağırlık değişikliklerini de kaydetti.
Clark, MacDougall'ın belirlediği bu 21 gramın ölüm anında akciğerlerin kanı soğutmayı durdurarak vücut sıcaklığının hafifçe yükselmesine neden olduğunu ve bunun da cildin terlemesine neden olduğunu belirtti.
1920 yılında hayatını kaybeden MacDougall geriye sadece gerçekleştirdiği deneyleri ve deney sonuçlarını bilim dünyasına miras olarak bıraktı.
Ruhun 21 gram ağırlığında olduğu fikri romanlarda, şarkılarda ve filmlerde kullanıldı. Dan Brown, MacDougall'ın deneylerini The Lost Symbol adlı kitapta ayrıntılı olarak anlattı.
Kan, dolaşım sisteminde hareket etmeyi durdurarak vücut ısısını aniden yükseltir ve daha fazla terlemeye neden olur.
Bu tür yanlış bilgiler çok çabuk yayılıp kabul görüyor nedense. Özellikle Türkiye'de dogmatik bir bilginin sonunda "bilimsel olarak kanıtlandı" vurgusu ile yapılmış haberleri çok sık görürsünüz.
Ruhun bir kütlesi olduğuna inanmasam da buradaki açıklama da bana mantıklı gelmedi. Bahsedilen şeyler belli bir süre alan şeyler. Oysaki deneyde kişi öldüğü anda 21 gram hafiflediği söyleniyor. Hani ciğerde kalan son hava da dışarıya kaçar falan gibi bir açıklama bile daha mantıklı olur.
Adamın deneyleri 21 gram ağırlında. Yani her insansın öldükten sonra ki idrar, dışkı ve ter kayıpları aynı 21 gram ağırlığınamı denk geliyor bu diğerinden de saçma.