Dış mihraklar bizi bir bıraksa din, mezhep ayrımı gözetmeden birbirimizi kucaklarız, birbirimize olan saygımız dillere destandır. Bu Amerika olmasa var ya senelerdir yan yana yaşayan insanlar farklı fikirleri yüzünden de ötekileştirilmezdi. İnanmıyor musunuz? Bunu anlamak için kahin mi olmalıyız kardeşim? Bizim binlerce kilometre öteden gelip sınırlarımızdan elini kolunu sallaya sallaya giren kayıtsız, ne yaptığı belirsiz (hem de hepsi bıçkın erkek, delikanlı) insanları Yüzük Kardeş’i ilan edebilecek kadar geniş gönlümüz var. Asla sefalet, cehalet ve terör ithal etmedik biz. En tehlikeli ithalatımız yabancı otomobildi ama o da dünyadaki en yüksek vergiler sayesinde ulaşılmaz hale geldi.
Hele iki balığı nehirde kavga ettiren o uzun bacaklı İngiliz zamanında bu ülkeden geçmese yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma, hemşehricilik, nepotizm, fırsatçılık falan olur muydu? Güneydoğu Anadolu zamanında Fransızlar tarafından işgal edilmeseydi Suriyeli sığınmacılar için bizim tertemiz toplumumuz içerisinden “ucuza çalışıyorlar onlar giderse ekonomimiz çöker” diyen zihniyetler çıkar mıydı?
Yazık, dünyanın en ahlaklı ve yüksek nitelikli toplumu dış güçler yüzünden ne hale geldi…
Ah bir de şu Çin olmasa tarih boyunca yüksek teknoloji üretimine yaptığımız yatırımın karşılığını alacaktık ama dünyadaki tüm teknolojiyi Çin ithal edince bize kalmadı. Zaten Marmara Denizi’ni de Galata Köprüsü altında “Rakı güzeeel, şiş kebap güzeeeel, ben gene geleceeek” diye yemek yerken balık kılçıklarını denize atan turistler kirletti.
Bu yazı bu kadar! Devamını benim de midem kaldırmıyor.
Sağlığınıza dikkat edin...
Linkedln
Instagram
Facebook