'Yayıncılarımıza Önemli Uyarı!
Herkesin malumu olduğu üzere ülkemizde yayın yapan radyo ve televizyonlar yeni bir yayın dönemine başladı.
Öncelikle tüm yayıncılarımız için hayırlı ve bereketli bir yayın dönemi temenni ediyorum.
Bu dönemin başlangıcında bazı uyarıları tekrar yapmayı zaruri görüyoruz. Çünkü geçtiğimiz yayın döneminde yayıncılık ilkeleri ihlalleri nedeniyle çok arzu etmesek de bazı müeyyideleri uygulamak zorunda kaldık.
Hem yayınlar yoluyla bazı toplumsal sorunların körüklenmemesi hem de yayıncılarımızın mağdur olmaması açısından uyarılarımızın dikkate alınması çok önemlidir.'
'Bilindiği üzere son günlerde kadına ve çocuklara yönelik şiddet olayları başta olmak üzere şiddetle ilgili adli konular medyamızın gündemine düşmektedir. Bu elim olayların medyada işleniş biçimleri ise maalesef kendilerinden beklenen olgunluktan, basın meslek ilkelerine riayet etmekten çok uzaktır. Mahkemelerin verdikleri yayın yasaklarının hiçe sayıldığı, mağdurların ve yakınlarının medya aracılığıyla tekrar tekrar mağdur edildiği bir yayıncılık anlayışıyla karşılaştık.'
'Geçtiğimiz dönemde RTÜK olarak,
'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Etik İlkeleri' ve
'Spor Programları Yayın Etik İlkeleri',
'Haber Bültenlerinde de Akıllı İşaretler Uygulanması' kararlarını alarak ilan ettik. Üst Kurulda alınan ilke kararları tüm medyamızı bağlayıcı niteliktedir.'
*Medyamız reyting şehvetine kapılarak hassasiyetlerden uzak sorumsuz bir yayın politikası yürütemez.
*Medya, kaynağı belirsiz dedikodu ve iddiaları gündeme getiremez.
*Her türlü şiddet olayları çocukların ekran başında olabileceği saatlerde televizyonlara taşınamaz.
*Fedakârca görev yapan ülkemizin güvenlik güçleri canlarını ortaya koyarak şehit düşerken suç ve suçluyla mücadele edilmediği izlenimi doğuracak yayınlar fütursuzca yapılamaz.
*Medya, dizi filmlerde veyahut başka yapımlarda şiddeti özendiremez, normalleştiremez, asla ve asla makul gösteremez.
*Basın ve ifade özgürlüğü insanların mağduriyetlerine sebep olacak bir şekilde kullanılamaz.
*Bilhassa vicdanları yaralayan üzücü toplumsal olaylarda vicdansızca yayın yapılamaz.
yahu yirmi senedir diyoruz, şiddete karşı bilinçlendirme yapmakla şiddeti normalleştirmek arasındaki çizgi çok ince diye. tv'de bunun örnekleri şöyle şöyle diye... arkadaşım marul zekalı mısınız, 20 yıl mı sürüyo anlamanız? şarap kadehini sansürleyip saçından sürünen kadınları normalleştirdiniz. artık yeterince şiddet istismar olmayan dizi izlenmiyo bile. senaristler çocuk gelin yazalım, iyi reyting gelir derken sansürlenen kadınların dekoltesi, milletin birası oldu televizyonlarda. etik anlayışlarımız o kadar farklı ki sizin cindinize sizin cinsiniz dilinden bişey söyleyemiyorum. dıhandım, vallaha dıhandım
Ha, ha, haaaa, günaydıııııınnn
faturayı en alakasız faktöre kestik mi gene..