Sözcü'den Can Özçelik'in haberine göre, ÇOMÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah Akın, 20 Şubat'ta “Radyo Ton” isimli yayın kuruluşunda katıldığı bir programda “1924'te Çanakkale ve Bursa'da genelev olarak kullanılan camiler var” ifadeleri kullanmıştı. Bu sözler üzerine RTÜK üyeleri İlhan Taşçı ve İsmet Demirdöğen Radyo Ton'u şikayet etti.
Şikayet üzerine yapılan değerlendirmede radyo yayınında Doç. Dr. Abdullah Akın'ın söylediği sözlerin “hakaret içermediği” belirtildi. RTÜK raporunda Akın'ın, “1924'te Çanakkale ve Bursa'da genelev olarak kullanılan camiler var” ifadelerinin Cumhuriyet siyasal hayatı hakkında yorumlar olduğu ve bu sözlerin “eleştirel ve ifade özgürlüğü” kapsamına girdiği iddia edildi.
RTÜK raporunda Radyo Ton'a ceza verilmemesi gerektiği şu sözlerle savunuldu:
“Siyasal çatışmaların veya rekabetin bir sonucu olarak örgütlerin veya partilerin eleştirilmesi, itham edilmeleri demokratik bir ülkede ifade özgürlüğünün gereği olarak kabul edilmelidir. Yayının şikayete konu olan bölümünde konuk tarafından sadece eleştirel ifadeler kullanılmıştır. Anlatılanların doğruluğunun ya da yanlışlığının tarafımızca açıklığa kavuşturulması mümkün değildir, bunların ancak bağımsız mahkemelerce karara bağlanabileceği değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, Radyo Ton isimli medya hizmet sağlayıcının söz konusu yayınında ihlal olmadığı, değerlendirilmiştir.”
Akın'ın programda yaptığı konuşma tepkilere neden olmuş ve ÇOMÜ açıklama yapmak zorunda kalmıştı. Üniversite Akın hakkında soruşturma başlatmış ve disiplin cezası verildiğini açıklamıştı.
Camiler 2002'den sonra ahıra çevrilmeye başlandı.
Şimdi ben buna "Cemiyet-i Müderrisin Cemiyeti, Teal-i İslam Cemiyeti gibi cemiyetlerde çalışan, Divitli Eşref Hoca'nın, Şeyhülislam Mustafa Sabri'nin ve Alaşehir, İpsala müftüleri ile Edirne Te'min gazetesine yazan Müftü Hilmi Efendi'nin karılarını Yunan askerlerine pazarladığı yerler oldukları için camiler geneleve dönüştürülmüştür" desem, üstüne de "Yunan askeri için köylerden zorla el konulup maviye boyanan koyunları barındırdıkları için ahıra dönmüştür, haklıdır" desem, sonra da "bu camileri yine camiye çevirenler Cumhuriyet Halk Fırkasıdır" desem; onca gerçeğe rağmen ben "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" yüzünden ceza alırım ama bu herifin ifade özgürlüğü olur.
Bu adamın söylemi siyasal eleştiri oluyor,Berna Laçin in söylemi tutuklama nedeni.Tarafsızlık yok,özgür ifade yok susturuluyoruz çok bunaldım.Çocuklarımızın yıllardır başına gelenlere baş kaldıramıyoruz ,eleştiremiyoruz tecavüzcü hocalarınızın,vakıflarınızın suçunu örtbas ettiniz kimse gıkını çıkaramadı,ancak sosyal medyada söyleniyoruz o kadar.Adınız adalet ve kalkınma,adalet yok kalkınma hiç yok.Valla depresyondayim en önem verdiğimiz konu namustur ama çocuklarımızın kadınlarımızın namusunu koruyamıyoruz.YETER ARTIK,NAMUSUMUZU KORU