''Tarım ülkesiyiz'', ''kendine yeten bir ülkeyiz'', ''bereketli topraklar'' gibi eskinin popüler lafları yalandan bile olsa konuşulamıyor. Çünkü nispeten uygun olan sebze fiyatları bile tavana vurmuş durumda. Kimi yaşanan felaketleri, kimi fırsatçıları kimi de acayip acayip komplo teorilerini öne sürse de etiketler eksi yönde düşüş göstermiyor.
Biz de ülkemizden trajikomik manzaraları aktaran arkadaşların paylaşımlarını derledik.
Taze soğanı evde çatıda biz kendimiz dikip üretmeye başladık. Dondurucu soğuk olmadığı sürece çok rahat yetişen bir bitki. Nasıl bu kadar pahalı olabilir anlayamıyorum. Üreticiden çıkışı kaç para?
Bekar olduğumdan her zaman taneyle alış veriş yaparım. Bi limon bi patlıcan iki domates... Olsaydı karpuzu bile bi dilim iki dilim şeklinde alırdım o derece. Ama benim için bile fiyatlar çok. Artık evliler de tane hesabıyla alacak sebzeyi meyveyi. Çoluk çocuk üçe dörde bölüşüp tadımlık yersiniz artık.
Japonya'ya gittiğimde sebze meyveyi tane ile satın aldıklarını görünce yuh demiştim. Ama geleceğiz, geliyoruz derken o noktaya geldik. Yazıklar olsun ! hadi o adamlarda ülkede tarım yaapcak arazi yok ve ağırlığı teknoloji yatırımlarına verdikleri için onlara tarım ürünleri ithalatı koymuyor. Siz nasıl başardınız bu ülkeyi bu hale getirmeye?