Rüyadan uyanmaya hazır mısın? Bu 7 işaret ne olabilir?
Rüyadan uyanmaya hazır mısın? Bu 7 işaret ne olabilir?
Dışarıdan bakıldığında hayatında bir eksik yoktur, ama ruhunda anlamını yitirmiş bir yankı dolaşır. Sanki bireyler eksik, yarım kalmış ya da hiç yapılmamış es geçilmiş gibidir, bir şeyleri hatırlamak üzeresindir ama dilinin ucuna gelmez.
İşte o an…
Ruhsal yolculuğun ilk kapısı açılır.
Kimi için bir kayıp,
kimi için bir haberci rüya,
kimi için sessiz bir gecede gelen bir sezgiyle başlar bu yol, yolculuk…
Ve çoğu zaman kişi fark etmeden çoktan yola çıkmıştır….
Çünkü ruh bilir.
Biz bilmeden biliriz ya işte öyle…
Eğer sende bireyler eksik ,anlamsız hissediyorsan sana birkaç ip ucu özetledim;
Bu yolculukta bazı işaretler vardır….
Ruhsal dönüşümün başladığını haber veren, görünmeyen ama hissedilen, sezilen işaretler…
Alıştığın düzen, artık seni sıkmaya başlar...
Konuşmalar anlamsız, yüzeysel gelir,
kalabalıklar boğar.
Bilgelik yolu kalabalıkta alınmaz.
Kaliteli bir tek başınalık sana çekici gelmeye başlar.
İçin için bir şey seni “başka bir yere, yöne” çağırır.
Ama nereye?
İzleri takip et, rehberlik seninle…
Onların tesadüf değil de tevafuk olduğunu anlarsın…
Aynı saatleri görürsün. (11.11)
Bir şeyi düşünürsün, hemen olur.
Aklından geçirirsin arar, olur.
Evren, doğa seninle fısıltılarla konuşmaya başlar.
Kalabalıkta duyamazsın,
fısıltıları duymak, sessizliği dinleyebilenlerin işidir öyle ya...
Yalnızlık yerine kaliteli bir tek başınalığı seçersin;
Tek başınalık seni korkutmaz artık….
Aksine, ona ihtiyaç duyarsın. Çünkü kalabalıklar seni değil, sadece egonu besliyordur…
Ruh, ancak sessizlikte sana yaklaşır.
Ruhunu dinlemeye ne dersin?
Yavaşla…
İşler bozulur, insanlar gider, planlar yıkılır…
Düzen bozulur, alt üst olur.
Bu yıkım bir ceza değil, hazırlıktır.
Yeni bir sen doğmadan önce eski yapılar yıkılmalıdır.
Depremden sonra ışıklar sızar…
İnsanları, bazı şeyleri olması gereken yere alır ,alamazsa fırlatır…
Balinanın karnı, ateşin koru, kuyunun dibi…
Yardım ve rehberlik hazır olduğunda seninle olacaktır.
Ama bu gözle görülen biri ya da şey değil….
İçinde hissettiğin bir varlık, bir rehber, bir dost, bir melek gibi…
Belki bir rüyada sana seslenir, belki bir şarkının sözlerinde sana konuşur, belki de kitabın sayfasını açıp cevap istediğinde sana dillenir…
Ama hep aynı şeyi fısıldar:
“Hatırla….”
Zihin susar, sezgi konuşur….
Kalp değil, yürek değil, gönlünle bağlantı kurarsın…
Artık dışarıya değil, içeriye bakarsın….
Doğruyu dışarıda aramak yerine, içinde bulmaya başlarsın…
Tam da iman tahtanın oradan sana fısıldar…
Bazen de tam da kulağına…
Sadece kendin için değil, bir bütün için yaşamak istersin…
Birlik bilinci seni davet etmektedir.
Ruhun ışığı sadece seni değil, başkalarını da ısıtsın istersin…
Hatırlarsın:
Birlikten geldik, birliğe döneceğiz…
Az kaldı…
Bazen bu dünya, çok gerçek bir rüya gibi gelir.
Her şey hızlı, karmaşık, bulanık, sisli…
Ama ruhun, bu rüyanın içinde sessizce fısıldar:
“Sen uyumuyorsun, sadece hatırlamıyorsun,hatrla…”
Ve işte o hatırlayış başlasa…
Hayat, sıradanlıktan, ödevlerden, egodan kutsallığa döner.
Her olay bir mesaj, her acı bir öğretmen, her insan bir ayna olur…
Doğayı okursun…
İnsanlar, kitaplar dillenir.
Bu yazıyı bir bilgi olarak değil, bir çağrı olarak oku…
Çağrının izlerini takip etmeye
Hazır mısın?
Cesaretin var mı?
Belki de bu satırlar, ruhunun çoktan bildiği bir şeyi sana yeniden hatırlatmak için geldi.
Unutma:
Ruhsal yolculuk, bir varış değil; uyanış meselesidir…
Bu yolda hazla, huzurla, sefayla, afiyetle, bollukla, bereketle, sağlıkla yol almamızı diledim..
Ve öyle de oldu…
Çünkü mümkün, güvenli ve hakkımız…
Tüm Onedio okurlarıma iyi gelmesi niyetiyle, bolca koşulsuz sevgiyle…
Bilin istedim…