Reyhanlı Patlamasında Ölenlerin Aileleri: ‘Sorumlu Olan Herkes Cezalandırılsın’

Döne Kuvvet'in bombaların açtığı çukurun içerisindeyken çekilen bu fotoğrafı, katliamın simgesi haline gelmişti.

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013’te yaşanan ve 53 kişinin yaşamını kaybettiği bombalı saldırının 4. duruşması Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Davanın ikinci duruşması sona erdi. Mahkeme, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi. 

Duruşma öncesi Ankara Adliyesi önünde açıklama yapan aileler saldırıdan sorumlu olan herkesin yargılanmasını istedi. Mağdur avukatlarından Hatice Can ise, saldırının Türkiye’nin Suriye politikaları sonucunda gerçekleştiğini söyledi. Duruşma 10 Temmuz tarihine ertelendi.

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada Hatay Barosu müdahillik başvurusunda bulundu. Hatay  Baro Başkanı Erdem Dönmez yaşanan saldırının sadece aileleri değil tüm toplumu ilgilendirdiğini söyledi. Erdem sözlerinin devamında “Türkiye’nin Suriye politikaları nedeniyle bu olay yaşandı. Bu olayın perde arkasındaki asıl azmettiricilerin ortaya çıkartılması beklentisi içindeyiz” dedi.

'Göz yumdular'

Evrensel'de yer alan habere göre mağdur aileler duruşma esnasında sanık avukatların konuşmalarına sık sık tepki gösterirken, saldırıda ağabeyini yitiren Ahmet Ceylan sanıklardan sonsuza kadar şikayetçi olduğunu dile getirdi. 

Saldırıda oğlunu kaybeden Nedime Erdemci de kendisinin evlatsız torununun da babasız kaldığını söyledi. 

Duruşmada konuşan mağdur avukatlarından Hatice Can saldırının altında yatan sebebin Türkiye’nin Suriye politikası olduğuna işaret etti. Saldırının 11 Mayıs’ta yaşandığını ve Hatay Emniyet Müdürlüğüne 8 Mayıs tarihinde olayla ilgili çok ayrıntılı bir ihbar geldiğine dikkat çeken Can, “Bizler o günlerde Türkiye’nin Suriye politikaları ile ilgili açıklamalarda bulunuyor, savaşa karşı olduğumuzu dile getiriyorduk. Türkiye’nin açık sınır politikalarının mülteciler için çok temel bir insan hakkı olduğunu; ancak Türkiye’nin güvenliğini çok ciddi tehdit altına aldığını ısrarla belirtiyorduk. Tüm bunlara rağmen katliam göstere göstere geldi” şeklinde konuştu. 

Asıl sanıklarla ilgili davanın bir türlü açılmadığına vurgu yapan Can, o dönemde alınan ihbarla harekete geçmeyen ve görevini kötüye kullanan kamu görevlileri hakkında da ailelerin mücadelesiyle bir dava açıldığını hatırlattı. Can sözlerinin devamında şunları dedi:” İddianamede çarpıcı olan bir şey vardı ki; o da ‘Suriye muhaliflerinden Türkmen Tugayı Heysem Topalca’nın birtakım istihbarat örgütleriyle bu eylemi planladığı ve kaçakçıların üzerine yıkacağı’ ifadeleriydi. Ve şimdi aileler, bütün Hatay ve bütün bölge adalete erişmek için mücadele ediyor.”

Sanık avukatları: Gerçek failleri birlikte bulalım

Mağdur aileler dinlendikten sonra sanık avukatların savunmalarına geçildi. Avukatlar tutuklu sanıkların serbest bırakılmasını talep ederken “Gerçek failleri hep birlikte ortaya çıkaralım” dedi. Saldırı tarihinde Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “53 Sünni vatandaşımız şehit edildi” sözlerini hatırlatan avukatlar, daha DNA testi bile yapılmamışken devletin yöneticilerinin bu şekilde konuşarak bir mezhep kışkırtması yaratmaya çalıştığına dikkat çekti. Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme Hatay Barosu’nun  müdahillik başvurusunu reddederek duruşmayı 10 Temmuz tarihine erteledi. 

'Acıların en büyüğü'

Duruşma öncesi mağdur aileler Ankara Adliyesi önüne yaşamını yitiren yakınlarının fotoğraflarıyla geldi. Açıklamayı yapan Oğulcan Tuna’nın babası Ahmet Tuna, Reyhanlı’da 2013 yılında büyük bir terör olayı yaşandığını belitti. Terörle hiçbir yere varılamayacağını ifade eden Tuna, anlatılamayacak kadar büyük acılar yaşandığını dile getirdi. Tuna, “Bu acılar hiçbir zaman geçmez. Biz acıların en büyüğünü yaşadık. Bu olayı yapanın, yaptıranın, alet olanın, ihmali olanın en büyük cezaya çarptırılmasını istiyoruz. Temennimiz bu mesajın yerini bulmasıdır” dedi.

Popüler İçerikler

Yeni Sezonda TV Ekranları Fena Karıştı: 5 Dizinin Ertelendiği Sezonda 6 Dizi Şimdiden Final Yaptı!
Kanseri Yenen Eski Arka Sokaklar Oyuncusu Dizi Setlerine Yeniden Dönme Kararı Aldı
Üç Milyon Emekliyi Bekleyen Tehlike: 2025'te 12 Bin 500 TL Maaş Almaya Devam Edebilirler!