Dün gece gerçekleşen ödül töreninde İngiliz komedyen Ricky Gervais'in laf etmediği insan kalmadı...
Dün gece gerçekleşen ödül töreninde İngiliz komedyen Ricky Gervais'in laf etmediği insan kalmadı...
İnanılmaz zeki, ağzı bozuk ve hiç pişmanlık duymayarak acımasızca şakalar yapan İngiliz komedyen Ricky Gervais, ödül töreninin başlangıcında yaptığı konuşmayla birkaç kişiyi güldürmeyi başarsa da, tören alanındaki birçok konuk adeta dut yemiş bülbüle döndü.
Beverly Hill, Kaliforniya'da gerçekleşen törennin başlangıcında Gervais şunları söyledi: 'Unutmayın, bunlar sadece şaka. Yakın bir zamanda hepimiz öleceğiz ve buna bir devam filmi yok.'
Altın Küre Ödülleri'nde 5. kez sunuculuk yapan Gervais, kendine has üslubuyla, törendeki ünlüleri de hedef aldı.
'Desperate Housewives' dizisinin yıldızlarından olan Huffman, üniversiteye giriş skandalıyla hapis cezası almıştı.
Törenin geri kalanında Gervais, tek cümlelik kısa şakalarla ara ara gözüktü.
'Yabancı Dilde En İyi Film' kategorisinde ödül alan yönetmen, salondaki ve evdeki seyircilerin sırf diyaloglar İngilizce olmadığı için bu filmleri izlemekten çekinmemelerini istedi.
Bong, sahnede ona eşlik eden bir çevirmen aracılığıyla, '3 santim uzunluğundaki alt yazı engelinin üstesinden geldiğinizde, çok daha şaşırtıcı filmlerle tanışacaksınız.' dedi.
Sınıf savaşı ve ekonomik eşitsizliğin çarpık bir hikayesini anlatan 'Parasite', övgü dolu eleştiriler kazandı. Gelecek ay, Oscar'larda'En İyi Film' kategorisinde aday gösterilebilir.
DeGeneres, 'Carol Burnett'in Televizyonda Mükemmellik Ödülü''nü kabul eden konuşması sırasında kariyeri hakkında bazı tatlı ve göz alıcı noktalara değindi.
Lezbiyen olduğunu açıklayarak televizyonda tarih yazan DeGeneres, eğlence sektöründe yer bulmanın birkaç yıl aldığını söyledi.
'Bir sitcom dizim vardı ve o diziyi kaybettim. Sonra başka bir dizim oldu ardından onu da kaybettim. Her zaman yapmak istediği bir şeyi yapma şansım oldu: Viski yapmak. Ardından bir talk şovum oldu ve kendim olabildim. Beni tanıdığınızı düşünüyorum. Ben açık bir kitabım.'
Ardından, cinsel yönelimine değindi ve izleyicinin sevdiği bir şakayla, var olmayan kocasına teşekkür etti.
'Bunu kocam Mark olmadan yapamazdım. Mark, sen benim her daim güvendiğim kişisin.' dedi ve ardından kamera, DeGeneres'ın gerçek eşi Portia de Rossi'yi gösterdi.
'The Act' isimi dizisi için ödül kazanan Arquette, ABD'yi İran'la gerginlik yaratan 'savaşın eşiğinde' bir ulus olarak nitelendirdi.
Trump yönetimini eleştirmekten çekinmeyen oyuncu, seyirciyi '2020'de oy vereceğini bildiğiniz herkese yalvarmaya' çağırdı.
'Burada olduğum için ve bunu kutladığım için çok minnettarım, ama aynı zamanda biliyorum ki, bu 5 Ocak 2020 gecesine dönüp bakmayacağız... Tarih kitaplarında, savaşın eşiğinde olan bir ülke göreceğiz. '
Ardından da şunları söyledi: 'Çocuklarımı çok seviyorum, onlara daha iyi bir dünya bırakmanız için size yalvarıyorum.'
Arquette, ödüllerinin kabul konuşmalarında sık sık sosyal adalet ve siyasi eylemlere değiniyor.
2015 yılında 'Boyhood' daki rolüyle Oscar kazandığında, kadınlar için ücret eşitliği çağrısında bulunmuştu. Geçen yılki Emmy kabul konuşmasında da, trans insanlara yapılan zulme değinmişti.
Cecil B. DeMille Ödülü'nü kabul eden Hanks, esprili konuşmalardan duygusal bir konuşmaya geçiş yaparak ailesi ve arkadaşlarına teşekkür etti.
Konuşmasının en alıcı noktasında şunları söyledi: 'Bu odadaki insanların çoğunun arabalarını yıkadıklarını görmek için para öderdim.'
Ardından eşi Rita Wilson'a seslendi: 'Aşkının benim için ne kadar önemli olduğunu sana açıklayamam.'
Hanks, törenden önce soğuk algınlığı ilacı aldığını kabul ederek soğuk algınlığı için özür diledi.
FX mini dizisi 'Fosse / Verdon' daki başrolü için onurlandırılan Williams, onu derinden üzen sorunlara değinen etkili ve net bir kabul konuşması yaptı.
Bir kadının seçme, kiminle ve ne zaman çocuk yapacağını seçmenin hakkına sahip olmadan, şu andaki kariyer başarısı seviyesine ulaşamayacağını söyledi: 'Kendimizi desteklenmiş ve dengeli hissettiğimde, tüm anneler olarak terazilerin çocuklarımıza doğru eğilmesi gerektiğini ve eğileceğini biliyorum. '
Hamile olan Williams, kişisel seçimlerinin kalabalığın veya evdeki izleyicilerinkinden farklı olabileceğini kabul etti.
Williams, 'Ama, inancımla yaşamakta özgür olduğum ve sizinkilerle yaşamakta özgür olduğunuz prensibi üzerine kurulu bir ülkede yaşadığımız için Tanrı'ya -ya da kime dua ederseniz edin- şükürler olsun. Yani, 18 ila 118 yaşları arasındaki kadınlar, oy verme zamanı geldiğinde, lütfen bunu kendi çıkarlarınıza göre yapın.Erkekler bunu yıllardır yapıyorlar, bu yüzden dünya onlara çok benziyor.” diye ekledi. 'Bu ülkenin en büyük oy kitlesi olduğumuzu unutmayın. Daha çok bize benzeyelim.'
Rapçi ve aktris Awkwafina, komedi filminde en iyi kadın oyuncu rolü için Altın Küre kazanan ilk Asyalı kadın oldu.
Filmin yönetmeni Lulu Wang'e teşekkür etmeden önce 'Zor zamanlar yaşarsam, bu ödülü satabilirim.' diyerek şakalaştı.
Wang'e şunları söyledi: 'Bana hayatımın şansını verdin. Sadece bu hikayeyi film haline getirmek ve seninle olmak inanılmaz bir şey.'
Oyuncu, ödülünü babasına, büyük annesine ve hayatını kaybeden annesine adadı: 'Bu ödülü babam Wally'ye adamak istiyorum. Sana iş bulabileceğimi söylemiştim baba.'
Martin Scorsese'nin çok övülen ve kazanması beklenen gangster filmi 'The Irishman', 'En iyi Film' dalında aday olmuştu.
Ancak bu beklentiler, I. Dünya Savaşı'nda bir çift cesur İngiliz askerinin amansız ve güçlü dramını anlatan bir aksiyon filmi olan '1917'nin kazanmasıyla sona erdi. Filmin yönetmeni Sam Mendes, 'En İyi Yönetmen' kategorisinde de Scorsese'yi yendi.
Mendes ödülünü kabul ederken 'Umarım bu, insanların sinemaya gidip bunu büyük ekranda izleyeceği anlamına geliyordur.' Film, 2019 yılının sonlarına doğru sınır sayıda sinemada vizyona girdi ancak bu ay ile birlikte daha geniş bir yayına ulaşacak.
Eleştirmenler tarafından Scorsese'nin başyapıtı olarak değerlendirilen 'The Irishman', Altın Küreler'de beklediğini bulamadı. Aday olduğu kategorilerinden hiçbirinden ödül alamadı. Filmin yayıncı şirketi Netflix'in de doğru düzgün adı geçmedi dense yerinde olur.
Şirket toplamda 34 adaylık elde etmişti ancak sadece ikisini kazanabildi. 'Marriage Story' filmindeki rolüyle Laura Dern ve 'The Crown' dizisindeki rolüyle Olivia Colman ödül aldı.
'Normalde senaryolarımı kimseyle paylaşmam o yüzden teşekkür edebileceğim kimse yok!'
'Hollywood Yabancı Basın Birliği'ndeki herkes ırkçı.'
Sizce gecenin en can alıcı olayı neydi? Yorumlarda buluşalım!
Jason Momoa geçerken uğramış gibi.
Yalnızca hayâl ediyorum: Bizde herhangi bir sanatçı, herhangi bir ödül töreninde ülkeyi yönetenlere böyle sert eleştiriler getirecek ve önce sosyâl medya linciyle, sonra da savcılık soruşturmasıyla karşılaşmayacak.. Yalnızca hayâl ediyorum..
sektör hep ırkçıydı bunu bilen bilir ödüller de çoğu zaaman hep siyasi