Risk Almaya Hazır mısın? Girişimcilikte Risk Faktörleri Nelerdir?

Çağımızın kendimizi geliştirmek için anahtar niteliklerinden biri olan girişimcilik, zor ve meşakkatli bir yol olmasına rağmen kendimizi geliştirmemiz yönünde temel etkenlerden. Risk de girişimciliğin önemli bir faktörü. Çünkü yapılan her bir yeniliğin veya değişikliğin karşı bir tepkisi olur. Girişimcilik bazında bakarsak da bu karşı tepkiye risk diyebiliriz. Zaman zaman yeni bir işe adım atacağımızda öngöremediğimiz riskler bizleri korkutup hatalar yapmamıza sebep olabilir. Eğer riskleri gerçekleşmeden önce daha iyi analiz edebilirsek hazırlıklı olabiliriz ve en az hatayla durumu atlatabiliriz.

Analiz etmemiz için öncellikle risk faktörlerini bilmemiz gerekir. Gelin bu içerikte risk faktörlerini 4 ana konu üzerinden birlikte inceleyelim...

Ekonomik risk faktörü.

Ekonomik risk aslında en zorlanacağımız risk faktörü. Çünkü ekonomik riskler birçok şekilde karşımıza çıkabilir. Bireylerin ekonomik riski algılama şekillerini etkileyen önemli bir faktör; duygusal zeka. Ekonomik risk ele alındığında, duygusal zekâ ve heyecan arayışı arasındaki ilişkiye bağlı olarak duygusal zekâları yüksek olan bireylerin daha çok ekonomik risk aldıkları varsayılıyor. Aldığınız ekonomik riskler sonuçlarına göre sizi geliştirebilir diyebiliriz.

Ekonomik riskleri örneklemeler yaparak daha da özümseyelim ki zamanı geldiğin de hazırlıklı olalım.

Özellikle yeni bir girişime başlarken eğer bu projeniz yüksek maliyetliyse yatırımcıya veya yatırımcılara ihtiyaç duyabiliriz. Fikriniz ne kadar yaratıcı ve iyi bir fikir olursa olsun yatırımcı bulmakta zorluk çekebilirsiniz. Yatırımcı bulduktan sonra da ne yazık ki bu sorununuz bitmemiş olabilir. Yatırımcı size verdiği sözü bozup projeden vazgeçebilir. Sizde bu duruma hazırlıklı değilseniz başladığınız yere geri dönersiniz. Hazırlıklı olmanın yoluysa bu duruma karşı alternatif sermayeler bulmak veya tek bir yatırımcıya bel bağlamamak alternatifler hazırlamak.

Haksız rekabet sonucunda pazarın dışında kalmak ve projeye yatırılan sermayenin kaybedilmesi.

Günümüz global dünyasında rekabet girişimcileri en zorlayan etkenlerden biri. Güzel ve yenilikçi bir fikirle yeni bir işletme veya kurum kurabilirsiniz ama emin olun ki bu yeni fikrinizin çok fazla rakibi olacak. Bazıları sizin fikrinizi kopyalayacak veya sizin fikrinizin gelişmiş versiyonlarını daha büyük bütçelerle piyasaya sunacak bu da sizi yavaş yavaş sizi pazarın dışına itebilir. Eğer pazarın dışına çıkarsanız ve tekrardan dahil olamazsınız yeni girişiminize yatırım yaptığınız sermayenizi kaybedebilirsiniz. Buna engel olmanın en iyi yolu girişiminize başlamadan önce fikriniz ileri versiyonlarını da planlamak ve doğru zamanda hamle yapmak.

En çok yaşadığımız ekonomik problemlerden biri tahmin edilenden çok daha fazla masraf çıkmasıdır.

Yeni bir girişime başlarken ilk olarak giderlerimizi hesaplarız ki daha sonra parasız kalarak batmayalım. Ama bazen ne kadar iyi hesaplarsak hesaplayalım tahminlerimiz tutmaz veya dış etkenlerden dolayı masraflarımız beklediğimizden daha fazla olabilir. Bu da bizim nakit akışımızda aksamalar yaratır. Belli bir aşamadan sonra nakit akışımızı düzeltemezsek bizi zorlar günler bekler hatta batmaya doğru bile gidebiliriz. Bu yüzden her zaman sermayemizi ayarlarken fazladan bütçe oluşturmalıyız.

Olumlu gibi görünen ama sonuçları felaket olabilecek durumlar da ne yazık ki mevcut.

İşin çok çabuk büyümesi bunlardan biri. İşin hızlı şekilde birden büyümesi işi batış noktasına sürükleyebilir. Bazen yavaş ama emin adımlarla yükseliş daha makul olabilir. Eğer büyüme kontrol edilemez bir hal alırsa bunun gerekliliklerini karşılayabiliriz.

Kariyer riski faktörü.

Kariyer riski aslında sadece girişimcilikte değil her iş alanında ki sektör değişiminde mevcut ama girişimcilikte olumsuz sonuçları biraz daha ağır olabilir. Örneğin, sabit maaştan vazgeçmek temel problemlerden biri. İş sahibi olmanın dünyasına girmeden önce şimdiki işinize ve bazı durumlarda kariyerinize veda etmeniz gerekir. Başka bir yerde çalışırken girişiminizi geliştirmeye çalışmak girişimcilerin çoğu için riskli bir seçimdir. Kişisel gelirinizin, özellikle de şirketinizin varoluşunun ilk birkaç ayında ve yıllarında hiçbir garantisi yoktur ve muhtemelen alternatif bir yerden gelir elde etmek sizin için zor olacaktır.

Kişisel sermayeyi feda etmek, başarılı olduğunuz vakit canınızı sıkmaz ama başarısız olduğunuz takdirde sizi kötü bir duruma sokabilir.

Bazı girişimciler, yalnızca dış kaynaklara dayanan girişimlerine başlayabilirler. Bu genellikle melek yatırımcı katkıları, devlet teşvikleri ve kredilerden oluşan bir fonlamadır ve her zaman yeterli olmayabilir. Bu yüzden birçok girişimcinin işlerin başlamasına yardımcı olmak için kendi banka hesaplarına ve kişisel birikimlerinde de kullanması gerekiyor. Bu birikimleri kaybetmenin sadece ekonomik olarak değil kariyer anlamında da etkileri mutlaka olacaktır.

Sosyal risk faktörü.

Girişimciler sadece finansal risk veya kariyer riskiyle değil, sosyal risk ile de karşı karşıyadırlar. Sosyal risk; toplum ve daha çok aile kaynaklı ilişkiler ve bireyin sosyal çevresiyle yaşadığı ilişkilerinin sonuçları ile ilgilidir. Aile huzurunun bozulması en sık yaşanan problemlerden biridir. Girişimci için yeni bir projeye başlamak demek uzun çalışma saatleri demek oluyor. Uzun çalışma saatlerinizin olması da ailenizle vakit geçirememenize neden olur ve ailenizle bir takım problemler yaşayabilirsiniz.

Sosyal risk tabii ki sadece ailenizi değil arkadaş ve sosyal çevrenizi de etkiliyor.

Girişimciliğe attığınız adımla birlikte daha önce de bahsettiğimiz gibi çalışma saatlerinizde de artışlar görülebilir ve bu yüzden arkadaşlarınızla veya sevgilinizle problemler yaşayabilirsiniz.

Psikolojik risk faktörü.

Psikolojik risk faktörü aslında en tehlikeli faktörlerden biri. Çünkü yeni girişiminiz getirdiği yoğunluk ve stres sizi hayatınızın her alanında hata yapmaya götürebilir. Hatalardan kaçınmak için psikolojinizi dengede tutmalısınız hatta gerekirse psikolojik yardım da alabilirsiniz.

Psikolojik risk faktörünün birçok sebebi olabilir ve bu kişiden kişiye değişen bir faktördür.

Yoğun iş temposu ve bilgi bombardımanı, hızla gelişen teknoloji ve değişimleri takip telaşı, bitmeyen rekabet ve düzelmeyen ekonomi, başarılı olma hırsı, zaman yetersizliği, yetişmeyen işler, trafik, gelecek belirsizliği ve bir sürü sebep, strese sebebiyet verebiliyor. Ama hepsinin tek bir çözümü var o da sizin iradeniz.

Popüler İçerikler

HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Görüşme Esnasında Erkeğe Maddi Sorular Sorulmasını Destekleyen Kadın Tepkilerin Odağında
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı