Karar Verme Sürecinden Ameliyat Masasına Kadar Rinoplasti (Burun Estetiği) Maceram

Uzun yıllar süren karar aşaması ve bir o kadar zahmetli doktor seçimi sürecinin ardından nihayet 31 Temmuz'da burun ameliyatı oldum. Bu ameliyatı olmayı düşünenler için de yaşadığım süreci paylaşmaya karar verdim, çünkü ben de ameliyattan önce bu tecrübeyle ilgili gördüğüm her şeyi okudum. İşte karar anından bugüne ameliyat sürecim.

Karar Verme Süreci

Öncelikle kısaca burnumdan bahsedeyim. Kendimi bildim bileli hafif kemerli, ancak küçük ve kalkıklığı normal (ucu aşağı sarkmayan) bir burna sahiptim. Yani görünüşteki tek sorun kemerdi. Bunu önemsemiyordum, ta ki birkaç yıl önce sol tarafta çıkan minik kemik çıkıntısına kadar. Bu kemik hem keskin, hem de asimetrik bir görüntü oluşturuyordu ve beni rahatsız etti. Bu yüzden ameliyat olmayı düşünmeye ve doktor araştırmaya başladım.

Doktor Seçimi

Bu ameliyatta en önemli faktörün doktor seçimi olduğunu biliyordum. Bu yüzden kapsamlı bir araştırmaya giriştim. Hem Kulak Burun Boğaz, hem de Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi doktorları bu ameliyatı yaptığı için, iki branşı da inceledim. Birçok doktorla görüştüm. Çevremdeki herkes başka bir doktoru tavsiye ediyordu. O kadar çok doktor seçeneği var ki, kafanızın karışmaması imkansız. Panik olmayın, zamanla mutlaka eleyerek içinize en sinen doktorda karar kılıyorsunuz. Benim için bu süreç yaklaşık 2 yıl sürdü.

Muayene ve Son Karar

Biraz takıntılı biri olduğum için birkaç kez muayene oldum, endoskopik burun muayenesi dahi yaptırdım (kameralı bir çubukla burnumun içini incelettim). Sonuç sandığımdan daha karmaşıktı; septum (burun deliklerimizi birbirinden ayıran kemik) yamuktu, burnumun içindeki etler alerjiyle büyümüş ve hava yollarını tıkamıştı. Ayrıca burun ucum çok yumuşaktı, doktor zamanla burnumun aşağı düşeceğini söyledi. Farklı doktorlardan aynı şeyleri duyunca emin oldum. Birçok işlem olacaktı ve bu ameliyatı olacaktım. Bu arada ameliyatı bir plastik cerraha olmaya karar verdim, çünkü görüntümde büyük bir değişim istemiyordum ve bu anlamda plastik cerrahların işlerini daha çok beğeniyordum.

Ameliyata Geri Sayım

Seçtiğim doktordan emin olduktan sonra ameliyat günü aldım. Yaklaşık 1.5 ay sonraya gün verdiler. Günler geçmek bilmiyordu, özellikle son bir hafta geceleri kalp atışlarımı duymaktan uyuyamaz hale geldim. Bu ilk ameliyatım olacaktı ve narkozdan ölümüne korkuyordum. Ameliyattan bir hafta önce testlerim yapıldı, anestezi uzmanıyla görüştüm. Kendisi çok tatlı bir kızdı, ancak bu korkmama engel değildi. Yüzlerce soruluk bir formu doldurduktan sonra anesteziyi kabul ettiğime dair imzamı attım. Heyecan doruktaydı.

Ameliyat Günü

Ameliyattan önceki gece 12'den itibaren yemek yemeyi ve su içmeyi bırakmam gerekiyordu. Sabah 10'da ameliyat olacaktım, erkenden kalktım ve uzun bir duş aldım. Sonrasında yürüyerek (hastane evime çok yakın) hastaneye gittik. Refakatçim hemşire olan annem olacaktı. Gece hiç uyuyamadım ama ameliyata giderken heyecan hissetmiyordum.

Ameliyata Hazırlık

Hastanede kalacağım odaya yönlendirdiler, yatağı görünce hiç hoş şeyler hissetmedim. Hemen yatmak istemedim, nasılsa günlerce yatacaktım. Tatlı hasta bakıcım geldi, beni tuvalete götürüp giydirdi (evet tamamen soyunmak gerekiyor, takı ve makyaj kesinlikle yasak) ve berbat mavi ameliyat önlüğümle odama döndüm. Kafama boneyi geçirdim ve yatağıma yattım.  O an 'ben ne yapıyorum?' gibi cümleler eşliğinde kaçma isteği geliyordu. Maalesef sakinleştirici yapmadılar, ameliyathaneye girişte yapacaklarını söylediler.

Ameliyathaneye Giriş

Bir hemşire ve görevli gelerek 'haydi gidiyoruz' dediler ve yatağımın tekerleklerini açarak beni 'sürmeye' başladılar. Annemlere el sallayarak odadan çıktım. Hala çok heyecanlı değildim, oysa dişçiye bile korkudan zorla giden biriyim. Asansörle ameliyathane katına geldik. Asansörden iner inmez koridorda iki mavi önlüklü kız bizi karşıladı. Biri damar yolumdan sarı şeffaf bir iğne yaptı. O sırada 'artık sakinleştirin yeter' filan diyordum. Sonrası yok. Bilincim bıçak gibi saniyenin 10'da 1'i gibi bir sürede kapandı.

Narkozdan Ayılma

Kendime geldiğimde sesler ve bulanık görüntüler vardı (gözlerimin ileri derecede miyop ve astigmat olduğunu söylememde fayda var). Yüzümde bir oksijen maskesi vardı, ağrım yoktu ama çok rahatsız hissediyordum. Çünkü her şeyin farkında olsam bile ayılamıyordum. Çok titrediğimi hatırlıyorum. Yanıma gelen kıza durumu söylediğimde bir ilaç yaptı ve titremem çat diye kesildi. Sonrasında odama çıkarıldım.

Odaya Dönüş

Odada kendimi çok iyi hissediyordum. Delikli tamponlar sayesinde mükemmel nefes alıyordum. Hiç ağrım yoktu, hatta hastanede kaldığım süre boyunca sağlam bir griple kıyaslarsak hiç ağrım olmadı diyebilirim. Çok çok hafif bir baş ağrısı yaşadım, hepsi bu. Yüzümün morarıp şişmemesi için sürekli yüzüme buz koydular. Bu sıcakta buz rahatsız etmedi, sadece gözlerimi kağıt havluyla kapatıp beni sürekli karanlığa mahkum etmeleri hoş olmadı. Ameliyattan birkaç saat sonra tatsız tuzsuz hastane yemeklerinden yedim, ayağa kalkıp tuvalete gittim. Kısacası kısa sürede normale döndüm.

İlk Gece

Gece sırtüstü ve hafif dik konumda uyumak biraz rahatsız etse de sık sık güzelce uyudum. Hemşireler sürekli gelip tansiyonumu ve ateşimi ölçtüler. Sabah güzel bir kahvaltı yaptım, doktorum gelip hafifçe pansuman yaptı ve öğlene doğru taburcu oldum.

Taburcu Olduktan Sonraki Süreç

Eve geldiğimde yüzüm şişmeye ve morarmaya başladı. Açık tenli ve hassas olduğum için bu normaldi, herkeste böyle olmadığını belirteyim. Evde de buz uygulamasına devam ettik, burnumu ve yüzümü oynatamıyordum. İstediğimi yiyebiliyor olsam da, içecekleri pipetle içtim. Tat ve koku alma duyum kaybolmuştu. Doktorun verdiği sprey, ağrı kesici ve kremi düzenli kullandım. Kanama yok denecek kadar az oldu.

Rahatsız Günler

Tamponlar ameliyattan 5 gün sonra alınacaktı. Gündüzleri sorun olmasa da, geceleri her geçen gün daha zor olmaya başladı. Tamponlar tıkandı ve nefes almam zorlaştı. Göz çevrem de rakun gözü denilen şekle bürünmüştü. Bir an önce tamponları çıkması için dua ediyordum. Burnu ıslatmamak gerektiği için saçlarımı evin yakınındaki bir kuaförde yıkatıp, sadece vücudumu yıkayarak duş aldım.

Tamponların Çıkması

Gelelim tamponların çıkmasına... Herkesin korktuğu bu işlem beni korkutmadı, aksine onlardan bir an önce kurtulmak istiyordum. Koltuğa oturdum ve hoooop, kayarak çıktı tamponlarım. Tabii ki yalan söyleyemeyeceğim, derinlerden gelen bir şey olduğu için içiniz biraz gıcıklanıyor ama ağrı/acı yok. Üstelik o an öyle bir nefes aldım ki, doktoruma 'şu an yeniden doğdum' dedim.

Alçının Çıkarılması

Sırada alçı vardı, aslında alçı tampondan 2-3 gün sonra çıkıyor ama plastik alçımın delikli görüntüsü tripofobimi (delikli görüntü fobisi) coşturduğu için doktorum tampondan sonraki gün çıkarabileceğini söyledi. Alçı çıktıktan sonra burnumu görmeme izin vermedi, eliyle biraz baskı yaparak hafif acımasına sebep oldu, alkollü bir bezle burnumda kalan kalem izlerini temizledi ve ten rengi bantlarımı sıkıca yapıştırdı.

Sonuç

Ten rengi bantların yapıştırılmasından bir hafta sonra, yani bugün bantlarım alındı. Hava çok sıcak ve yüzünüzde bu kadar bant varken kaşınmamak imkansız. Bantlar çıkınca çok rahatladım, artık yeni burnumla baş başaydım. Başta biraz garip karşılasam da kısa sürede yeni halime alıştım, çünkü ifadem değişmedi. Artık kemersiz, düzgün ve eskiye oranla daha minik bir burnum var. Makyaj yapabiliyorum, güneşten korunduğum sürece her şey serbest. Burnuma dokunmadıkça ameliyat olduğumu hatırlamıyorum bile. Dokununca biraz acıyor. Doktorumun verdiği spreyi ve kremi kullanmaya devam edeceğim, aylık kontrollere gitmeyi sürdüreceğim. Eğer bu ameliyatı olmayı gerçekten istiyorsanız iyice araştırın ve güvendiğiniz bir doktor bulursanız mutlaka olun, çünkü karşılaştığınız sonuç her şeye değer.

Popüler İçerikler

Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
Daron Acemoğlu'nun Atatürk Hakkındaki Yorumlarına Gelen Tepkiler